T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 320

            KARAR NO  : 2016 / 537

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET : Davacının paydaşı olduğu arsası ile üzerinde bulunup daha sonra yıkılan gecekondularına kamulaştırmasız el atıldığın-dan bahisle açtığı tazminat davasının; “payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmının”; 3194, 2981  ve 5393 sayılı Yasalar kapsamında İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : N. İ.

Vekili           : Av. A. S. A.

Davalı          : Altındağ Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. M. Ö. A.

 

O L A Y      : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin Ankara İli, Altındağ İlçesi, Gökçenefe Şenyurt Mahallesi, 23043 ada 1 parselde bulunan arsa ile arsa üzerinde bulunan ve daha sonra yıkılan, 94/A, 94/B, 94/C, 94/D, 94/E, 94/F, 94/G numaralı gecekonduların maliklerinden olduğunu;  bahsi geçen taşınmaza ilişkin olarak, Altındağ Belediye Encümeni’nin 06.05.2009 gün ve 373 sayılı kararı ile kat karşılığı inşaat yapım işinin ihale edildiğini; davalı İdarenin, müvekkilin maliki olduğu arsa üzerindeki yapıları yıkarak, kentsel dönüşüm projesini uygulamaya koyduğunu, ancak, kamulaştırma gerçekleşmeden yapılan bu işlemlerde müvekkiliyle herhangi bir anlaşma yapılmadığı gibi bu el atma sebebiyle bir bedel yahut inşaattan bağımsız bölüm payı da sunulmadığını; hak kaybına ve mağduriyete uğrayan müvekkili tarafından davalı idareye karşı Ankara 21.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/412 E. sayılı dosyası ile tazminat davası ikame edildiğini; belirtilen davada, davalı idarenin vermiş olduğu cevap dilekçesinde aynen "... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Belediyemizce 23043 ada 1 parselde hissedar olup olmadıklarına bakılmaksızın gecekondusu yıkılan tüm hak sahiplerine daire ayrılmış olup davacıya da B-l Blok 7 numaralı daire tahsis edilmiştir... ” denilmek suretiyle taraflar arasında söz konusu dairenin müvekkile devredilme taahhüdünün olduğunun ikrar edildiğini ve bu hususun uyuşmazlık kapsamı dışında bırakıldığını; nitekim aynı dosyaya sunulan İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 12.10.2012 tarihli yazısında da aynen “… Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Belediyemizce 23043 ada 1 parselde hissedar olup olmadıklarına bakılmaksızın gecekondusu yıkılan tüm hak sahiplerine daire ayrılmış olup davacıya da B-l Blok 7 numaralı daire tahsis edilmiş olup, ayrıca daire tesliminin yapılması için Belediyemize başvuruda bulunması gerekmekte olduğu davacıya bildirilmiştir...” denilmek suretiyle, bahsi geçen adres ve ada-parselde bulunan ve davalı idarenin kat karşılığı inşaat işi ile gerçekleştirdiği yeni yapıdaki B-l Blok 7 numaralı bağımsız bölümde müvekkilin hak sahibi olduğunun ikrar edildiğini; bunun yanı sıra, davalı idare beyanında, müvekkilinin dava konusu 23043 ada 1 parselde bulunan arsa üzerindeki payının 23044 ada 1 parsel ve 23045 ada 1 ada parsellere kaydırıldığının ifade edildiğini, ancak yetkisiz ve haksız olarak Belediye tarafından yapılan hisse değişikliğine rağmen, ilgili arsa üzerinde bulunan taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının sonlanmadığının, hukuken ve davalı idarenin verdiği cevaplarda yer verilen ikrar beyanı ile sabit olduğunu; öte yandan yukarıda belirtilen 2012/412 E. sayılı dava dosyası takip edilmediğinden müracaata bırakıldığını ve sonrasında düştüğünü;  davalı taraf her ne kadar müvekkilinin bağımsız bölümü teslim alması hususunda yaptığını iddia ettiği bildirime rağmen başvuruda bulunulmadığını ileri sürmüşse de, müvekkiline usulüne uygun hiçbir tebligat yapılmadığını,  müvekkilinin yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını ifade ederek; müvekkiline ait olduğu sabit olan arsa paylarına kamulaştırmasız el atılması sebebiyle, tüm bu taşınmaz paylarına ilişkin keşif ve bilirkişi marifetiyle hesap edilecek rayiç değer mukabilinde fazlaya ilişkin haklar ile ecr-i misil ve diğer alacaklar için talep ve dava hakları mahfuz kalmak kaydı ile, şimdilik 200,00 TL tazminata hükmedilmesi;  ayrıca, Ankara İli Altındağ İlçesi Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada 1 parselde bulunan arsa üzerinde yer alan taşınmazın B-l Blok 7 numaralı bağımsız bölümünün davalı idare tarafından müvekkile devredileceği yönündeki açık ve birden çok kez ifade ettiği ikrarına binaen bu devrin mahkeme kararıyla gerçekleştirilmesi, bağımsız bölümün devrinin diğer sebeplerle mümkün görülmemesi halinde hesaplanacak rayiç bedelinin el atma tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle 7.11.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili, idari karar işlemden kaynaklanan zararın tazmini taleplerinin idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davası ile talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 14.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 25.2.2016 gün ve E:2014/542 sayı ile, yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içerisinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; aynen “Ankara İli, Altındağ İlçesi, Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada, 1 parsel sayılı davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsili ile davalı idarenin devretmeyi kabul ettiği bağımsız bölümün tapuda ferağının verilmesi, devir gerçekleşmezse bedelinin tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargıda açılan davada, davalı idarece, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istenildiği anlaşılmış olmakla gereği düşünüldü.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinde; Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyelerinin kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulayabileceği, Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında haklarının verileceği, 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedellerinin verileceği veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabileceği, Belediyenin, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkili olduğu hükmü yer almıştır.

Uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, bu projeler uyarınca tesis edilen imar uygulamaları, konut tahsisi ve satışı, kamulaştırma, arsa payı tahsisi gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı ve projeler uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları zamanında gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; Ankara İli, Altındağ İlçesi, Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada, 1 parsel sayılı davacının paydaşı olduğu ve üzerinde yapılarının bulunduğu taşınmazın Gökçenefe Kentsel Dönüşüm Alanında kaldığı, bu parsel ve 23044 ada, 1 sayılı parselde düzgün yapılaşmanın gerçekleştirilebilmesi amacıyla 04.07.2007 günlü, 633 sayılı Altındağ Belediye Encümeni kararıyla 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve 2981 sayılı yasanın 10/c maddesi gereğince anılan parsellerde hisse değişikliği yapıldığı, bu karar uyarınca davacının 23043 ada, 1 parseldeki paylarına karşılık 23044 ada, 1 parsel ve 23045 ada, 1 parselden pay verildiği, kentsel dönüşüm kapsamında da davacıya ait yapıların yıktırıldığı, 23043 adanın diğer paydaşları ile yapılan anlaşma uyarınca 06.05.2009 günlü, 373 sayılı belediye encümeni kararı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapım işinin ihale edilerek taşınmazda inşaatların tamamlanmasından sonra davacıya tahsis edildiği belirtilen bağımsız bölümün teslimi için davacının başvurmaması üzerine tahsisin gerçekleşmediği, davacı tarafından, kamulaştırma yapılmadığı ve herhangi bir bedel de ödenmeksizin yapıların yıktırıldığından bahisle payları ve yapılarına karşılık tazminata hükmedilmesi ve davalı idarenin devretmeyi kabul ettiği bağımsız bölümün tapuda ferağının verilmesi, devir gerçekleşmezse bedelinin tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacıya ait yapıların bulunduğu taşınmazdaki davacının paylarına karşılık 3194 ve 2981 sayılı Yasalar uyarınca davacıya başka parsellerden pay tahsis edildikten sonra, herhangi bir bedel ödenmeksizin 5393 sayılı Yasa hükmü uyarınca kentsel dönüşüm projesi kapsamında kalan yapıların yıktırılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zarar, davalı idarenin Kentsel Dönüşüm Projesinin uygulanması sırasında kamu gücüne dayanılarak, re'sen ve tek yanlı şekilde tesis ettiği işlemlerden kaynaklanmaktadır.

Bu durumda, davanın; davacıya ait payların başka parsellere tahsisi ile 23043 ada, 1 parselde bulunan yapıların Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kalması nedeniyle yıktırılması sonucunda tazminat istenilmesine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesi l'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

SONUÇ: Açıklanan nedenle, davanın, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…” karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, “davanın, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden”  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının Ankara İli, Altındağ İlçesi, Gökçenefe Şenyurt Mahallesi, 23043 ada 1 parselde bulunan arsa ile arsa üzerinde bulunan ve daha sonra yıkılan gecekonduların maliklerinden olduğundan bahisle; arsa paylarına kamulaştırmasız el atılması sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 200,00 TL tazminata hükmedilmesi;  ayrıca, Ankara İli Altındağ İlçesi Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada 1 parselde bulunan arsa üzerinde yer alan taşınmazın B-l Blok 7 numaralı bağımsız bölümünün devrinin sağlanması, bunun mümkün görülmemesi halinde hesaplanacak rayiç bedelinin el atma tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış; Danıştay Başsavcısınca “davanın, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden”  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü;

24.2.1984 gün ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 22/5/1986 gün ve 3290 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde, “İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir…” hükmü;  

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinde; Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyelerinin kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulayabileceği, Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında haklarının verileceği, 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedellerinin verileceği veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabileceği, Belediyenin, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkili olduğu hükmü;

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1.maddesinin ilk fıkrasında; “ (Ek: 20/8/2016-6745/33 md.)

Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.” hükmü;  

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasında(Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) ise, “İdari dava türleri şunlardır:

 a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

  b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

  c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Ankara İli, Altındağ İlçesi, Gökçenefe Şenyurt Mahallesi, 23043 ada 1 parselde bulunan arsa ile arsa üzerinde bulunan ve daha sonra yıkılan, 94/A, 94/B, 94/C, 94/D, 94/E, 94/F, 94/G numaralı gecekonduların hissedarlarından olduğu; bu parselin Gökçenefe Kentsel Dönüşüm Alanında kaldığı; bu parsel ve 23044 ada, 1 sayılı parselde düzgün yapılaşmanın gerçekleştirilebilmesi amacıyla 04.07.2007 günlü, 633 sayılı Altındağ Belediye Encümeni kararıyla onaylanan parselasyon planı ile 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve 2981 sayılı yasanın 10/c maddesi gereğince anılan parsellerde hisse değişikliği yapıldığı, bu karar uyarınca davacıya, 23043 ada, 1 parseldeki paylarına karşılık 23044 ada, 1 parsel ve 23045 ada, 1 parselden pay verildiği, 23043 ada 1 nolu parselde hissesinin kalmadığı; 11333.00 m2 den ibaret 23043 ada 1 nolu parselin 8369.52 m2 sinin davalı Altındağ Belediye Başkanlığına ait olduğu, diğer hissedarlarla da anlaşmak suretiyle Altındağ Belediye Encümeninin 06.05.2009 tarih ve 373 sayılı kararı ile kat karşılığı inşaat yapım işinin ihale edildiği;  Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında İdarece 23043 ada 1 parselde hissedar olup olmadıklarına bakılmaksızın gecekondusu yıkılan tüm hak sahiplerine daire ayrıldığı, davacıya da B-l Blok 7 numaralı dairenin tahsis edildiği, dairesini teslim almak üzere davacının bilgilendirildiği, ancak bugüne kadar anahtar teslim almak üzere idareye başvurmadığı için tahsisin gerçekleşmediği; davacı tarafından, 23043 ada 1 parselde bulunan arsa ile arsa üzerinde bulunan ve daha sonra yıkılan gecekonduların maliklerinden olduğundan bahisle; arsa paylarına kamulaştırmasız el atılması sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 200,00 TL tazminata hükmedilmesi;  ayrıca, Ankara İli Altındağ İlçesi Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada 1 parselde bulunan arsa üzerinde yer alan taşınmazın B-l Blok 7 numaralı bağımsız bölümünün devrinin sağlanması, bunun mümkün görülmemesi halinde hesaplanacak rayiç bedelinin el atma tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı;  Danıştay Başsavcısınca “davanın, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden” olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmıştır.

Davacı vekili tarafından açılan davaya ilişkin verilen dilekçede; açıkça belirtilmediği halde, Danıştay Başsavcılığınca; “davanın; davacıya ait payların başka parsellere tahsisi ile 23043 ada, 1 parselde bulunan yapıların Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kalması nedeniyle yıktırılması sonucunda tazminat istenilmesine ilişkin kısmı” yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve davacının talebi konusunda tereddüt oluştuğu düşünülebilir ise de; davacı vekili tarafından Danıştay Başsavcılığına gönderilen 9.3.2016 tarihli yazıda; “(…)Davamıza konu teşkil eden olay, davalı belediyenin müvekkilime ait, Ankara İli Altındağ İlçesi Gökçenefe Şenyurt Mahallesi 23043 ada 1 parselde bulunan tapulu taşınmazını 23044 ve 23045 adalara usulsüz ve kanuna aykırı olarak şuyulandırması ve 23043 ada 1 parsel üzerinde kain müvekkile ait evleri yıkmasından kaynaklanmaktadır.(…)” denilmek suretiyle, dava konusuna bir nebze açıklık getirildiği; dolayısıyla, davacının tazminat isteminin kısmen; 5393 sayılı Yasanın 73.maddesi uyarınca düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davacıların yapılarının yıktırılması suretiyle yapıların bulunduğu taşınmaza kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. 

Buna göre, uyuşmazlığın, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18.,  2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi ve 5393 sayılı Yasanın 73.maddesi hükmü uyarınca düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemlerinden kaynaklandığı açıktır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının, Ankara 14.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin 25.2.2016 gün ve E:2014/542 kararının, “davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmı yönünden” kaldırılması gerekmiştir.

 

 

 

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin  Ankara 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 25.2.2016 gün ve E:2014/542 sayılı KARARININ, “davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan yapılarının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle payların ve yapıların bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin” KISMI YÖNÜNDEN KALDIRILMASINA, 28.11.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN