Hukuk Bölümü 2008/33 E., 2009/36 K.

  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 12 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 13 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti'nin 9.1.2007 gün ve 1 sayılı kararı ile, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün yazıları gereği 1.1.2007 tarihinden geçerli olmak üzere; 1.080,03YTL net ücretle vakıf müdürlüğü görevini yürüten N. Ç.'ın aldığı ücret karşılığı muhasebeci unvanı ile vakfa ait tüm muhasebe iş ve işlemlerini yapmasına karar verilmiştir.

    Davacı, dava dilekçesinde, yaklaşık 8 yıldır Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda yüksekokul mezunu vakıf müdürü olarak görev yaptığını, son olarak 2004 yılında alınan mütevelli heyeti kararı uyarınca 5 yıl süreli olarak imzalanan 8.1.2004 tarihli sözleşmeye istinaden vakıf müdürlüğü görevini üstlendiğini, mevcut sözleşmesi devam ederken 5263 sayılı Kanun'un 5/c maddesine istinaden 1.1.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar"ın belirlendiğini, söz konusu Esasların amacının aksine yorumlanarak kazanılmış haklarına saygı gözetilmeden ve haklı hiçbir gerekçe gösterilmeden görevinin ve görev ünvanının Vakıf mütevelli heyetince alınan 1/9.1.2007 sayı ve tarihli kararla değiştirilerek tarafına muhasebecilik görevi verildiğini, konunun tekrar incelenerek Fon Kurulunca belirlenen esaslara göre işlem yapılmasının, 2.3.2007 tarihli dilekçeyle Vakıf Başkanlığına iletildiğini, ancak, 67 sayı ve 16.3.2007 tarihli cevabi yazıda itirazının kabul edilmediğinin tarafına bildirildiğini, bunun üzerine, dilekçeyle 5263 sayılı Yasa çerçevesinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'ne itiraz edildiğini, ancak, 60 gün geçmiş olmasına karşın bir cevap alınamadığını ve zımnen reddedildiği kanaatine varılarak iş bu davanın açılmasına gerek duyulduğunu, Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyetinin 1/9.1.2007 sayı ve tarihli kararının, Fon Kurulunca belirlenen Esasların 7,11,18 ve Geçici 1. maddelerine açıkça aykırı olması nedeniyle iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı idare, savunma dilekçesinde, davacının vakıf bünyesinde işçi olarak İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalıştığını, davacı tarafından idari işlemin iptali için dava açılmış ise de, davanın davacının iş şartlarındaki değişiklikten doğduğunu, dolayısıyla ortada iptale konu bir idari işlem değil, idarenin özel hukuk sözleşmesinden doğan bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

    ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ; 9.8.2007 gün ve E:2007/885 sayı ile, Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında vakıf müdürü olarak görev yapan davacının görevinin ve görev ünvanının değiştirilmesine ilişkin 9.1.2007 tarih ve 1 no'lu kararın iptali istemiyle Kadirli Kaymakamlığı'na karşı açılan davada Kadirli Kaymakamlığı tarafından davacının vakıf bünyesinde işçi olarak İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalışması nedeniyle özel hukuk sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü, 14.6.1986 günlü ve 19134 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu'nun 7. maddesinin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonunda toplanan kaynağın ülke çapında ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni olarak dağıtılmak ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak üzere her il ve ilçede Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kurulacağını, mülki idare amirlerinin vakfın başkanı olacağını hükme bağladığı, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu uyarınca kurulan ve sözleşmeli personel çalıştırma yetkisi verilen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının kamu kurumu niteliğinde olduklarının tartışmasız bulunduğu, bu kurumların çalıştırdıkları personelin de kamu hizmeti yürüttükleri ve dolayısıyla kamu personeli olduklarının açık bulunduğu, sözleşmeli personelin de diğer kamu görevlilerinin sahip olduğu güvencelere sahip olmalarının gerekli ve zorunlu olduğu, nitekim, davacı ile davalı idare arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda öngörülen esaslara da yer verildiği, bu durumda, bir kamu görevlisi olan davacının, görevinin ve ünvanının değiştirilebilmesi için, 657 sayılı Kanun'da bu konuda öngörülen kurallara uyulması gerektiği, davalı idarece tesis edilen dava konusu işlem, kamu gücü kullanılarak tesis edildiğinden ve davacı da kamu görevlisi olduğundan, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

    Davalı idarece, süresi içinde verilen dilekçe ile, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 1.7.2004 gün ve E:2004/16, K:2004/35 sayılı kararından da söz edilerek adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması isteminde bulunulması üzerine dilekçe ve dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda vakıf müdürü olarak 8.1.2004 tarihli sözleşme ile görev yapan davacının 9.1.2007 tarihli sözleşme ile müdür ünvanı alındığından ve anılan karara itirazı da reddedildiğinden, alınan kararın iptali istemiyle davacı vekili tarafından davalı idare aleyhine açılan iptal davasında, davalı idarenin görev itirazında bulunduğu, bu itirazın reddedilmesi üzerine davalı idare tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulması nedeniyle dosyanın Başsavcılıklarına gönderildiğinin anlaşıldığı, 29.5.1986 tarih ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile muhtaç durumda bulunanlara yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı teşvik etmek amacıyla Başbakanlığa bağlı ve T.C. Merkez Bankası nezdinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kurulduğu, "Mülki idare amirleri vakfın tabii başkanı olup, illerde belediye başkanı, defterdar, il milli eğitim müdürü, il sağlık müdürü, il tarım müdürü, il sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu müdürü ve il müftüsü; ilçelerde belediye başkanı, mal müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, Sağlık Bakanlığının ilçe üst görevlisi, varsa ilçe tarım müdürü ve ilçe müftüsü vakfın mütevelli heyetini oluşturur. Ayrıca her faaliyet dönemi için, il dahilindeki köy ve mahalle muhtarlarının valinin çağrısı üzerine yapacağı toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla kendi aralarından seçecekleri birer muhtar üye ile ilde kurulan ve bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin kendi aralarından seçecekleri iki temsilci ve hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği iki kişi; ilçe dahilindeki köy ve mahalle muhtarlarının kaymakamın çağrısı üzerine yapacağı toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile kendi aralarından seçecekleri birer üye ile ilçede kurulu ve bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin kendi aralarından seçecekleri bir temsilci ve hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği iki kişi mütevelli heyetinde görev alırlar. İI veya ilçede bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşu olmaması halinde, hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği üçüncü bir kişi daha mütevelli heyetinde görev yapar. Vakıf senetleri mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirilir" hükümlerine anılan Kanunda yer verildiği, anılan Kanun ile bir hizmet alanı kurularak yürütülmesi görevinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu'na verildiği, vakıf çalışanları ile akdedilen hizmet sözleşmesinin tarafı olan kaymakamın Kanun gereği vakıf başkanı olması nedeniyle işveren konumunda bulunduğu, davacı ile akdedilen hizmet sözleşmesinde ücret, izin gibi haklar ile mesai saatleri ve yasaklar gibi yükümlülüklere ilişkin düzenlemelerde memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki düzenlemelerden esinlenilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmeyi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-c maddesinde tanımlanan "kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşme" haline getirmeyeceği gibi, genel kadro usulüne ve 233 sayılı KHK'ye tabi bir kurum yada kuruluş kadrosunda da çalışmayan davacının devlet memuru yada sözleşmeli personel statüsünde olmadığı, bunun yanında sözleşmenin 10. maddesinden 1475 sayılı İş Kanunu'nun taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanacağının anlaşıldığı, bu durum karşısında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-c maddesi kapsamında bir idari sözleşme olmayıp, sözleşme serbestisi esasına dayalı hizmet akdinden doğan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu ve İdare Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılmasının gerektiği belirtilerek 2247 sayılı Kanun'un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre, Danıştay Başsavcısı'ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda çalışan davacının, vakıf müdürü ünvanının muhasebeci olarak değiştirilmesine ilişkin Vakıf Mütevelli Heyetinin 9.1.2007 tarih ve 1 sayılı kararının iptali istemiyle Adana 1. İdare Mahkemesi'nde açılan davada, davalının görev itirazının reddi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış olmakla dosyanın incelendiği, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanunun amacının açıklandığı, 3. maddesinde, Kanunda öngörülen hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kurulduğunun, 4. maddesinde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun gelirlerinin nelerden oluştuğunun, 7. maddesinde, her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulduğunun belirtildiği, 8. maddesinde de, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının gelirlerinin sayıldığı, yukarıda sözü edilen Yasa maddelerinin değerlendirilmesinden, Medeni Kanun'a göre faaliyette bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının başkanlarının mülki idare amiri olması, yönetim organının büyük oranda kamu görevlilerinden oluşması, kuruluş amacı ve gelirlerinin çoğunun kamu kaynaklarından karşılanması hususları dikkate alındığında, bu vakıfların kamu gücüne dayanan bir statüye sahip olduğu, yürüttüğü hizmetin, kamu hizmeti olduğu ve bu hizmetin yürütülmesine ilişkin konularda yetkili organ kararlarının iptali istemiyle açılacak davalarda idari yargı yerlerinin görevli olması gerektiğinde kuşku bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden, davacının, Kadirli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda 8.2.2004 tarihinde imzaladığı 5 yıl süreli hizmet sözleşmesi ile vakıf müdürü olarak çalışırken, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'ın yürürlüğe girmesi nedeniyle, Vakıf Mütevelli Heyetinin 9.1.2007 günlü kararı ile vakıf müdürü unvanının muhasebeci unvanı olarak değiştirildiği ve sözleşmesinin bu unvanla yenilendiğinin anlaşıldığı, davacının; unvan değişikliğine dair mütevelli heyeti kararının, anılan esasların geçici 1. maddesi hükmüne aykırı olduğu yolunda yaptığı itirazın reddi üzerine bakılan davayı açmış bulunduğu, olayda, sözleşmeden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu durumda, adı geçen Vakıfta İş Kanunu'na tabi olarak çalışan davacının, vakıf mütevelli heyetince, vakıf müdürü unvanının muhasebeci unvanı olarak değiştirilmesi yolunda tek yanlı irade ile kurulan işlemin iptali isteminden doğan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK'ın katılımlarıyla yapılan 2.3.2009 günlü toplantısında:

    l-İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında vakıf müdürü olarak görev yapan davacının, görevinin ve görev ünvanının muhasebeci olarak değiştirilmesine ilişkin Vakıf mütevelli heyeti kararının iptali istemiyle açılmıştır.

    29/5/1986 gün ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 1. maddesinde(Değişik: 16/6/1989 - 3582/1 md.), "Bu Kanunun amacı; fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmektir", 3. maddesinde, "Bu Kanunda öngörülen hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Başbakanlığa bağlı ve T.C. Merkez Bankası nezdinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kurulmuştur" ve 7. maddesinde, "(Değişik birinci fıkra: 1/12/2004 - 5263/19 md.) Bu Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulur.

    (Değişik ikinci fıkra: 1/12/2004 - 5263/19 md.) Mülkî idare amirleri vakfın tabii başkanı olup, illerde belediye başkanı, defterdar, il millî eğitim müdürü, il sağlık müdürü, il tarım müdürü, il sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu müdürü ve il müftüsü; ilçelerde belediye başkanı, mal müdürü, ilçe millî eğitim müdürü, Sağlık Bakanlığının ilçe üst görevlisi, varsa ilçe tarım müdürü ve ilçe müftüsü vakfın mütevelli heyetini oluşturur. Ayrıca her faaliyet dönemi için, il dahilindeki köy ve mahalle muhtarlarının valinin çağrısı üzerine yapacağı toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla kendi aralarından seçecekleri birer muhtar üye ile ilde kurulan ve bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin kendi aralarından seçecekleri iki temsilci ve hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği iki kişi; ilçe dahilindeki köy ve mahalle muhtarlarının kaymakamın çağrısı üzerine yapacağı toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile kendi aralarından seçecekleri birer üye ile ilçede kurulu ve bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin kendi aralarından seçecekleri bir temsilci ve hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği iki kişi mütevelli heyetinde görev alırlar. İl veya ilçede bu Kanunda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşu olmaması halinde, hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği üçüncü bir kişi daha mütevelli heyetinde görev yapar.

    Vakıf senetleri mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirilir.

    (Mülga dördüncü fıkra: 1/12/2004 - 5263/19 md.)" hükmü yer almıştır.

    1/12/2004 gün ve 5263 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, 29.5.1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun uygulanmasını sağlamak üzere Başbakanlığa bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün kurulması, teşkilâtı, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu ifade edilmiş, 2. maddesinde, bu Kanunda geçen vakfın, il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarını ifade ettiği belirtilmiş, 5. maddesinde, Vakıflarda çalıştırılacak personelin nitelikleri ile özlük hakları ve diğer hususlarla ilgili belirlenecek kriterleri görüşmek ve karara bağlamak Fon Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

    Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fon Kurulu'nun 2.8.2006 tarihli ve 2006/4 sayılı kararı ile, 5263 sayılı Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin (c) bendi uyarınca hazırlanan "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar" yürürlüğe konulmuştur.

    Bu düzenlemede, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine dayanılarak kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları personelinin norm kadro standartları, nitelikleri, özlük hakları ve çalışma şartları yer almış olup, Esasların 7. maddesinde, personelin işe alınması, ücret, görev ve sorumluluklarının bu Esaslara göre belirlenmesinin mütevelli heyet kararıyla yapılacağı belirtilmiştir.

    Anılan 3294 sayılı Yasa ile, bu Kanunda öngörülen hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Başbakanlığa bağlı ve T.C. Merkez Bankası nezdinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ile bu Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulacağı öngörülmüş; 5263 sayılı Yasa'da ise, 3294 sayılı Yasa'nın uygulanmasını sağlamak üzere Başbakanlığa bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün kurulması, teşkilâtı, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

    3294 sayılı Yasa'ya göre faaliyette bulunacak vakıfların mütevelli heyetlerinde görev alacakların bir kısmı kamu görevlisi ise de; Yasada vakıf senetlerinin mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirileceğinin öngörülmesi, vakıfların özel hukuk tüzel kişiliği şeklinde örgütlendiklerini göstermektedir. Vakıf çalışanları ile akdedilen belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmelerinde mülki idare amirinin taraf olması, Yasa gereği vakfın tabii başkanı olmasından kaynaklanmaktadır.

    Olayda, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında hizmet sözleşmesine istinaden vakıf müdürü olarak görev yapan davacı, yukarıda sözü edilen Esasların yürürlüğe girmesi üzerine görevinin ve görev ünvanının muhasebeci olarak değiştirilmesine ilişkin Vakıf mütevelli heyeti kararına istinaden bu ünvanla çalışmak üzere Vakıf başkanı olan Kaymakam ile belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalamıştır.

    Bu durumda, Vakıfla personeli arasında imzalanacak sözleşme için personelin görev ve sorumluluklarını belirlemeye yönelik bulunan Vakıf mütevelli heyeti kararının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin kamu gücü kullanılmak suretiyle tesis edildiğinin kabulü mümkün bulunmadığından, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca yapılan başvurunun kabulü ile İdare Mahkemesince verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ

    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idarenin görev itirazı üzerine Adana 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 9.8.2007 gün ve E:2007/885 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.