T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018/756

            KARAR NO : 2018/832

            KARAR TR: 24.12.2018

         

ÖZET:  Asker kişi olan davacının, askeri araçla seyir halindeyken, terör örgütü mensupları tarafındankarayoluna döşenen patlayıcı maddenin infilakı sonucu yaralanması nedeniyle oluştuğunu önesürdüğü maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

KARAR

           

Davacı   : M.D.

Vekili      : Av. H.T.

Davalı   :  Jandarma Genel Komutanlığı

Vekili      : Av. K.M.

                                         

O L A Y : Davacı vekilidava dilekçesinde özetle; davacının Uz. J.V.Kad. Çavuş olarak Bitlis-Tatvanİlçe Jandarma Bölük Komutanlığında görevli iken 3.10.2009 günüaskeri araçla çıktığı Tatvan-Van karayolu yol güzergahındaki trafik yol kontrolü görevi sırasında, teröristlerce döşenen mayının uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu araçla toprak altında kalarak ağır şekilde yaralandığını; toprak altında kalışının saatler sonra farkedildiğini; havasızlıktan beyin ve akciğerlerinin zarar gördüğünü; çok uzun süre hastanede tedavi gördüğünü ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamayacağı tanısı ile emekli edildiğini, olayda davalı idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.000,00-TL. maddi, 60.000,00-TL. manevizararın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazmini istemiyle askeri yargı yerinde dava açmıştır.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE: 18.12.2013 gün ve E:2013/1851, K:2013/1546 sayı ile, zararın bir askeri hizmetin ifası sırasında meydana gelmediği, dolayısıyla da dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunma şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, iş bu davanın çözümünün Mahkemelerinin görevi dışında kaldığı ve davanın görüm ve çözüm yerinin Genel İdari Yargı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Daire: 9.4.2014 gün ve E:2014/679, K:2014/491 sayı ile, davacının kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin yerinde görülmemesi, taleplerinin kararda karşılanmış olması, düzeltilmesi istenen kararda çelişki olmadığı gibi kararın kanuna ve usule uygun bulunması nedeniyle; kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez 5.000,00-TL maddi, 60.000,00-TL manevi tazminat istemiyleidari yargı yerinde dava açmıştır.

VAN 2. İDARE MAHKEMESİ: 4.3.2016 gün ve E:2014/725, K:2016/372 sayı ile, dava konusu uyuşmazlıkta asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin olma koşullarının birlikte gerçekleştiği görülmekte olup, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde görevli yargı yerinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar davalı idare vekili tarafından, davalı idarece görev yönünden ret kararının lehlerine avukatlık ücretine hükmedilmemesine yönelik kısmının hukuka aykırı olduğundan bahisle, kararın bu kısmının temyizen incelenerek bozulması istemiyle temyiz etmiştir.

Danıştay Onuncu Daire: 5.2.2018 gün ve E:2016/8742, K:2018/320 sayı ile, Uyuşmazlıkta, davacının olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılması ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi amacıyla kararı temyiz etmediği görülmekte olup, her ne kadar 6771 sayılı Kanunun 17. maddesi ile Anayasa’ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) fıkrasıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmış ise de, dosyanın esası hakkında hangi yargı yolunun görevli olduğunu belirleme yetkisinin halen Uyuşmazlık Mahkemesinde olduğu ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ile görevli olduğuna karar verilen mercii tarafından dosyanın esasının incelenebileceği ve bu nedenle de dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılma usulüne uygun şekilde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi için gerekli uygulamaların ilgili İdare Mahkemesince yapılması gerekeceği; Van 2. İdare Mahkemesinin 4.3.2016 tarih ve E:2014/725, K:2016/372 sayılı kararının vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmıyla ilgili temyiz talebinin reddine ve kararın bu kısmının onanmasınave dosyanın 2247 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması için mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

VAN 2. İDARE MAHKEMESİ: 6.9.2018 gün ve E:2014/725 sayı ile, Mahkemelerinin 4.3.2016 tarih ve K:2016/372 sayılı karar ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, anılan kararın vekalet ücreti dışındaki kısımlarının temyiz edilmemesi neticesinde kesinleştiği, vekalet ücretine ilişkin kısmının ise Danıştay 10. Dairesi'nin 05/02/2018 tarih ve E:2016/8742, K:2018/320 sayılı kararı ile "Uyuşmazlıkta, davacının olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılması ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi amacıyla kararı temyiz etmediği görülmekte olup, her ne kadar 6771 sayılı Kanunun 17. maddesi ile Anayasa'ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) fıkrasıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmış ise de, dosyanın esası hakkında hangi yargı yolunun görevli olduğunu belirleme yetkisinin halen Uyuşmazlık Mahkemesinde olduğu ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ile görevli olduğuna karar verilen mercii tarafından dosyanın esasının incelenebileceği ve bu nedenle de dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılma usulüne uygun şekilde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi için gerekli uygulamaların ilgili idare Mahkemesince yapılması gerekeceği de tabiidir." açıklamasına yer verilmek suretiyle onanarak kesinleştiği ve davacı vekili tarafından Mahkemelerine sunulan 23/03/2016 tarihli dilekçe ile görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesinin talep edildiği anlaşıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanunun 15. maddesi hükmü uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.  

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;askeri ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, askeri ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, asker kişi olan davacının, askeri araçla seyir halindeyken, terör örgütü mensupları tarafındankarayoluna döşenen patlayıcı maddenin infilakı sonucu yaralanması nedeniyle oluştuğunu önesürdüğü maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Mahkememizin benzer durumlara ilişkin emsal kararlarında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş ise de, 11/02/2017 {tarihli Resmi Gazetede yaylanan ve 16/04/2017 tarihinde yapılan Halk Oylaması sonuçlarının 27 /Nisan 2017 tarih ve 30050 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan YSK’nın aynı tarih ve 663 sayılı kararıyla kesinleşen sonuçlarına göre kabul edilerek yürürlüğe giren 6771 sayılı Kanunun 13 ncü maddesi ile değişik; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 142/2 maddesinde; “Disiplin mahkemeleri dışında askerî mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askerî mahkemeler kurulabilir.” hükmüne; Geçici 21 nci maddesi E fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmıştır” hükmüne yer verilmiş olduğundan; 27 Nisan 2017 tarihi itibarıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırıldığından, her türlü idari davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yerinin görevli olduğu açıktır.

Diğer yandan kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağandışı zararların idarece tazmini; Anayasanın 125. maddesi gereği ve Türkiye Cumhuriyetinin "sosyal hukuk devleti" niteliğinin doğal bir sonucudur.

İdarenin hukuki sorumluluğu sadece kusur esasına, hizmet kusuru teorisine dayanmamakta; İdare, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabilmektedir. Kural olarak idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür. Ancak sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararları da nedensellik bağı aramadan tazmin etmesi gerekmektedir. Kollektif sorumluluk anlayışına dayalı, sosyal risk adı verilen ilke, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.

Ülkemizin belli bir yöresinde yoğunlaşan terör eylemlerinin Devlete yönelik olduğu, Devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçladığı, bu tür olayların zarar gören kişi ve kurumlara karşı kişisel husumetten ileri gelmediği bilinmekte ve gözlenmektedir.

Sözü edilen eylemler nedeniyle zarara uğrayan, terör eylemlerine her hangi bir şekilde katılmamış olan kişiler kendi kusur ve eylemleri sonucu değil, toplum içinde ortaya çıkan bu olaylardan zarar görmektedirler. Başka bir deyişle toplumun birer parçası olmak sıfatıyla zarar gören kişilerin, belirtilen şekilde ortaya çıkan zararlarının, özel ve olağan dışı nitelikleri dikkate alınıp, nedensellik bağı aranmadan, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece, yukarıda açıklanan sosyal risk ilkesine göre tazmini gerekebilir. Esasen terör olayları sonucu ortaya çıkan zararların idarece tazmini böylece topluma pay edilmesi hakkaniyet gereği olduğu gibi sosyal devlet ilkesine de uygun düşecektir.

Olayda, devletin ve ülkenin bütünlüğüne yönelik yaygın terör faaliyetlerinin bir sonucu olarak, davacınınBitlis İli, Tatvan İlçesinde meydana gelen patlama sonucu zarar gördüğü dolayısıyla, tazminat ödenip ödenmeyeceği hususunun, güvenliğin sağlanamamasından dolayıolup olmadığı dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.

Bu noktadan hareketle, davacının terör nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın, idare hukukuna özgü tazminat ilke ve kuralları çerçevesinde değerlendirilerek, tazminine karar verilmesinin gerekip gerekmeyeceği hususunun incelenmesi idari yargı yerinin görev alanına girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Van 2.İdare Mahkemesinin 4.3.2016 gün ve E:2014/725, K:2016/372 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Van 2.İdare Mahkemesinin 4.3.2016 gün ve E:2014/725, K:2016/372 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye     

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ