Hukuk Bölümü 2000/4 E., 2000/29 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • TESPİT DAVASI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 14 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 15 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Çayıralan Belediyesince, İlçenin içmesuyu ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak mücavir alanlarda yapılan araştırma ve inceleme sırasında Söbeçimen Köyü-Değirmenönü mevkiinden çıkan su kaynağının debisinin ölçülerek yeterli bulunması üzerine, gerekli etüt çalışmalarının yapılması için 2.7.1999 günlü yazı ile DSİ Şube Müdürlüğüne ve Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuştur.

    Söbeçimen Köyü sakinlerinden olan davacılar, sözkonusu su kaynağının kavak ziraati yaptıkları arazilerinden çıktığını; belediyece yerinde kazılmak suretiyle suyun kesilip götürülmek istenildiğini; suyun önüne yapmış oldukları betonun dahi kırıldığını; suyun kesilmesi durumunda kavakların ve diğer mahsulün kuruyacağını; bu nedenle zararın büyük olduğunu ileri sürerek, bu yerle ilgili olarak tespit yapılması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle 10.6.1999 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    ÇAYIRALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 10.6.1999 gün ve E: 1999/9, K: 1999/5 D. İş sayı ile, refakate bir inşaat bilirkişisi alınmak suretiyle mahallinde keşif yapılmasına; tespit dilekçesinde, Çayıralan Belediyesinin bir idari işleminin tedbir yolu ile durdurulmasının talep edildiği; ancak idari nitelikteki işler için adliye mahkemelerinin tedbir kararı veremeyeceği ve bu hususta tedbir kararı verme yetkisinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, tespit isteyenlerin tedbir taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucunda inşaat mühendisi bilirkişi tarafından, kaynak suyunun önüne yapılan beton imalatın toplam maliyetinin 7,900,000.- TL. olduğu yolunda düzenlenen 10.6.1999 günlü rapor ile keşif tutanağı, anılan karar ekinde taraflara tebliğ edilmiştir.

    Bunun üzerine davacılar vekilince, davalı Belediyece suyun götürülmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali ve betonun kırılması eylemi ile tespit masrafları nedeniyle uğranılan toplam 21,900,000.- TL. tutarındaki zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle, 17.6.1999 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    KAYSERİ İDARE MAHKEMESİ; 14.10.1999 gün ve E: 1999/455, K: 1999/701 sayı ile, idarenin kamu hukuku alanında tesis ettikleri tek taraflı ve doğrudan uygulanabilir nitelikteki tasarrufları olan idari işlemlerin, hukuka aykırı olduklarından dolayı idari yargı yerinde iptalleri istemiyle dava açılabilmesi için, öncelikle ortada idarece tesis edilmiş idari dava konusu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemin olması gerektiği, bakılan davada, davacılara ait kavaklık içerisinden çıkan kaynak suyunun İlçe'ye götürülmesine ilişkin işlemin iptali istenilmekte ise de, bu yönde idarece alınmış bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından, davanın iptale yönelik kısmının esasının incelenmesine olanak bulunmadığı; öte yandan, idari bir işlem ve eyleme dayanmadığından idarenin haksız fiilinden doğan zararların tazminine yönelik istemin görüm ve çözümünde ise adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın iptal istemine yönelik kısmının 2577 sayılı Yasa'nın 15/1-b. maddesi uyarınca incelenmeksizin reddine, tazminat istemine yönelik kısmının ise aynı Yasa'nın 15/1-a. maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacılar vekilince, adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 3/7/2000 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün başvurunun reddi gerektiğine ilişkin açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı merciilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa'nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir. Olayda, adli yargı yerinde açılan tespit davasında, kaynak suyunun belediyece ilçeye götürülmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istenilmesi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, istem konusunun idari nitelikte bir işlem olduğu ve bu hususta tedbir kararı verme yetkisinin idare mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle bu yönden görevsizlik kararı verilmiş ise de; idari yargı yerinde açılan iptal ve tazminat davasında, İdare Mahkemesi'nce, ortada kaynak suyunu ilçeye götürülmesi yolunda belediyenin bir kararının bulunmadığından bahisle, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı nedeniyle davanın iptal istemine ilişkin kısmının esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

    Hernekadar, İdare Mahkemesi'nce, görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle davanın tazminat istemine yönelik kısmının görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, Asliye Hukuk Mahkemesi'nce aynı konuda göreve ilişkin bir karar verilmediğinden bu husus incelememizin dışında kalmaktadır. Belirtilen duruma göre, idari işlem konusunda Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görevsizlik kararı verilmiş ise de; aynı konuda İdare Mahkemesi'nce verilen karar, 2577 sayılı Yasa'nın 14/3-d. maddesi yönünden dava dilekçesinin kanuna aykırılığı nedeniyle aynı Yasa'nın 15/1-b. maddesi uyarınca davanın reddi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, anılan Yasa'nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, anılan Yasa'nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 3.7.2000 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.