Hukuk Bölümü         2012/104 E.  ,  2012/154 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : N.A. mirasçıları 1-A.A. 2-Z.A. (A.) 3- V.A. 4-Z.A.

Vekili              : Av. N.Ç.

Davalı            : Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. E.A.       

O L A Y       : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisinin maliki bulunduğu Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Ortabağlar Mahallesi, 8891 ada, 3 parsel sayılı 72,21 m² miktarlı (evveliyatı Değirmenlikızık Mahallesi, 3 pafta, 698 parsel sayılı) taşınmaza davalı tarafça kamulaştırma yapılmadan yola kaydedilmek suretiyle el atıldığı, el atmanın kalıcı mahiyette ve kamuya tahsis amaçlı olduğu, el atılmayan kısımlardan da istifadelerinin mümkün olmadığı, müvekkillerine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan imar uygulamalarının iptal edildiği ve geri dönüşüm işleminin tescil edildiği, şuyulandırma işleminin iptal edilmesi ile birlikte taşınmazın30 m lik yolda kaldığı, davalı tarafından kamulaştırma yapılmadığı ileri sürülerek, taşınmazın kamulaştırılmadan el konulan kısımların bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Büyükşehir Belediyesi vekilince, süresinde verilen savunma dilekçesinde, davaya konu taşınmazla ilgili olarak, yapılmış olan şuyulandırma işleminin iptal edildiği ve iptal sonucunda dava konusu taşınmazın yolda kaldığı, imar uygulama işlemlerinden kaynaklanan bu davada idari yargı mercilerinin görevli olduğu ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 3.11.2011 gün ve E:2011/581 sayı ile, davanın nitelik ve mahiyetine göre açılan davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazmin istemine ilişkin olduğu, bu davaya bakmakla adli yargı mahkemelerinin görevli oldukları, davalı vekilinin yargı yönüne ilişkin görev itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle reddine karar vermiştir.

Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzere dava dosya örneği  Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Anayasa'nın 125'inci maddesinin birinci fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; son fıkrasında da, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun hükme bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde; "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının" idari dava türleri arasında sayıldığı, idari işlemlerin, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruf olduğu 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18'inci maddesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemleri, yukarıda tanımı yapılan idari işlemlerden olduğundan; bu işlemlerden doğan zararların tazmini istemiyle açılan davaların, 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde yer alan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Bursa Büyükşehir Belediyesinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun uygulaması sonucu taşımazın bir kısmını yol alanı olarak ayrılmış bulunması karşısında, bu parseldeki bedelin ödenmesine ilişkin davanın; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı, uyuşmazlık konusu işlemin imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 2.7.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosya örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Belediye vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, imar planının uygulaması amacıyla 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca yapılan imar düzenlemesi nedeniyle, davacıların taşınmazına davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Ortabağlar Mahallesi, eski 8891 ada, 3 parsel; yeni 4550 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın belediye encümeninin 23.1.2004 gün ve 120 sayılı kararına istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 18.madde uygulaması sonucu oluştuğu, ancak 3194 sayılı İmar Kanununun 18. madde uygulamasının, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 29.12.2006 gün ve E:2006/2318, K:2006/2765 sayılı kararıyla iptal edildiği, bu karar doğrultusunda 1/1000 ölçekli Güllük – Ortabağlar uygulama imar planı dahilinde kalan söz konusu parseli kapsayan bölgede geri dönüşüm çalışmalarının yapıldığı, bahse konu bölgede geri dönüşüm işlemine ait tescil işlemlerinin tamamlandığının bildirildiği, yapılan geri dönüşüm çalışması ile, davacılara ait taşınmazın kadastro parseli haline geldiği ve 6191 ada, 25 parsel olarak tescil edildiği, geri dönüşüm neticesi verilen kadastral parsele30 mlik asfalt yol yapıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, imar planı uygulaması amacıyla yapılan imar düzenlemesine dayanılarak davacının taşınmazının yolda kalan kısmına el konulduğu ve taşınmazın el atılan kısmı dışında kalan ve fiilen kullanımı mümkün olmayan kısmında projenin bir bütün olduğu gözetilerek bedel karşılığında davalı idareye devrinin gerektiğinden bahisle, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00. TL. tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, imar planı uygulamasına dayalı işlemlerin kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve resen tesis edilen idari işlemler olduğu, bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde; uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Büyükşehir Belediyesi vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç          : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 3.11.2011 gün ve E:2011/581 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2.7.2012 gününde üyelerden Mustafa AYSAL ile Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.