Ceza Bölümü         2001/30 E.  ,  2001/29 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : K.H.

            Sanık             : H.K.         

            O L A Y          : Ceylanpınar/ Ateşahmet 3. Hd. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er H.K.'nın, 29.3.1994 günü, kantin sorumlusu olan aynı Komutanlık emrinde görevli P. Onb. G.Z.'in cebinden düşürdüğü anahtarı alarak, kantin kasasından 7.350.000.-TL. parayı aldığı, böylece, üstünün parasını çalmak suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 30.11.1994 gün ve E:1994/1059, K:1994/1143 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

            5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 26.12.1995 gün ve E:1995/448, K:1995/1059 sayıyla; sanığın çaldığı iddia edilen paranın, üst'ü olan kantin sorumlusunun değil, kantinin parası olduğu, bu nedenle yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu'nun 493/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı ve eylemin askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, yargılama sırasında sanığın da terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin  kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

            Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesi, suç yeri itibariyle yetkisizlik kararı vermiş, dava dosyası, Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

            CEYLANPINAR ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 16.2.2000 gün ve E:1997/31, K:2000/25 sayıyla; sanığın, askeri mahallin içerisinde bulunan askeri kantinden hırsızlık yaptığının ileri sürüldüğü, böylece, yüklenen suçu askeri mahalde işlediği, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesinde, asker kişi sanıkların askeri mahallerde işledikleri suçlara ilişkin davalara askeri mahkemelerde bakılacağı düzenlenmiş olup, bu nedenle suçun askeri suç olduğu ve terhis edilmesinin askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilgiyi kesmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Recep SÖZEN, Ahmet ALKIŞ' ın  katılımlarıyla yapılan 16.4.2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Kıymet AYYILDIZ'ın, davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

 

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir.       

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir.

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı  kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir.

            Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. Artık, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

       Somut olayda, asker kişi sanığa yüklenen eylemin, askeri mahalde işlendiği ileri sürülen "hırsızlık" suçunu oluşturduğu yerel mahkemelerin görevsizlik kararları ile belirlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 493/2. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun askeri suç olmadığı açıktır. Sanığın da yargılama sırasında terhis edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.  Adli yargı yerinin görevsizlik kararında, yüklenen suçun askeri mahalde işlendiği bu nedenle suçun askeri suç olduğu ve askeri mahkemenin görevinin sona ermeyeceği gerekçesine yer verilmiş ise de; 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesinin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcüklerinin iptali karşısında, yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça  bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.          

SONUÇ:Davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16.2.2000 günlü, E:1997/31, K:2000/25 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 16.4.2001 günü kesin olarak oybirliği ile karar verildi.