T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO      : 2016 / 298

          KARAR NO    : 2016 / 344

          KARAR TR     : 6.6.2016

 

        

 

ÖZET : 2247 sayılı Yasa’nın 10. ve 12. Maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

            Davacı             : M.T.

Vekili              : Av.H.B.O.

Davalı             : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili              : Av.B.A.T.  

                                                             

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde İstanbul ili Tuzla ilçesinde Uzman Erbaş olarak görev yapmakta iken yaş haddi nedeniyle sözleşmesi feshedilerek Hatay ili İskenderun ilçesinde bulunan 39.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrine sivil memur olarak atanan davacının, anılan atama nedeniyle tarafına 6245 sayılı Harcırah Kanunu uyarınca sürekli görev yolluğunun eksik ödenmesi nedeniyle, eksik kalan tutarın ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile tarafına eksik ödenen harcırah miktarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili süresi içinde verdiği dilekçede özetle, davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

Hatay İdare Mahkemesi: 29.01.2016 gün ve 2015/598 Esas sayılı kararı ile özetle;  dava konusu edilen eksik ödenen sürekli görev yolluğunun ödenmesi talebinin reddine ilişkin işlemin askeri kural ve gerekler göz önünde bulundurularak tesis edilen bir işlem olmadığından, bu kapsamda açılacak tam yargı ve iptal davalarında yargısal denetimin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. ve 2576 sayılı Kanun’un 5.maddesi uyarınca idari yargı yerince yapılması gerektiğinden bahisle, davalı Milli Savunma Bakanlığı’nın görevsizlik itirazının reddine karar vermiş, bu karar davalı idare vekiline 12.02.2016 günü tebliğ edilmiştir.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda 3.3.2016 tarihli dilekçesi üzerine, dosya örneği Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCILIĞI; 25.04.2016 tarih ve 2016/25 sayılı yazısı ile; “…Davacının asker kişi olduğu hususunda bir şüphe yoktur. Bu nedenle dava konusu olayda askeri hizmete ilişkin olma unsurunun tartışılması gerekmektedir.

3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu kapsamında görev yapan davacının aynı Kanunun 5'inci maddesi gereğince 657 sayılı Kanuna tabi sivil memur kadrosuna geçirilmesi sonrası harcıraha hak kazanıp kazanmadığı hususunun 3269 sayılı Kanunun 5'inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu itibarla askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak tesis edilen dava konusu işlemin, askeri hizmete ilişkin olduğu kanaatine ulaşılmıştır.Buradan hareketle dava konusu işlemin, asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesinde "askeri hizmete ilişkinlik" unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

Belirtilen durumlara göre ve olayda Anayasanın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiğinden; davanın görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevine girmektedir.” şeklindeki gerekçesi ile 2247 sayılı Yasanın 10, 12 ve 13 üncü maddeleri gereği Hatay İdare Mahkemesinin işbu davada görevli olduğuna dair 29.01.2016 tarih ve 2015/598 E. sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına ve davada Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmesi gerektiği düşünülerek, dosya Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 6.6.2016 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi, AYİM Savcısı Halit ÜNKAZAN’ın ise davada askeri yüksek idare mahkemesinin görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiş; 12.maddesinde, “Görev itirazında bulunan kişi veya makam itirazının reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak 15 gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası müktevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurabilir.” hükmü yeralmış, 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Olayda, Hatay İdare Mahkemesince verilen 29.01.2016 tarih ve 2015/598 Esas sayılı kararın davalı vekiline 12.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 04.03.2016 tarihli dilekçesi ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.

            Yukarıda sözü edilen Kanun hükümleri uyarınca, görev itirazının reddine ilişkin kararın tebliğ edildiği günden başlayan onbeş gün içinde uyuşmazlık çıkarılmasının istenebileceği gözetildiğinde, verilen görevlilik kararının tebliği nedeniyle, yirmi birinci gün olan 4.3.2016 havale tarihli dilekçenin süresi içerisinde verildiğinin kabulü olanaksızdır.

Bu durumda, davalı idare vekili tarafından Hatay İdare Mahkemesinde açılan davada verilen görevlilik kararının tebliği nedeniyle, yirmi birinci gün olan 4.3.2016 tarihinden sonra olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle yapılan başvuru süresinde olmadığından, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilince yapılan başvurunun reddi gerektiği açıktır.

Ayrıca her ne kadar Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı tarafından Mahkememize hitaben yazılan olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılmasına ilişkin yazıda, davaya konu görevlilik kararının davalı idareye 18.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve bu itibarla başvurunun 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 12. Maddelerine uygun olduğu belirtilmiş ise de;  dosya kapsamında bulunan ve PTT Genel Kurmay Başkanlığı Şubesi tarafından aslı gibi olduğu onaylanan tebligat Reklamasyon evrakı içeriğinden, davaya konu tebligat evrakının davalı Milli Savunma Bakanlığı’na tebliğinin 12.02.2016 tarihinde gerçekleştiği ve tebligat mazbatasının 19.02.2016 tarihinde Hatay İdare Mahkemesi’ne teslim edildiği anlaşılmakla, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin aksi yöndeki iddialarına itibar edilmesi mümkün olmamıştır.

 Açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Yasanın 10. ve 12. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

S O N U Ç    :  2247 sayılı Yasa’nın 10. ve 12. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 6.6.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN