T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2016 / 134

            KARAR NO : 2016 / 177

            KARAR TR  : 14.3.2016

ÖZET: Davacının taşınmazına imar planında “Yeşil alan ve yol” alanına bırakılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde zararına yol açıldığı gerekçesi ile kamulaştırmasız el atma bedelinin tazmini ve taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemi ile açılan davanın, dava konusu taşınmazın bir bölümüne asfalt yol yapılmak suretiyle el atıldığı tespit edilmiş olmakla, tefrik edilen kısım yönünden el atma gerçekleşmemiş olsa dahi, fiili el atmanın mevcut olduğu kısım yönünden verilen kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği de dikkate alınarak, taşınmazın bir bütün halinde ele alınıp davanın çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

            Davacılar       : 1- R.Ş.                                                         8- A.S.

                                     2- C.S.                                                         9- N.Ç.

                                     3- İ.Ş.                                                           10- N.T.

                                     4- A.B.                                                         11- M.K.

                                     5- L.G.                                                         12- N.P.

                                     6- M.S.                                                         13- Ş.S.

                                     7- U.S. Vasisi S.S.                                       14- S.D.

            Vekili              : Av. C.Ö.

            Davalı             : Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı      

Vekilleri         : Av. P.T. & Av. Y.G.

                                                                        

O L A Y         : Davacılar vekilinin Karayolları Genel Müdürlüğü, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Gemlik Belediye Başkanlığı’nı davalı olarak göstermek suretiyle mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde; “Müvekkillerimin maliki ve hissedarı oldukları Bursa ili, Gemlik ilçesi, Kurşunlu köyü, 5 pafta, 883 parselde 1513 m2 miktarlı arsa vasıflı olarak tapu da kayıtlı olan ve Kurşunlu Köyü Sahilyolu Caddesinde bulunan taşınmaza davalılar tarafından kamulaştırma yapılmadan yola kalbedilmek suretiyle el atılmıştır. El atma kalıcı mahiyette ve kamuya tahsis amaçlıdır. Taşınmazın el atılmayan kısımlarından müvekkillerimin istifade etmeleri mümkün değildir. Kalan kısımda yeşil alanda kalmakta olup işe yaramaz hale gelmiştir.

Dava konusu taşınmaz Kurşunlu' da sahile sıfır ve yola ve denize geniş cephesi olan, ekonomik ve sosyal olarak gelişmiş ve tüm belediye hizmetlerinden yararlanan çok değerli bir taşınmazdır. Taşınmaz imar planı içinde olup, taşınmazın bulunduğu bölgede taşınmaz fiyatları hızla artmaktadır.

Dava konusu taşınmazın değeri fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL sidir.

Davalılardan Gemlik Belediyesine taşınmazın kamulaştırılması için yapmış olduğumuz müracaatımıza verilen ve tarafımıza 15.11.2014 tarihinde tebliğ edilen cevapta taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü Uhdesinde kaldığı ve talebimizi bu kuruma yapmamız gerektiği belirtilerek talebimiz red edilmiştir.

Davalılardan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına taşınmazın kamulaştırılması için yapmış olduğumuz müracaatımıza verilen ve tarafımıza 14.11.2014 tarihinde tebliğ edilen cevapta taşınmazın bulunduğu yolun sorumluluğunun Karayolları Bölge Müdürlüğü Uhdesinde kaldığı ve bu nedenle herhangi bir işlem yapılamayacağını belirtilerek talebimiz red edilmiştir.

Davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğüne 14.Bölge Müdürlüğü'ne taşınmazın kamulaştırılması için yapmış olduğumuz müracaatımıza verilen ve tarafımıza 08.12.2014. tarihinde tebliğ olunan cevapta taşınmazın yol ağları dışında kalmakta olduğu belirtilerek herhangi bir müdahale edilmediği belirtilmektedir. Bu nedenle talebimiz red edilmiştir.

Bu sebeplerle müvekkillerimin taşınmazındaki kamulaştırması el atılan alanın tespiti ve yeşil alanda kalmakta olup işe yaramaz hale gelen alanın da bedelinin davalılardan tahsili için iş bu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.

Karşı tarafın göstereceği delillere karşı delil gösterme hakkımız saklı kalmak kaydıyla saygılarımızla arz ederiz.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle davamızın kabulü ile, müvekkillerimin taşınmazına kamulaştırılmadan el konulan ve üzerinden yol geçen kısmı için 5.000,00 TL ve müvekkillerimin kamulaştırılmadan el konulan yeşil alan, park v.b gibi alanda kalan kısmı için de 5.000,00 TL olmak üzere fazlaya ait haklarımız saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000,00 TL sinin idareye başvuru tarihi olan 01.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 19.11.2015 gün ve E:2014/664, K:2015/570 sayılı kararı ile özetle; “Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde taşınmazın bir kısmı üzerinde Kurşunlu Gemlik asfalt yolu yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı bir kısmı üzerinde ise fiilen el atılmış olmasa da imar planında yeşil alan ve imar yolu gösterilmek suretiyle hukuk olarak el atıldığı ve taşınmazın bu şekilde kullanımının mümkün olmadığı, davalılar tarafından kamulaştırma işlemi gerçekleştirmediğinden davalıların taşınmaza kamulaştırmasız olarak el attığı bu nedenle davacıların taşınmazın bedelini talep etme hakkı olduğu kanaatine varılmış, hukuki el atma talebi yönünden idari yargı yolu yasa gereği görevli olduğundan bu talep yönünden görevsizlik nedeniyle red kararı vermek gerekmiştir.

1-Davanın fiili el atma yönünden esastan KABULÜNE,

2-Dava konusu Fen Bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen 229,91 m2 olarak hesaplanan kısım için tespit edilen 110.356,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden alınarak davacılara verilmesine,

3-Dava konusu Gemlik İlçesi Kurşuınlu Mahallesi 883 parselin Fen Bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen 229,91 m2 lik kısmının davacılar adına olan tapusunun iptali ile bu kısmı davalı Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescili ile YOL OLARAK TERKİNİNE,

4-Davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi yönünden husumet yokluğu ile davanın REDDİNE,

5-Davalı Gemlik Belediyesi yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın REDDİNE,

6-Davanın hukuki el atma yönünden adli yargı yolunun görevli olmaması nedeniyle REDDİNE,

...................” şeklinde karar vermiştir.

Dosya kapsamında yer alan Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.2.2016 gün, E:2014/664 sayılı yazısında, kararın GÖREVSİZLİK kararı bakımından 4.1.2016 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.

Davacılar vekili bu kez Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı davalı olarak göstererek; davacıların maliki oldukları Bursa ili, Gemlik ilçesi, Kurşunlu köyü, 5 pafta, 883 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında bir kısmının yeşil alan bir kısmının da yol olarak belirlendiği ve aradan uzunca bir süre geçmesine karşın kamulaştırma yapılmayarak hukuken el atıldığından bahisle uğranıldığı öne sürülen 300.000,00 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 3. İdare Mahkemesi: 19.02.2016 gün ve E:2016/121 sayı ile; “2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; "İdari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14. maddesinde; 'Olumsuz görev uyuşmazlığının, bulunduğunun ileri sürütebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.' hükmüne, 19. maddesinde; 'Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararma ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalan Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.' hükmüne yer verilmiştir.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E: 1958/17, K: 1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacılara ait taşınmazın bir kısmının yola dönüştürüldüğünün yapıldığı mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda belirtilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, taşınmazın bir kısmının yola dönüştürülmesi karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, benzer bir davada çıkan görev uyuşmazlığı nedeniyle verilen Uyuşmazlık Mahkemesinin 04.05.2015 tarih ve E:2015/310, K:2015/326 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasa'sının 15/1-a. maddesi uyarınca davada Mahkememizin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılmak üzere Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, iş bu davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesine” şeklinde karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.3.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hissedarı oldukları taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın asfalt yol yapılmak suretiyle fiilen ve hukuken el atıldığından bahisle açılan tazminat istemine ilişkindir.

Dava dosyalarının incelenmesinden; davacılar adına Bursa ili, Gemlik ilçesi, Kurşunlu köyü, 5 pafta, 883 parselde 1513 m2 miktarlı arsa vasıflı olarak tapuda kayıtlı olan ve Kurşunlu Köyü Sahilyolu Caddesinde bulunan taşınmazın imar planında “yeşil alan ve yol” olarak ayrılmasına rağmen kamulaştırma yapılmaksızın fiilen yol olarak kullanıldığı, bu nedenle taşınmazına kamulaştırma yapılmaksızın asfalt yol yapılmak suretiyle fiilen ve hukuken el atıldığından bahisle tazminat davası açıldığı; Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2014/664 sayılı dosyasında yapılan keşif sonrası verilen 15.04.2015 ve 18.05.2015 tarihli bilirkişi raporlarında; dava konusu taşınmazın 229.91 m² lik kısmının fiilen asfalt yol olarak kullanıldığı, taşınmazın kalan 1283.09 m² lik kısmının fiilen el atılmamış olarak park alanı olarak ayrıldığı ve bu suretle hukuki olarak el atıldığının tespit edildiği; fiilen el atılan kısım yönünden Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.11.2015 gün ve E:2014/664, K:2015/570 sayılı kararı ile fiili el atma yönünden davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın tazminata ilişkin kısmı bakımından dosyanın temyiz aşamasında olduğu; taşınmaza vaki hukuki el atma yönünden adli yargı yolunun görevli olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve görevsizlik kararının 4.1.2016 tarihinden kesinleşmesi üzerine idari yargıda dava açıldığı anlaşılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazlardan bir tanesine fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

İdarenin dava konusu Bursa ili, Gemlik ilçesi, Kurşunlu köyü, 5 pafta, 883 parselde 1513 m2 miktarlı arsa vasıflı olarak tapuda kayıtlı olan ve Kurşunlu Köyü Sahilyolu Caddesinde bulunan taşınmaza kamulaştırmasız el atması karşısında, bu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Her ne kadar,  Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar ile davaya konu taşınmazın fiilen el atılmadığı tespit edilen 1283.09 m2 lik alan yönünden görevsizlik kararı verilmiş ise de; söz konusu taşınmazın imar planında “yeşil alan ve yol” olarak ayrıldığı, bu durumun bilirkişilerin 15.04.2015 ve 18.05.2015 tarihlerinde verdikleri raporlar ile de tespit edildiğinden, tek bir imar planı kapsamında bulunan ve bu kapsamda el atılan taşınmazın, fiili el atmanın mevcut olduğu kısım yönünden verilen kabul yönündeki kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği de dikkate alınarak, fiilen el atılan kısım yönünden ayrı, el atılmayan kısım yönünden ayrı değerlendirilmesinde yargılamanın salahiyeti ve usul ekonomisi yönünden fayda bulunmadığı anlaşılmakla; Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu yöndeki gerekçesi ve kararına itibar edilmesi mümkün olmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunduğundan, Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.11.2015 gün ve E:2014/664, K:2015/570 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19.11.2015 gün ve E:2014/664, K:2015/570 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.3.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN