Hukuk Bölümü 1991/3 E., 1991/4 K.

  • EMEKLİ SANDIĞI KAYITLARI VE NÜFUS KAYDINDAKİ FARKLI SOYADI
  • NÜFUS KAYDINDA VE EMEKLİ SANDIĞI KAYITLARINDAKİ FARKLI SOYADI
  • SOYADININ TESBİTİ DAVASI
  • TESBİT DAVASI NİTELİĞİ
  • 1587 S. NÜFUS KANUNU (MÜLGA) [ Madde 46 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davacı, nüfus kayıtlarında ölü eşi M.H.`

    `nin ve kendisinin soyadının (S.) olarak geçmekte olduğunu, nüfus cüzdanında ve Emekli Sandığı kayıtlarında ise Suna soyadıyla (B.) soyadının birlikte yazılı bulunduğunu ileri sürerek her iki soyadının aynı şahsa ait olduğunun tespiti ve Buyrultan soyadının iptali isteği ile adli yargı yerinde, nüfus idaresini hasım göstererek tespit davası açmıştır.

    Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi; 18.7.1988 gün ve 172-443 sayılı kararında; Nüfus kayıtlarında düzeltilmesi gerekecek bir husus bulunmadığından Nüfus İdaresine ilişkin davayı esastan; Emekli Sandığı kayıtları ile ilgili isteği de görev yönünden reddetmiş, karar temyiz ve tashih aşamalarından geçmek suretiyle kesinleşmiştir.

    Davacının aynı istekle idare mahkemesinde Emekli Sandığına karşı açtığı davada Adana 2. İdare Mahkemesi 19.9.1990 gün ve E. 1989/528, K. 1990/708 sayıyla: Husumeti Valilik makamına yönelterek, olayda iptal davasına konu olabilecek bir işlem bulunmadığı, davanın, soyadının iptali istemi ve tespit davası niteliğinde bulunduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi ve idari yargı yerlerinde ahvali şahsiye kayıtları ile ilgili davaların çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle, davayı görev yönünden reddetmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    Dosyalar, davacı vekilinin isteği üzerine İdare Mahkemesi`

    `nin 10.12.1990 gün ve 528 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne gönderilmiştir.

    Böylece, adli yargının Emekli Sandığı kayıtları ile ilgili görevsizlik kararı ve idari yargı kararları arasında 2247 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Yılmaz Aliefendioğlu`

    `nun Başkanlığında, Hüseyin Örmeci, Kamil Kadıoğlu, Erol Çırakman, Rüştü Altay, Abdullah Demir ve Ali Hüner`

    `in katılmaları ile yaptığı 11.2.1991 günlü toplantıda geçici raportör Hakim Ayten Anıl`

    `ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp`

    `in, olayda idari davaya konu edilecek bir işlem bulunmadığından olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı bu nedenle başvurunun reddi gerektiği, Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç`

    `in, davada olumsuz görev uyuşmazlığının Emekli Sandığı kayıtlarındaki tashih ve iptale ilişkin kısmını kapsadığı, bunun da ahvali şahsiye kayıtları ve tashihi ile ilgili olmadığı davanın yalnız idari kayıtların düzeltilmesine ilişkin bulunması nedeniyle idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yolundaki sözlü ve yazılı düşünceleri alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    Adli yargıda nüfus cüzdanında ve Emekli Sandığı kayıtlarında görülen S. ve B. soyadlarının aynı şahsa ait olduğunun tesbiti ile B. soyadının iptali istemiyle nüfus idaresine karşı açılan davaya Emekli Sandığı müdahil olarak katılmıştır.

    Asliye Hukuk Mahkemesi, nüfus kayıtlarını getirterek kütükteki kayda göre davacının soyadının yalnız "S." olduğunu, B. soyadının kayıtlarda yer almadığını, dolayısıyla nüfus kayıtlarında düzeltilecek bir husus bulunmadığını tespit ederek nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin kesimini esastan; Emekli Sandığı kayıtlarında görülen Buyrultan soyadının iptaline ilişkin isteği ise görev yönünden reddetmiştir.

    Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen ret kararı, davacı soyadının nüfusta Suna olduğunun tespitine ilişkindir. Emekli Sandığı kayıtlarında gözüken, iki soyadın aynı kişiye ait olup olmadığına ilişkin tespit yapılmamış, bu yönden görevsizlik kararı verilmiştir.

    Tespit davaları adli yargıda yer alan dava türüdür. İdari yargılama usulünde müstakil tespit davası adı altında bir dava çeşidi bulunmamaktadır.

    Olayda, kayıt düzeltme (soyadı iptali) istemi, S. ve B. soyadlarının aynı kişiye ait olduğunun tespiti nedeniyle ileri sürülmüştür. Dava, esasta, nüfus kaydında, S., Emekli Sandığı kayıtlarında S., B. olarak gözüken soyadlarının aynı kişiye ait olduğunun belirtilmesi istemidir. Mahkemece davanın bu yönleriyle ele alınarak gerekli araştırma ve inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

    Açıklanan nedenlerle, Emekli Sandığı kayıtlarında gözüken iki soyadının aynı kişiye ait olduğuna ilişkin davanın çözümü adli yargının görevine girdiğinden Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi`

    `nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi`

    `nin 18.7.1988 gün, 172/443 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, üyelerden Kamil Kadıoğlu`

    `nun oyu ve oyçokluğuyla 11.2.1991 gününde kesin olarak karar verildi.

    KARŞI OY :

    Davacı, nüfus idaresini hasım göstererek ölü eşi ile kendisinin nüfus kayıtlarında soyadı (Suna) olarak, nüfus cüzdanında ve Emekli Sandığı kayıtlarında ise (Suna Buyrultan) olarak yazılı olduğunu ileri sürerek her iki soyadının aynı şahsa ait olduğunun tesbiti ile Buyrultan soyadının iptalini istemiştir.

    Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bu dava sonunda, nüfus kayıtlarında düzeltilmesi gerekecek bir husus bulunmadığından nüfus idaresi aleyhine açılan davayı esastan ve T.C. Emekli Sandığı kayıtları ile ilgili davayı da idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddetmiştir.

    Davacı aynı istekle bu kez T.C. Emekli Sandığına karşı İdare Mahkemesinde dava açmış, idare mahkemesinde; olayda iptal davasına konu olabilecek işlem bulunmadığı, soyadı iptali istemi ve tesbit davası niteliğindeki bu davaya adli yargı yerinde bakılması gerektiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiştir.

    Her şeyden önce belirtelimki, adli yargıda açılan davada hasım Nüfus İdaresi iken İdari Yargıda T.C. Emekli Sandığı hasım gösterilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş ve işleyişi hakkındaki 2247 sayılı Kanunun 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri gerekir. Olayda davanın tarafları farklıdır. O nedenle olumsuz görev uyuşmazlığından söz edilemez.

    İşin esasına gelince:

    Davada istenen T.C. Emekli Sandığındaki kaydın iptalidir. Davacının her iki soyadının aynı kişiye ait olduğunun tesbitini istemiş olması esas isteği olan Emekli Sandığındaki kaydın iptali isteğini ortadan kaldırmaz. Esasen tesbit davası eda davasının öncüsüdür. Eğer iddia gibi tesbit sabit olursa onun sonucu kaydında iptali gerekecektir. Bu nedenle tesbit kısmı müstakil bir dava değil eda davası ile birlikte düşünülecek bir husustur. Emekli Sandığı ahvali şahsiye kayıtlarını tutmaz. Bu nedenle bu dava ahvali şahsiye kayıtları ile ilgili bir dava da değildir. Emekli Sandığı İdari bir kuruluştur. Buradaki kaydın iptali isteği de ancak idari yargıda görülecek bir davada görülebilir.

    Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.

    Kamil Kadıoğlu