T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/289

KARAR NO   : 2019/344      

KARAR TR    : 29/04/2019

 

ÖZET: Davacı tarafından İcra Müdürlüğü’nün talimat dosyasında yapılan ihale sonucu alınan taşınmazlara ilişkin olarak, alınmaması gerektiği ileri sürülen KDV' nin %18 oranında hesap edilerek fazla tahsil edildiği ve iadesine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacılar                       : 1-A. D. 2-P. D. 3-Z. B 4-N. E. 5-M. Y. 6-S. G

          Vekilleri : Av.M. R. B.

          Davalı                           : Adıyaman Vergi Dairesi Müdürlüğü

 

          O L A Y                        :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacılar lehine ipotekli, Adıyaman 1. İcra Müdürlüğünün 2017/422 Talimat sayılı dosyasında açık artırmayla satışı yapılan taşınmazların satın alma bedeli üzerinden % 18 nispetinde ödenen katma değer vergisinin (KDV), 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-r maddesi gereği yasal faiziyle iadesiistemiyleidari yargı yerinde dava açmıştır.

          Davalı idare süresi içinde verdiği savunma dilekçesinde; davanın memur muamelesini şikâyet davası olup İcra Mahkemesinde görülmesi gerektiği görüşüyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

          ŞANLIURFA VERGİ MAHKEMESİ: 05.02.2019 gün ve E:2019/2 sayılı kararında; “…3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 3/d bendinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisi konusunu teşkil eden işlemlerden olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 40. maddesinin 5. fıkrasında, Maliye Bakanlığına bu Kanunun 17. maddesinin 1. fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, sadece vergiye tabi işlemlerin bulunduğu dönemler için beyanname verdirmeye, beyanname yerine kaim olmak üzere işleme esas belgeleri kabul etmeye, bu mükelleflere ait verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verildiği belirtilmektedir.

          Kanunun verdiği bu yetki çerçevesinde çıkarılan 48 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin D Bölümünde; icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin, satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu; icra dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinin, en geç ilgili mevzuatı uyarınca bedelin tahsil edildiği günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödeneceği hususu yer almıştır.

          Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların Koçmak Makama San. Tic. A.Ş. ve Anadolu Pamuk Çırçır San. Tic. A.Ş.'den olan alacaklarının Adıyaman İli, Yeşilyurt Mahallesi, Pirin Yolu, 443 ada 27 parsel ve 28 parsel numaralı taşınmazlar üzerine konulan ipotek ile teminat altına alındığı, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanıldığı, Adıyaman 1. İcra Müdürlüğü'nün 2017/422 Talimat sayılı dosyası üzerinden 06.11.2018 tarihinde gerçekleştirilen ihale neticesinde taşınmazların alacaklarına mahsuben teklif veren davacılar üzerine ihale edildiği, ihalenin kesinleşmesini müteakip ihale bedeli üzerinden % 18 oranında hesaplanarak tahakkuk ettirilen ve ödenen katma değer vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          Yukarıda yer verilen 48 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin D Bölümünde icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin, satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu hükmüne yer verilmiş ise de; bir kamu kurumu durumunda olan İcra Müdürlüğünün yaptığı kamu hizmetinden dolayı mükellef tutulmasının "mükellefiyet" kavramı ile bağdaşmayacağı kuşkusuzdur. Böyle bir durumda satışı yapan icra dairesi ile kurulan işlem arasında bir menfaat ilişkisi de bulunmamaktadır. İcra Müdürlüğü vergi dairesi nezdinde her ne kadar katma değer vergisini beyan eden ve tahakkuk ettiren ve vergiyi alıcıdan tahsil edip hazineye intikal ettiren konumunda olsa da verginin yansıtmalı olmasından dolayı nihai olarak vergi yüküne katlanan alıcılardır. Dolayısıyla gerçek mükellef, alıcı sıfatına sahip olanlardır.

          Uyuşmazlıkta, davalı idarece husumetin İcra Müdürlüğüne yöneltilmesi ve davanın İcra Mahkemesinde açılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; ihale makamlarınca tahsil edilen vergilerin vergi dairelerine yatırılması işleminin özü itibarıyla vergi daireleri tarafından yapılan tahsilat işlemi niteliğinde bulunması ve anılan niteliği dolayısıyla ihale makamlarınca yapılan tahsilat işlemlerinin vergilendirmeyle ilgili idari işlemler olarak kabul edilmesi gerektiğinden, İcra Müdürlüğü'nce katma değer vergisi tahsil edilerek vergi dairesine yatırılması şeklinde gerçekleşen vergilendirmeyle ilgili idari işlem nedeniyle menfaatinin ihlal edildiği açık olan davacıların, kendilerinden tahsil edilip vergi dairesine aktarılan katma değer vergisinin iadesi istemiyle verginin yatırıldığı vergi dairesini hasım göstermek suretiyle açtıkları işbu davanın görüm ve çözümü de vergi mahkemelerine ait olacaktır” şeklindeki gerekçe ile davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

          Davalı idare tarafından,süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

          YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; “(…)2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “Şikâyet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği    tarihten yedi gün içinde yapılır./ Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikâyet olunabilir.'’ “Şikâyet üzerine yapılacak muameleler başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında “şikâyet tetkik merciince, kabul edilirse şikâyet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir. /Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur" “Tetkik mercii” başlıklı 4. Maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde ise: “İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır” denilmiştir.

          Olayda, davacılar tarafından, Adıyaman 1. İcra Müdürlüğünce 2017/422 Talimat sayılı dosya üzerinden yapılan ihale sonucu alınan taşınmazlara ilişkin olarak % 18 oranında hesap edilen ve tahsil edilen KDV oranının % 0 olarak belirlenmesi ve yasal faiziyle iadesi talep edilmiştir.

          2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 6. maddesinde, Vergi Mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalarla, bu konularla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükmüne yer verilmiştir.

          Bu itibarla, İcra Müdürlüğü tarafından yürütülen takibe ilişkin olarak yapılan ihale sonucunda alman taşınmaza ilişkin, icra müdürlüğünce verilen % 18 oranında KDV ödenmesine dair kararın kanuna aykırılığı iddiası şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinde çözümlenecektir. Mahkeme incelemeyi söz konusu icra dosyası üzerinde yaparak, işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verecektir. Adli yargılamanın bir parçasını oluşturan bu uyuşmazlığın, İcra Müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı gözetildiğinde, bu işlemin yasaya uygun olup olmadığının adli yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.

          Uyuşmazlık Mahkemesinin 23/10/2017 tarihli ve E.-K.-2017/223-600 sayılı kararında da aynı hususların vurgulandığı görülmektedir” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vererek 09/04/2019 gün ve 2019/28114 sayılı görüş yazısı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 15/04/2019 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 29/04/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esası esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davacı tarafından Adıyaman 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/422 talimat sayılı dosyasında yapılan ihale sonucu alınan taşınmazlara ilişkin olarak, alınmaması gerektiği ileri sürülen KDV' nin %18 oranında hesap edilerek fazla tahsil edildiği ve iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun

          “Şikâyet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikâyet olunabilir”

          “Şikâyet üzerine yapılacak muameleler”başlıklı 17. maddesinde; “şikâyet tetkik merciince, kabul edilirse şikâyet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur”

          “Tetkik mercii” başlıklı 4. maddesinde de:  “İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar. İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikâyet ve itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.”

          Hükümleri yer almaktadır.

          2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 6. maddesinde, Vergi Mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalarla, bu konularla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükmüne yer verilmiştir.

          Hal böyle iken, İcra Müdürlüğünce yapılan ihale sonucunda alınan taşınmazlara ilişkin, icra müdürlüğünce verilen % 18 oranında KDV ödenmesine dair kararın, kanuna aykırılığı iddiasının şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinde çözümleneceği,mahkemenin incelemeyi, söz konusu icra dosyası üzerinde yaparak, anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar vereceği kuşkusuzdur. Adli yargılamanın bir parçasını oluşturan bu uyuşmazlığın, İcra Müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı gözetildiğinde, bu işlemin yasaya uygun olup olmadığının adli yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa Vergi Mahkemesince verilen 05.02.2019 gün ve E:2019/2 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa Vergi Mahkemesince verilen 05.02.2019 gün ve E:2019/2 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA 29/04/2019 gününde Üyeler Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

           2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Vergi Mahkemelerinin Görevleri” başlıklı 6. Maddesinde, vergi mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalarla, bu konularla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği, kuralı yer almaktadır.

           Dava konusu uyuşmazlığın, vergi kanunları uygulanarak çözümlenebilecek olması karşısında, davanın görüm ve çözümünün vergi mahkemesinin görevine girdiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.29/04/2019

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ