Ceza Bölümü         1999/31 E.  ,  1999/37 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H.

Sanık             : A.Ö. 

            O L A Y          : 13.8.1997 günü, Hakkari Jandarma Kh. ve Srv. Bl. Komutanlığı emrinde görevli J. Er sanık A.Ö.’ün, Develi İlçesi Yenice Köyünde izinde bulunduğu sırada, komşuları B.Ö. ve M.A. ile aralarında su yüzünden çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi nedeniyle olaya müdahale eden Bakırdağı Jandarma Karakolu'nda görevli  J. Onb. İ.T. ile J. Er B. A.’a fiili mukavemette bulunduğu ileri sürülerek eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 456/2, 457/1 (M.A.’u yaralamaktan) 258/1, 3 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle (diğer sivil kişi sanıklarla birlikte) Develi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.8.1997 gün ve E:1997/444, K:1997/174 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

            DEVELİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 19.3.1999 gün ve E:1999/61, K:1999/64 sayıyla; öncelikle, suç günü, asker kişi olan sanık A.Ö. hakkında asker kişilere karşı işlediği ileri sürülen görevli memura mukavemet suçu nedeniyle açılan kamu davasını tefrik ederek asker kişi sanığı yargılama görevinin askeri mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

            JANDARMA ASAYİŞ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 15.4.1999 gün ve E:1999/546, K:1999/165 sayıyla; sanığa yüklenen suçun, Jandarmanın umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada işlendiği ileri sürüldüğüne, askeri mahalde yahut askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak da işlenmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir. 

            Böylece, adli ve askeri yargı yerleri arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde sanığa yüklenen görevli memura mukavemet suçu nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş. dosya Jandarma Asayiş Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 18.6.1999 gün 546 sayılı yazısı ile Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN , Recep SÖZEN, Ahmet ALKIŞ’ ın katılımlarıyla yapılan 6.12.1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Cemil KAYILIOĞLU’ nun davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

            "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. 

            Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir.

           353 sayılı Yasa’ nın 17. maddesi ; askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi halinde , işlenen suçun askeri bir suç olması veya askeri bir suça bağlı bulunması durumunda askeri mahkemenin görevinin sona ermeyeceğini düzenlemekle birlikte, işlenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması hallerinde ise, sanık hakkında askeri mahkemeye kamu davasının açılmış olması durumunda da askeri mahkemenin görevinin sona ermeyeceğini düzenlemiştir. 

Kamu davasına konu olayda; sanığın asker kişi sıfatını taşıdığı sırada işlediği ileri sürülen suçun, asker kişiye karşı işlendiği belirtilmekle beraber; askeri suç olmadığı, askeri bir suça da bağlı bulunmadığı ve sanığın 27.8.1997 tarihinde terhis edildiği,  hakkındaki kamu davasının terhisinden önce Develi Asliye Ceza Mahkemesi'ne açıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere sanığın terhis edildiği tarihte henüz askeri mahkemede açılmış bir kamu davası yoktur. Develi Asliye Ceza Mahkemesi'ne açılan davanın da 353 sayılı Yasanın 17. maddesi şumulünde olduğu düşünülemez. Develi Asliye Ceza Mahkemesi'nin  görevsizlik kararı vermesi üzerine19.3.1999 günü, davanın askeri mahkemeye  gönderildiği ve  bu tarihten itibaren davanın askeri mahkemede görülmeye başlandığı, ancak sanığın da bu tarihten önce  terhis edilmiş olduğu anlaşılmakla 353 sayılı Yasa’ nın 17. maddesi kapsamına giren bir durum bulunmamaktadır. 

 Açıklanan nedenlerle, askeri suç olmayan ve askeri bir suça da bağlı bulunmayan Türk Ceza Kanunu’ nun 258. maddesinde unsurları ve cezaları yazılı olan “görevli memura mukavemet” suçuna ilişkin davanın; sanığın terhisinden sonra görevsizlik kararı ile askeri yargı yerine gönderilmiş olması nedeniyle adli yargı yerinde görülmesi ve Develi Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

            SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın ADLİ YARGI yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Develi Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19.3.1999 günlü, E:1999/61, K:1999/64 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.12.1999 günü kesin olarak OYBİRLİĞİ  ile karar verildi