Hukuk Bölümü         2013/892 E.  ,  2013/1026 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı      : A.T.B.

Vekili        :Av. S.İ.

Davalılar  : 1.Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı

Vekili       : Av. R.O.

                  2. Konyaaltı Belediye Başkanlığı

Vekili       : Av.A.Y.

                 3.ASAT Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. İ.K.

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu 12131 Ada 6  parselde kayıtlı taşınmazın hissedarı olduğunu, dava konusu taşınmazın imar planında “Arıtma Tesisi Alanı” olarak ayrıldığını, dava konusu taşınmaza çitle çevrilmek sureti ile fiilen el atıldığını, bu şekilde davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığını ve zarar gördüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1500,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile, ASAT Genel Müdürlüğü vekili ise mahkemenin 21.02.2013 tarihli 2. Celsesindeki beyanı ile görev itirazında bulunmuşlardır.

Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ; 11.10.2012 ve 21.02.2013 günlü 2012/45 esas sayılı kararları ile görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılar Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili ile ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine  dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca,  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 4.6.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre;

Davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin 17.02.2012 tarihli cevap dilekçesinde yargı yoluna ilişkin bir itirazının olmadığı, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.05.2012 tarihli ön inceleme tutanağı ile ilk duruşmanın 11.10.2012 tarihinde yapılmasına karar verildiği, 11.10.2012 tarihinde yapılan ilk duruşmaya davacı ve davalı vekillerinin katılmadıkları, mahkemece davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin celse arasında verdiği dilekçe ile ileri sürdüğü yargı yolu itirazının reddine ve 2. duruşmanın 21.02.2013 tarihinde yapılmasına karar verdiği, mahkemenin 21.02.2013 tarihli 2. celsesine davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin katıldığı ve bu celsedeki beyanında davanın idari yargının görev alanına girdiğini belirterek görev yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verildiği, bu incelemeler ışığında davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının  2477 sayılı Kanunun 10. Maddesinde düzenlenen sürede yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin ise anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili bakımından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin talebi yönünden 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddine, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden ise davada idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin talebi yönünden 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddine, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden ise davada idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının taşınmazına, imar planında “Arıtma Tesisi Alanı”nda kaldığı belirtilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, taşınmazın imar planında “Artıma Tesisi Alanı”nda kalan kısmı bakımından 15000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemiyle açılmıştır.

Davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin yargı yolu itirazı Yönünden;

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiş; 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

                Olayda, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.05.2012 tarihli ön inceleme tutanağı ile ilk duruşmanın 11.10.2012 tarihinde yapılmasına karar verildiği, 11.10.2012 tarihinde yapılan ilk duruşmaya davacı ve davalı vekillerinin katılmadıkları, mahkemece davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin celse arasında verdiği dilekçe ile ileri sürdüğü yargı yolu itirazının reddine ve 2. duruşmanın 21.02.2013 tarihinde yapılmasına karar verildiği, mahkemenin 21.02.2013 tarihli 2. celsesine davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin katıldığı ve bu celsedeki beyanında davanın idari yargının görev alanına girdiğini belirterek görev yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda; Davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekili tarafından, Antalya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, (en geç)birinci oturumdan sonra yapılan görev itirazının süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

b) İmar Planları; N.ım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin N.ım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında “Arıtma Tesisi Alanı”nda kaldığı, her ne kadar davacı tarafından, dava konusu taşınmazın çevresine tel çekilmek sureti ile fiilen el atıldığı iddia edilmiş ise de; aynı parsele ilişkin olarak diğer bir hissedar tarafından Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan 2012/32 Esas sayılı dava dosyasında yapılan 19.06.2012 tarihli keşif ve alınan 08.10.2012 tarihli bilirkişi raporundan, dava konusu demir tellerin kaldırıldığı, demir direkler halen yerinde mevcut ise de bunun imar planının uygulanması amacına yönelik bir fiili müdahale olarak nitelenemeyeceği, sonuç olarak taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, davacı vekili tarafından kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik kısmı yönünden davanın,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle

1-ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin talebi yönünden 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerektiği,

2-Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden ise; Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü görev itirazının Antalya 3.  Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın tazminata ilişkin kısmı yönünden kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ    : Davanın çözümünde ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin talebi yönünden 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden ise davada İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, GÖREV İTİRAZININ, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.10.2012 ve 21.02.2013 günlü E:2012/45 sayılı REDDİNE İLİŞKİN KARARIN tazminata ilişkin kısmı yönünden KALDIRILMASINA, 4.6.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.