Hukuk Bölümü 2003/51 E., 2003/77 K.

  • FORMA HATALI YAZILAN NÜFUS BİLGİLERİ
  • İMAR AFFI BAŞVURU FORMU
  • NÜFUS BİLGİLERİ
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2981 S. İMAR VE GECEKONDU MEVZUATINA AYKIRI YAPILARA UY... [ Madde 10 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Ankara-Çankaya İlçesi, Çukurca Mah. 87. Sok. No. 33 adresinde bulunan gecekondunun 2981 sayılı Yasa'ya göre imar affı kapsamında değerlendirilmesi ve tespiti için 15.6.1983 gününde belediyeye verilen başvuru dilekçe formunda, başvuranın adı ve soyadı "Abdulkadir Selçuk" ve baba adı olarak da "Sayıt" yazılmış; 1984 tarihli tapu tahsis belgesi de bu isimlere göre düzenlenmiş; ancak, belediyece, nüfus idaresinden istenilen nüfus kaydında "Abdulkahhar" isminin belirtilmesi üzerine, imar affı başvuru formunda beyan edilen "Abdulkadir" ile nüfus kaydında belirtilen "Abdulkahhar"ın aynı kişi olduğunun tespiti için açılacak davada mahkemece verilecek kararın sonucuna göre tahsis işlemi yapılabileceği, bu nedenle gecekondu için arsa tahsis işleminin yapılamadığı hususu, Çankaya Belediye Başkanlığının 17.4.2000 günlü yazısı ile, davacıya duyurulmuştur.

    Davacı tarafından, tapu tahsis belgesinde yazılı "Abdulkadir" isminin "Abdulkahhar" olarak tespiti ile düzeltilmesi istemiyle, Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine, 24.4.2000 gününde adli yargı yerinde açılan dava, Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/261 sayılı esasına; davacı vekilleri tarafından, tapu tahsis belgesinde "Sayıt" olan baba adının "Sait" olarak düzeltilmesi ve davanın E: 2000/261 esas sayılı dosya ile birleştirilmesi istemiyle, aynı Belediye aleyhine açılan dava da, adıgeçen Mahkemenin 2000/361 sayılı esasına, kaydedilmiştir.

    Bu arada davacı vekillerince, gecekondusu için tapu tahsis belgesi verilen müvekkilin adının "Abdulkadir" ve baba adının "Sayıt" olarak hatalı yazılmasına ilişkin işlemin iptali ile isimlerin nüfus kayıtlarına göre düzeltilmesi istemiyle, Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ: 24.8.2000 gün ve E: 2000/1010; K: 2000/691 sayı ile, 2577 sayılı İYUK.'nun 2. maddesinde sayılan idari davalar niteliğinde bulunmayan ve 2981 sayılı Yasa'nın 10/a. maddesine göre tapu verilmesine esas teşkil eden tapu tahsis belgesiyle tapu kayıtları üzerinde değişiklik talebini içeren davanın, Medeni Kanun hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği; bu nedenle, davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Bunun üzerine davacı vekillerince, adli yargı yerine verilen ıslah dilekçesi ile, imar affı başvuru sahibinin adının "Abdulkadir olmayıp Abdulkahhar olduğu ve baba adının da Sayıt olmayıp Sait olduğu"nun tespitine karar verilmesi istenilmiştir.

    ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 18.7.2001 gün ve E: 2000/261, K: 2001/518 sayı ile, Mahkemenin 2000/361 sayılı esasına kayıtlı dava dosyasının birleştirildiğinden bahisle ve bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle, asıl dava ile birleşen davanın kabulüne, imar affı başvuru dilekçe formu ile tapu tahsis belgesindeki Sayıt oğlu 1957 D.lu Abdulkadir Selçuk şeklinde yer alan kayıtların aslında Sait oğlu 13.10.957 D.lu Abdulkahhar Selçuk olarak düzeltilmesine karar vermiştir.

    Bu karar, davalı idare vekilince temyiz edilmesi üzerine YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ'nce 18.2.2002 gün ve E: 2002/651, K: 2002/923 sayı ile, somut olayda, tapu tahsis belgesi için verilen müracaat formunda hatalı yazılan ad ve baba adının düzeltilmesinin istenildiği; tahsis belgesinin dayanağı belgede düzeltme istendiğine göre, bu davanın görevli idare mahkemesinde görülmesi gerekirken yanlışlıkla adli yargıda açılan davada görev hususu düşünülmeden yargılamaya devamla işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.

    ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.7.2002 gün ve E: 2002/444, K: 2002/533 sayı ile, Yargıtay bozma kararına uymak suretiyle, davanın idari yargıda görülmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar ise, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Yalçın ACARGÜN'ün Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 17/11/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, imar affı başvuru dilekçe formunda nüfus kayıtlarına göre hatalı yazılan gecekondu sahibinin ismi ve baba ismi esas alınarak tesis edilen işlemlerin iptali isteminden ibarettir.

    2981 sayılı İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasada öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.

    Nitekim, anılan Yasanın "Tapu verme" başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin ( a ). bendi, "Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgisine "Tapu Tahsis Belgesi' verilir.

    Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder." hükmünü taşımaktadır.

    Buna göre, Yasa'da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve ıslah imar düzenlemeleri tamamlandıktan sonra verilecek tapuya esas teşkil etmek üzere, idarece gerçek hak sahibi olduğu tespit edilenlere tapu tahsis belgesi verilmektedir.

    Olayda, anılan yasal düzenlemeye göre imar affı başvurusunda bulunan gecekondu sahibine arsa tahsisi için, idarece ilgilinin gerçek hak sahibi olup olmadığının araştırılması sırasında dilekçedeki başvuru sahibi ismi ile baba isminin nüfus bilgilerine uymadığının saptanması üzerine uyuşmazlığa konu edilen davanın açıldığı anlaşılmakta olup, ortada davacının nüfustaki kişisel durum kayıtlarının düzeltilmesine yönelik olarak açılmış Medeni Kanun kapsamına giren bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

    Esasen, 2981 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ve hak sahibi olmadıkları anlaşılanlara verilmiş "tapuları resen iptal etmek" yetkisine sahip olduğu dikkate alındığında, hak sahibini idari usul ve esaslara göre tespit etme olanağına sahip bulunan idarece tesis edilen uygulama işlemlerinin, dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde yargısal denetime tabi olacağı açıktır.

    Belirtilen durum karşısında, 2981 sayılı Yasa'da öngörülen müracaat, tespit ve değerlendirme işlemlerinden dolayı açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biriyle hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin 24.8.2000 gün ve E: 2000/1010, K: 2000/691 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.