Hukuk Bölümü 2010/105 E., 2011/13 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : S. E.

Vekili : Av. T. Y.

Davalı : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili : Av. R. K.

O L A Y : Davacı vekili, Maltepe Askeri Lisesi'nde eğitim görmekte iken 2008 yılında okuldan ilişiği kesilen davacının oğlu adına düzenlenen 10.8.2004 tarihli yüklenme senedinde "atış, personel, amortisman" kalemlerinin hukuka aykırı bir şekilde gider hesaplamasına dahil edildiğini ileri sürerek, söz konusu yüklenme senedinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi isteğiyle yapılan 31.3.2009 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 16. İDARE MAHKEMESİ; 6.11.2009 gün ve E:2009/627, K:2009/1343 sayı ile, davanın, davacı tarafından, Maltepe Askeri Lisesi'nde eğitim görmekte iken 2008 yılında okuldan ilişiği kesilen oğlu adına düzenlenen 10.8.2004 tarihli yüklenme senedinde "atış, personel, amortisman" kalemlerinin hukuka aykırı bir şekilde gider hesaplamasına dahil edildiği ileri sürülerek, söz konusu yüklenme senedinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi isteğiyle yapılan 31.3.2009 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açıldığı, Anayasa'nın 157. maddesinde, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağının belirtildiği; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddesinde de paralel hükümlerin yer aldığı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin, Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapacağı, bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksadın; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar olduğunun hükme bağlandığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, Maltepe Askeri Lisesi'nde eğitim görmekte iken 2008 yılında okuldan ilişiği kesilen oğlunun askeri öğrenciliği döneminde yapılan öğrenim masraflarının davacı adına borçlu sıfatıyla tahakkuk ettirilmesi üzerine, davacı tarafından, Ankara 30. Noterliği'nde düzenlenen 10.8.2004 tarihli yüklenme senedinde, "atış, personel, amortisman" kalemlerinin hukuka aykırı bir şekilde gider hesaplamasına dahil edildiği ileri sürülerek, söz konusu yüklenme senedinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi isteğiyle yapılan 31.3.2009 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali isteğiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda açıklanan Anayasa ve Yasa kurallarına göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin, "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, bakılan uyuşmazlıkta, davacı tarafından gider kalemleri düzeltilerek yeniden düzenlenmesi istenilen "yüklenme senedinin" askeri hizmete ilişkin olması ve şu an sona ermiş olsa bile davacının oğlunun askeri öğrenci sıfatından kaynaklanması nedeniyle asker kişiyi ilgilendirmesi karşısında; uyuşmazlığın görüm ve çözümünde görevli Mahkemenin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 16.12.2009 gün ve E:2009/1335, K:2009/1329 sayı ile, davacı vekilinin, 11.12.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde kayda geçen dava dilekçesinde; davacının velayeti altında bulunan oğlu M. O. E.'un askeri öğrenci olarak Maltepe Askeri Lisesi Komutanlığı'nda 11.8.2004 tarihinde kaydını yaptırdığını, eğitimini Kara Harp Okulu Komutanlığı'nda sürdürürken 2008 yılı intibak kampından kendi isteği ile askeri öğrencilikten ayrıldığını, okula başlamadan önce Ankara ... Noterliği tarafından 10 Ağustos 2004 tarihli ve 18243 yevmiye numaralı yüklenme senedi düzenlendiğini, anılan yüklenme senedinde işlem tarihinde yürürlükte bulunan "Askeri Okullara Alınan Öğrenciler ile Silahlı Kuvvetler Hesabına Fakülte veya Yüksek Okullarda Okuyan Öğrenciler İçin Yüklenme Senedi Düzenlenmesine ve Bu Okullardan Ayrılacak Öğrencilere veya Kefillerine Ödettirilecek Tazminata Dair Yönetmelik" hükümlerinde belirtilen formata aykırı olarak "atış, personel ve amortisman" giderlerinin de dahil edildiğini, bu nedenle askeri öğrenci maliyet çizelgesindeki tazminat miktarının yüksek çıktığını, bu şekildeki hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, Ankara ... Noterliği tarafından düzenlenen 10.8.2004 tarihli ve 18243 yevmiye numaralı yüklenme senedine dayanarak tazminat istenilmesi nedeniyle, anılan Yönetmeliğin formatına ve hukuka uygun yeni bir işlem tesis edilmesi için Milli Savunma Bakanlığı'na yapılan idari başvuruya zımnen red cevabı verilmesi suretiyle tesis edilen olumsuz işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği, dava dosyasının, AYİM Genel Sekreterliği'nin 15 Aralık 2009 tarih ve Gensek:2009/4118/İd.Ks. sayılı yazısı ile dava konusunun AYİM'in görevine girmediğinden bahisle bu hususta bir karar verilmek üzere AYİM İkinci Dairesi'ne gönderildiği, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'na göre, davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığının ilk inceleme sırasında davanın esasına girilmeden incelenecek hususlar arasında sayıldığı, zira; görevin kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her safhasında dikkate alınmasının, hukuk alanında ihtilafsız kabul edilen bir keyfiyet olduğu, bu nedenle işin esasına girilmeden davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı hususunun incelendiği, Anayasa'nın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157 nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" hükmü bulunduğu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevlerini belirleyen 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 2508 sayılı Kanun'la değişik 20 nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır" hükmü, aynı Kanunun "İdari davalar ve yargı yetkisinin sınırı" başlığını taşıyan 21 nci maddesinde de, 20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde çözümlenip karar bağlanacağı hükmünün yer aldığı, Anayasa'nın ve 1602 sayılı Kanun'un bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde bakılabilmesi için; 1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, 2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği, açıklanan mevzuat çerçevesinde davacının durumu incelendiğinde, iptali istenen yüklenme senedinin davacının askeri öğrencilik döneminde uyması gereken kuralları ve bu kurallara uyulmaması sebebiyle okuldan çıkarılması halinde davacıdan alınacak öğrenim giderlerini düzenleyen bir sözleşme olması sebebiyle davacının asker kişi sıfatının bulunduğu, ancak, yüklenme senedinin, davalı idarenin kamu gücüne dayanarak re'sen ve tek yanlı olarak tesis ettiği bir işlem olmayıp, davalı idare ile davacı arasında imzalanan Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenen, özel hukuka tabi bir borç-alacak ilişkisi kapsamında tanzim edilen sözleşme niteliğinde olduğu, bu nedenle davanın çözümünün Mahkemelerinin görevi dışında kaldığı, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 12.11.2001 tarihli ve 2001/63 Esas, 2001/74 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı yeri olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, aynı Dairenin 3.3.2010 gün ve E:2010/251, K:2010/268 sayılı kararıyla kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Sıddık Yıldız, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU'nun katılımlarıyla yapılan 7.2.2011 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA ile AYİM Savcısı Hakan Ali TURGUT'un başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14. maddesinde, "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir" hükmüne yer verilmiştir.

Açılan bir davada bir yargı merciinin görevsizlik kararı vermesinden sonra görevli olduğu işaret edilen yargı merciine bu davanın intikali üzerine, bu yargı merciince de görevsizlik kararı verilerek daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinin görevli olduğuna işaret edilmesi halinde doğan olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle tarafları, sebebi ve konusu aynı olan bir davaya bakacak mahkeme bulunmadığından, anılan Yasanın 14. maddesine göre yapılacak başvuru üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi'nce görevli yargı merci belirtilmek suretiyle davanın esasının incelenebilmesi olanaklı hale gelecektir.

Olayda, Ankara 16. İdare Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevli olduğuna işaret edilmesi üzerine kendine intikal eden davada AYİM İkinci Dairesi, davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararında üçüncü bir yargı merciine işaret etmiş olup; davacı vekili tarafından, söz konusu kararlar nedeniyle doğduğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmiştir.

Oysa, AYİM İkinci Dairesi'nin görevli olduğuna işaret ettiği adli yargı yerine açılmış bir dava ve bu dava sonucunda daha önce görevsizlik kararları veren yargı mercilerinin görevli olduğu yolunda verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığına göre, olayda davaya bakacak bir mahkeme kalmadığından söz edilemez. Başka bir ifadeyle, davacının, AYİM İkinci Dairesi'nce verilen görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerinde dava açması gerekirdi.

Bu durumda, genel idari yargı yerince işaret edilen askeri idari yargı yeri tarafından, davada üçüncü bir yargı mercii olan adli yargı yerinin görevli olduğuna işaret edilerek görevsizlik kararı verilmiş olması karşısında, olayda 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan söz etmek olanaksızdır.

2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi, "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder" hükmünü taşımakta olup, yukarıda açıklanan nedenlerle, yöntemine uymayan başvurunun anılan 27. madde uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 14.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 7.2.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.