Hukuk Bölümü 1999/48 E., 1999/47 K.

  • SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN DAVA
  • SU ABONELİĞİ SÖZLEŞMESİ
  • SU BORCU NEDENİYLE SUYUN KESİLMESİ
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 15 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2560 S. İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜR... [ Madde 5 ]
  • 2560 S. İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜR... [ Madde 4 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 9 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 3 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davalı idarece, su borcunun bulunduğu gerekçesiyle, abonesi olan davacının konutuna verilen içmesuyu kesilmiştir.

    Davacı, aboneliğinin su borcunun bulunmadığını; kendisinden istenilen borcun başkasına ait olduğunu ileri sürerek davalı idarenin haksız eyleminin iptali ile aralarındaki muarazanın kaldırılması istemiyle KAYSU Genel Müdürlüğüne karşı, 4.5.1998 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    KAYSERİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ; 26.11.1998 gün ve E: 1998/521, K: 1998/1251 sayı ile, Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresinin, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin kamu kurumu niteliğinde olan bir birimi olduğu; dava dilekçesi incelendiğinde davalı kurumun davacının su borcu bulunduğunu gerekçe göstererek suyunu kesmesi eyleminin iptalinin istenildiğinin anlaşıldığı; idare hukuku açısından, kamu kurumlarının idari eylem ve kararlarının yargı denetimine tabi bulunduğu ve bunun denetleneceği yerin de idari yargı yeri olduğu; davacının kaçak su kullanması nedeniyle görevlilerce bu durumun tutanakla saptanmasının ve suyun kesilmesinin idari bir tasarruf niteliği taşıdığı; bu durumda, davacının idari tasarrufun iptali için idare mahkemesine dava açmasının gerektiği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve karar kesinleştiği takdirde istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Kayseri İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Anılan karar gereğince dava dosyasının gönderilmesi üzerine, Kayseri İdare Mahkemesi'nce 11.2.1999 gün ve E: 1999/31, K: 1999/51 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerine dava açılmadığı gerekçesiyle, esas kaydının kapatılarak dosyanın ait olduğu Mahkemeye iadesine karar verilmiştir.

    Bunun üzerine davacı, aynı istekle; usulüne uygun 12.2.1999 günlü dilekçe ile, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    KAYSERİ İDARE MAHKEMESİ; 18.2.1999 gün ve E: 1999/105. K: 1999/87 sayı ile, su bedelinin günün koşullarına göre belediyece yapılmış tarifeye göre ve bir abonman sözleşmesine dayalı olarak alınmasının, idare ile kişi arasında özel hukuk alanında bir alacak-borç ilişkisinin varlığının kabulünü gerektirdiği; abonman sözleşmesinin bir özel hukuk sözleşmesi niteliği taşıdığı ve bunun sonucu olarak hizmetin karşılığını teşkil eden ücretin ödenmemesi halinde tahsilatın özel hukuk hükümlerine göre takibinin gerekeceği; bu hukuki durum karşısında davacının içmesuyunun kesilmesinin idari bir işlemden kaynaklanmayıp, olayda idarenin haksız fiilinden sözedilebileceğinden davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, davacının temyiz başvurusu üzerine DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ'nce 29.6.1999 gün ve E: 1999/1806, K: 1999/4307 sayı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

    Davacının 22.9.1999 gününde mahkeme kaydına giren dilekçesi üzerine, Kayseri İdare Mahkemesi'nce 22.9.1999 gün ve E: 1999/105, K: 1999/87 sayı ile, 2247 sayılı Yasa'nın 15/2. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için verilen gönderme kararı ekinde, dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 6/12/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün davanın çözümünün adli yargının görevine girdiği yolundaki yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, su borcu nedeniyle abonenin içmesuyunun kesilmesi eyleminin iptali ve idare ile abone arasındaki muarazanın kaldırılması; başka bir ifadeyle, abonenin borçlu olmadığının tespiti ile kesilen içmesuyunun açılmasına karar verilmesi isteminden ibarettir.

    2560 sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun'un Ek-5. maddesinde (5.6.1986 tarih ve 3305 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile gelen Ek-4. madde hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir.), bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağına işaret edilmek suretiyle Kayseri Su Ve Kanalizasyon İdaresi de bu Kanun kapsamına alınmış; anılan Yasa'nın 3305 sayılı Yasa ile değişik 23. maddesinde "Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifelerin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve %10'dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır.

    Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.

    KAYSU, Anayasa'da belirtilen mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak amacı doğrultusunda belediyelerce yerine getirilen kamu hizmetleri arasında yer alan su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere; büyükşehir belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kanunla kurulmuş bir kamu kuruluşudur.

    Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hizmete ilişkin işlem ve eylemlerin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlem yada eylemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğmadığına bakmak gerekir.

    Su satışı işi, bir kamu hizmeti niteliğini taşımakta ise de; KAYSU bu hizmeti, yasanın belirlediği kar oranından aşağı olmamak üzere karlılık ve verimlilik ilkelerine ve özel hukuk kurallarına göre yürütmek durumundadır.

    Abone ile KAYSU arasında yapılan abone sözleşmesi, daha çok tip sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı sözkonusudur. Ancak bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini kamu hukuku ilişkisine dönüştürmez.

    Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla tip sözleşmeler yoluyla ve kişilerin katılımı ile gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.

    Su bedeli ise, su satışı karşılığında maliyet-kar hesabı gözönünde tutularak yapılacak bir tarifeye ve abone sözleşmesine göre alınmakta; bu suretle, idare ile hizmetten yararlanan arasında sözleşme yoluyla alacak-borç ilişkisi doğmaktadır. Ödenmeyen su bedelinin tahsili konusunda idareye 6183 sayılı Yasa'da olduğu gibi bir kamusal yetki ve ayrıcalık tanınmamış olduğundan, tahsilatın özel hukuk hükümlerine göre takibinin gerekeceği açıktır.

    Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 18.2.1985 günlü, E: 1984/9, K: 1985/4 sayılı kararında, karayollarından, köprülerden alınan geçiş parası, su, elektrik, havagazı, demiryolları, hava yolları, kimi hastane ücretleri gibi, ekonomik koşullara göre oluşturulan ve tesislerin bakımını, idaresini ve yeni yatırımlar yapılmasını sağlamak için yapılan ödemeleri, belirli kamu hizmetleri karşılığında kişilerden alınan, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden ayrı kabul etmiştir.

    Bu kabule göre, vergi benzeri mali yükümlülükler, genellikle, bir kamu hizmeti karşılığında kamu gücüne dayanılarak tek taraflı yükletilmekte ve harç ve resime göre, daha çok ücret görünümünde olmasına ve kanunla koyulmasına karşılık, anılan kararda sayılanların yanısıra, su ücretlerinin bu nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

    Tüm bu açıklamalara göre, idarenin kamusal yetkilerini kullanmasıyla ilgili olmayıp, dayanağı su aboneliği sözleşmesi olan eylemden doğan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerince çözümlenmesi ve bu nedenle Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 26.11.1998 günlü, E: 1998/521, K: 1998/1251 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.12.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi.