Hukuk Bölümü         1995/24 E.  ,  1995/26 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı              : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Gn.Md.

Davalı               : R.Ç.

 OLAY: Davacı kurum, müfettiş raporuna dayanarak davalının, 6245 sayılı Harcırah Yasası’nın 60. maddesine aykırı olarak gerçek dışı be­yanname vermek suretiyle, fazladan aldığını ileri sürdüğü 399.000 liranın, yasal faiziyle birlikte tahsil edilmesi istemiyle 10.8.1992 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi; 14.4.1994 gün ve E.92/1103, K.94/316 sayıyla: dosyaya konulan delil ve belgeler ve Sayıştay Temyiz Kurulu İlâmı karşısında davanın çözümünün mahkemelerinin görevine gir­mediğine, idare mahkemesinde görülmesi gerektiğine karar vermiş, temyiz edilen karar Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 7.10.1994 gün ve 9541-11898 sayılı kararı ile, temyize konu miktar 400.000 lirayı geçmediği gerekçesiyle temyiz istemi reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı kurum aynı istekle 26.1.1995 tarihinde idari yargı yerine başvur­muştur.

Ankara 2. İdare Mahkemesi; 17.2.1995 gün ve 132-335 sayıyla: 2577 sa­yılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2. maddesinde, idari dava tür­lerinin sayıldığı; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemelerinin Kuruluş Yasası’nın 5. maddesinde de idare mahkemelerinin iptal ve tam yargı davalarını çöz­mekle görevli olduklarının belirtil­diği, bu nedenle davacı kurumun personeli aleyhine açtığı davanın idare yargının görevine girmediği gerekçesiyle gö­revsizlik kararı vermiş; karar temyiz edilmeye­rek kesinleşmiştir.

Dosyalar, davacı kurumun 20.3.1995 tarihli dilekçesi üzerine idare mahke­mesi başkanının 1.5.1995 gün ve 132/335 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mah­kemesi’ne gönderilmiştir.

Böylece, adlî ve idari yargı kararları arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. mad­desi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Özcan Aksoy, Nursel Aymakoğlu, Za­fer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek’in katılma­ları ile yaptığı 5.6.1995 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl’ın ra­poru ile dosyadaki belgeler okun­duktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç’in, adlî yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusundaki sözlü açıkla­maları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, davacı kurum tarafından davacının, Harcırah Yasası’nın 60. madde­sine aykırı olarak gerçek dışı beyanname vermek suretiyle kurumdan fazladan al­dığı ileri sürülen paranın tahsil edilmesi istemiyle açılmıştır.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu 2828 sayılı Yasayla kurulmuş kamu tüzel kişiliğine sahip bir kamu kurumudur.

İdare Mahkemelerinin görevleri, 2576 sayılı Bölge İdare Mahke­meleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa’nın 3410 sayılı Yasayla değişik 5. maddesinde: iptal dava­ları, tam yargı davaları, genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ve diğer kanunlarla verilen işler olarak belir­tilmiş; 2577 sayılı İdari Yargı­lama Usulü Yasası’nın 4001 sayılı Yasayla değişik 2. maddesinde de: idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönle­rinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için, yasada sayılan istis­nalar dışında kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idare mahkemesinin görevleri arasında sayılmıştır.

Olayda idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakkı ihlal edilen kişi tara­fından idare aleyhine açılmış bir dava bulunmamaktadır. Aksine kamu kurumunca idareyi zarara uğrattığını ileri sürdüğü kamu görevlisinin aldığı paranın tazmin edilmesi istenilmektedir. İdare Mahkemelerinde kişiler aleyhine dava açılamayacağı genel prensibine göre bir kamu görevlisinin sebebiyet verdiği ileri sürülen zararın tazminine ilişkin davanın adlî yargı yerinde çözümlenmesi, bu nedenle Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adlî yargı yerinde görül­mesi gerektiğine, bu neden Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14.4.1994 günlü, E.92/1103, K.94/316 sayılı görevsizlik kararının kaldı­rılmasına, 5.6.1995 gü­nünde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.