Hukuk Bölümü         2008/320 E.  ,  2009/150 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : C.Ç.               

Vekili              : Av. N.Ç.

Davalılar        : 1- Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. V.C.A.

                       2- Yıldırım Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. T.D. 

OLAY           : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Sosyal Mesken Sahası Mh. 354 pafta, 2030 ada, 4 parsel sayılı taşınmazda, 212/30682 hissesi ve bu hisse karşılığı 212,00.m2 miktarlı arsası ve arsa üzerinde binasının bulunduğunu; söz konusu taşınmazda 2981/3290 Sayılı Yasa'nın 10/b maddesine göre yapılan İmar Affı çalışmasında; hissesinin belirli bir kısmı yola ter­k edilerek, geriye kalan kısmın, Güllük Mah. 10111 ada 2 parsel no.lu 140,26.m2 mik­tarlı, avlulu kargir bina olarak tapuya tescil edilmiş olduğunu; taşınmazın bulunduğu bölgede 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi ve 3290 Sayılı Yasa'nın Ek-1 maddesi uyarınca yapılan İmar Uygulaması sonucu Düzenleme Ortaklık Payı ( DOP) alınmak su­retiyle; Güllük Mh. 4556 ada, 5 parsel sayılı1227,16 m2. miktarlı taşınmazda 178/2400 hissenin müvekkili adına tescil edildiğini; bu taşınmazdan 2981/3290 Sayılı Yasa'nın 10/b maddesine göre kamu alanına terk-azalma yapılmış ve taşınmaz imar parseli niteliği kazanmış olmasına rağmen, aynı taşınmazdan 18.madde uygulaması sırasında ikinci defa Düzenleme Ortaklık Payı alınmış olduğunu; yasa ve Yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği bir taşınmazdan bir kereden fazla kamu alanına terk yapılamayacağından, müvekkilinin taşınmazından fazladan yapılan azalmanın tespiti ve bedelinin tahsili için bu davayı açmak zorunlulu­ğu doğduğunu; bu nedenle  müvekkilinin taşınmazından kamulaştırılmadan fazla­dan kesilen Düzenleme Ortaklık Payları bedeli olarak fazlaya ait hakları saklı kal­mak şartıyla  7.000,00YTL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Büyükşehir Belediyesi vekilince, süresinde verilen birinci savunma dilekçesinde, gerek Yıldırım Kadastro Müdürlüğü tarafından 2981/3290 sayılı Yasa’nın 10/b maddesi gereğince yapılan kadastro çalışması, gerekse Yıldırım Belediye Başkanlığı’nca 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesine göre yapılıp Yıldırım Belediye Encümeni’nin 23.1.2004 tarih ve 2004/120 sayılı kararı ile onaylanan imar uygulamasının idari işlem niteliğinde olduğu, bu nitelikteki işlemlere dayanan davanın da çözüm yerinin adli yargı olmayıp idari yargı olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 7.5.2008 gün ve E:2008/92 sayı ile, davalı Büyükşehir Belediyesi vekilinin görev yeri itirazına ilişkin talebinin reddine karar vermiştir.

Davalı Büyükşehir Belediyesi vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Davacının taşınmazından, imar uygulaması sonucu fazladan düzenleme ortaklık payı alındığından bahisle fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 7.000.00 YTL.nin yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tahsili istemiyle Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/92 esas sayısında kayıtlı olarak açılan davada, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek davalılardan Bursa Büyükşehir Belediyesince görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı nitelik taşıdığı; dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Sosyal Mesken Sahası Semti, 354 pafta, 2030 ada, 4 sayılı parselde 2981/3290 sayılı Yasanın 10/b maddesi uyarınca yapılan kadastro uygulaması ile 212/30682 hissesinin karşılığı212.00 m2yerin bir kısmı fiilen oluşan yolda bırakıldığı, kalan140.26 m2'nin Güllük Mahallesi, 10111 ada, 2 sayılı parsel olarak tapuda adına tescil edildiği, daha sonra yapılan parsel yenilenesi ile ada numarasının 1063 olarak değiştirildiği, söz konusu parselin bulunduğu bölgede 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasında düzenleme ortaklık payı alınarak1127.16 m2alanlı 4556 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdan davacıya 178/2400 hisse verildiği, bakılan davanın da 18.madde uygulaması sırasında ikinci kez düzenleme ortaklık payı alındığı ileri sürülerek bu kısmın bedelinin tahsili istemiyle açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlığın, davacının taşınmazının bulunduğu parselde 3194 sayılı Yasaya göre yapılan imar uygulaması sonucu, 2981/3290 sayılı Yasanın 10/b maddesiyle ilgili uygulama sırasında re'sen terk edilmiş olan yer dışında ayrıca düzenleme ortaklık payı alınmasından kaynaklandığı, dolayısıyla davanın konusunun, idarece kamu gücü kullanılarak tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunduğu, bunun ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1/b bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" niteliğini taşımakta olduğu; bu durumda, imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği, bu  nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine  karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Bursa İli, Yıldırım İlçesi,Sosyal Mesken Sahası Mahallesi 354 pafta 2030 ada, 4 parsel sayılı taşınmazda 212/30682 hisse karşılığı212 m2miktarlı arsa üzerinde, 2981/3290 sayılı Yasanın 10/b maddesine göre yapılan imar affı çalışmasında, hisselerin bir kısmı yola terk edilerek geriye kalan kısma Güllük Mahallesi 10111 ada, 2 parsel no.lu140.26 m2miktarlı avlulu kagir bina olarak tescil işlemlerinin yapıldığı, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yeniden yapılan imar uygulaması sonucunda ortaklık payı alınarak1005.36 m2alanlı 4563 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdan 90/2400 hisse Salih Karagöz'e, 90/2400 hisse Sabri Karagöz adlarına tescil edildiği, yapılan işlemler sonucunda 3194 sayılı Kanunun 18.maddesinin uygulanmasıyla ikinci kez düzenleme ortaklık payı alınarak; Güllük Mahallesi,4556 ada,5 parsel sayılı 1227,16 m2’lik taşınmazda 178/2400 hisse davacı adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000 YTL.miktarın tazmini istemiyle Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine davanın açıldığı, davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığının çıkarıldığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayılmış bulunduğu;  2981 sayılı Kanun’un 3290 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesinin (b) bendi ile 3194 sayılı Kanun’un 15. ve 18. maddelerinden söz ederek; davacının sahip olduğu taşınmazlarda, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda ikinci kez düzenleme ortaklık payı alınması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacıya bir bedel ödenip ödenmeyeceği hususunun imar mevzuatı hükümlerine göre incelenerek bir sonuca varılması gerekeceğinden, idarenin kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı irade açıklaması şeklinde tesis edilen işlem nedeniyle,davanın görüm ve çözümünün idari hukuk kurallarına göre idari yargı yerinde yapılmasının gerektiği, bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/92 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 01.06.2009 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME :  Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Büyükşehir Belediyesi vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait taşınmazdan 2981/3290 sayılı Yasa'nın 10/b maddesine göre kamu alanına terk-azalma yapılmasına ve dava konusu ta­şınmazın imar parseli niteliği kazanmış olmasına rağmen, aynı taşınmazdan 18. mad­de uygulaması sırasında ikinci defa düzenleme ortaklık payı alındığı ileri sürülerek, kamulaştırılmadan fazladan kesilen düzenleme ortaklık payları bedeli olarak fazlaya ait hakları saklı kal­mak şartıyla 7.000,00YTL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tah­sili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Olayda, dava, aynı taşınmazdan 18. mad­de uygulaması sırasında ikinci defa düzenleme ortaklık payı alındığı iddiasıyla açılmıştır.

Davalı Büyükşehir Belediyesi vekili, savunma dilekçesinde, Yıldırım Kadastro Müdürlüğü tarafından 2981/3290 sayılı Yasa’nın 10/b maddesi gereğince kadastro çalışması yapıldığını, imar uygulamasının, Yıldırım Belediye Başkanlığı’nca 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesine göre yapıldığını ve Yıldırım Belediye Encümeni’nin 23.1.2004 tarih ve 2004/120 sayılı kararı ile onaylandığını belirtmiştir.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Büyükşehir Belediyesi vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Büyükşehir Belediyesi vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 7.5.2008 gün ve E:2008/92 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 01.06.2009 gününde Üyeler Mustafa KICALIOĞLU ile Mahmut BİLGEN’in KARŞI OYLARI ve  OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY  

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18/6. maddesinde herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

Davada, aynı taşınmazdan 18. mad­de uygulaması sırasında ikinci defa düzenleme ortaklık payı alındığı iddia edilerek aşan kısmın bedeli talep edilmektedir.

İmar Kanunu'nun 17/son maddesinde bu kanundan doğan uyuşmazlıklara 2942 sayılı kanun hükümleri uyarınca bakılacağı, değer biçme yönteminin de bu yasaya göre belirleneceği hükmü getirilmiştir.

İdarenin ikinci kez düzenleme ortaklık payı olarak ayrılması ile ilgili idari işlemin iptali talep edilmediğinden, davalı idarenin bu şekilde davacının payına müdahalesi Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.5.1956 gün ve 1/6 sayılı kararında da kabul edildiği gibi kamulaştırmasız el koyma niteliğindedir. Açıklanan bu nedenlerle davanın Adli Yargı yerinde görülmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2004/7223-9608; 2004/4985-8351; 2005/9172-12155; 2007/8484-9847 sayılı kararları).

            Belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 01.06.2009