T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/371

KARAR NO  : 2020/474      

KARAR TR  : 13/07/2020

 

ÖZET: 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67. maddesi gereği davalı idarenin yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

          Davacı  : D.S. A.Ş

          Vekili     : Av. M.U.Y.

          Davalı   : Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekili   : Av. S.G.

         

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin sigortalısı dava dışı P. Enerji firmasına ait doğalgaz boru hattına kazı yapmak sureti ile zarar vererek hasara uğrattığını, hasara konu borudan kaynaklı delikten gaz çıkışı olduğunu, davalı tarafça hasar bedelinin ödenmemesi üzerine Erzurum 3. İcra Müdürlüğünün 2018/5222 Esas sayılı dosyası ile sigortalıya ödenen 1.919,97 TL asıl' alacak. 88,53 TL işlemiş faiz, asıl alacağa 13/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesi talepli olarak yürütülen icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğinden takibin durduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmuş ise de arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, alacağın likit ve belirli olması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

          ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 20.11.2019 gün ve E:2019/297, K:2019/523 sayılı dosyada “Emsal nitelikteki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin E:2014/1692 , K:2014/3525 ve E:2016/1021 , K:2016/5457 sayılı kararlarında özetle " 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 14~2. maddesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davasında hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun 'un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi” gerektiğine karar verilmiştir.

          Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu zararın meydana geldiği kazı işleminde kamu tüzel kişisi olan davalı belediyenin hizmet kusuru iddiasıyla açılan rücuen tazmin davalarında görevli mahkeme idare mahkemeleri olup HMK 115/2 maddesi gereğince vargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir" görüşüyle "yargı yolu caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine" dair verdiği karar istinaf başvurusunun kesin olarak reddedilmesiyle 03.02.2020 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili, bu kez rücuen tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ERZURUM 3. İDARE MAHKEMESİ: 28.05.2020 gün ve E:2020/290 sayılı kararı ile “...2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49 maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş, değişik 58. maddesinde; takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup değişik 66. maddede; süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, İkincisi ile 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. madde; "(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          (Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          (Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

          (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır, "hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Kanun'un 1. maddesinin birinci fıkrasında; "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen "mahkeme" ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu'nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 26/12/2016 tarih ve E:2016/661, K:2016/678 sayılı kararı da bu yöndedir.

          Açıklanan nedenlerle; davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın mahkememize gönderilen Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019E., 2019/523K sayılı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin, Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine" karar vererek, 29/05/2020 gün, 2020/290 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 10/06/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

              İNCELEME VE GEREKÇE:

              Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 13.07.2020 günlü toplantısında:

              I-İLK İNCELEME:

              Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

              II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

              Dava, davacı şirket tarafından sigortası yapılan doğalgaz hattında oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla Erzurum 3. İcra Müdürlüğünün 2018/5222 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davalı idarenin yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. Madde: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Erzurum 3. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.11.2019 gün ve E:2019/297, K:2019/523 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna,Erzurum 3. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.11.2019 gün ve E:2019/297, K:2019/523 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.07.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                          Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN