Hukuk Bölümü 1999/29 E., 1999/35 K.

  • ELEKTRİK ABONESİNE AİT ÖZEL ELEKTRİK HATTINDAN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE TEDAŞ TARAFINDAN ELEKTRİK BAĞLANMASI
  • MÜDAHALENİN MEN'İ DAVASI
  • TEDAŞ TARAFINDAN ABONEYE AİT ÖZEL ELEKTRİK HATTINDAN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE ELEKTRİK BAĞLANMASI
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 16 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Elazığ, Merkez Sün Köyüne 1 Km. uzaklıkta oturan davacı, 1984 yılında tüm tesisat masrafı kendisince ödenmek suretiyle evine elektrik bağlattığını; davalı idarece, 1994 yılında özel hattına girilerek, yapmış olduğu masraflara ortak olacağı belirtilen şahsın tavuk kümesine elektrik verildiğini; ancak, tarafına herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, kümese elektrik bağlanması nedeniyle hattındaki voltajın düştüğünü; tüm masrafını karşılayarak kurdurduğu özel elektrik hattından başkasının para ödemeden yararlandırılmasının haksız ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, özel hattına vaki el atmanın önlenmesine ve tavuk kümesine çekilen elektrik hattının sökülmesine karar verilmesi istemiyle TEDAŞ Genel Müdürlüğü ile kümes sahibi Erdem Tan'a karşı, 6.1.1997 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    ELAZIĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ; 11.12.1997 gün ve E: 1997/10, K: 1997/1643 sayı ile, T.E.K.'nun kamu niteliği ağır basan bir kamu kuruluşu olduğu; 233 sayılı KHK. ile Ana Statü hükümleri saklı kalmak kaydıyla özel hukuk hükümlerine tabi olmakla birlikte, tekel halinde yürütülen elektrik iletim ve dağıtım hizmetlerinin bir kamu hizmeti niteliğini taşıdığı; kamu hizmetinin usule uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun işletilip işletilmediğinin ve davacıdan başkasına da hizmet götürülüp götürülemeyeceğinin yargısal denetimi görevinin idari yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, davacının temyiz istemi üzerine YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ'nin 29.6.1998 günlü, E: 1998/6407, K: 1998/6966 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

    Davacı vekilinin, 14.12.1998 günlü dava dilekçesi, Malatya İdare Mahkemesi'nce 23.12.1998 gün ve 1998/1145-1028 sayı ile, 2577 sayılı Yasa'nın 3. maddesine uygun bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

    Davacı vekilince, usulüne uygun olarak düzenlenen 3.3.1999 günlü dilekçe ile, müvekkilinin onayı alınmadan üçüncü şahsa elektrik verilmek suretiyle özel elektrik hattına vaki el atmanın önlenmesi istemiyle Elazığ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne karşı, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    MALATYA İDARE MAHKEMESİ, 11.3.1999 gün ve E: 1999/488, K: 1999/197 sayı ile, bir idari işlemin iptaline yönelik olmayıp, bir eylemin durdurulması istenilen davanın, niteliği itibariyle tam yargı davası da olmadığı; bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında idarece bir zararın doğumuna sebebiyet verilmesi nedeniyle, bu zararın tazmini istemiyle açılacak davanın idari yargı yerinde, herhangi bir ayni hakka yine idarece müdahale edilmesi (el atılması) halinde ise, el atmanın önlenmesine karar verilmesi talebiyle açılacak davanın ise, adli yargı yerinde görülmesi gerekeceği; bu durumda, TEDAŞ Müdürlüğünce, davacının özel enerji hattına saplantı yapılarak üçüncü kişiye elektrik bağlanmasıyla ortaya çıkan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde sayılan idari dava türleri arasında yer almayan hak iddiasına dayalı el atmanın önlenmesi davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermiş; bu karar ise, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı vekilinin, 17.6.1999 gününde mahkeme kaydına giren dilekçesi üzerine, adli ve idari yargı dosyaları, Malatya İdare Mahkemesi Başkanlığının 21.6.1999 gün ve 1999/488 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş olup böylece, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 15/11/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılara görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün davanın çözümünün adli yargının görevine girdiği yolundaki yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, tesis masraflarının abone tarafından karşılandığı nedeniyle özel olduğu ileri sürülen elektrik hattından, davalı idarece abonenin rızası alınmaksızın üçüncü şahsa elektrik bağlanması suretiyle vaki el atmanın önlenmesi isteminden ibarettir.

    233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bir kamu iktisadi kuruluşu olarak kurulan TEK (Türkiye Elektrik Kurumu), 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, "Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi (TEAŞ)" ve "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)" ünvanlı iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmış olup, 233 sayılı KHK.'ye ekli listede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgilendirilen "Teşekküller" olarak gösterilmiştir.

    233 sayılı KHK.'nin 1. maddesinde, bu KHK.'nin: iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının ve bunların müesseselerinin, bağlı ortaklıklarının kurulmasını, iştiraklerinin teşkilini, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak yönetilmelerini ve amaçlarına ulaşabilmelerini sağlamak için denetlenmelerini düzenlemek amacı taşıdığına işaret edilmiş; 2. maddesinde, Teşekkül, "sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür." şeklinde tanımlanmış; değişik 15. maddesinde, sermayesinin tamamı Devlete ait teşebbüslerin, işletmelerini müessese halinde teşkilatlandırabilecekleri ve müesseselerin, teşebbüs genel müdürünün teklifi, yönetim kurulunun kararı ile kurulacağı belirtilmiş, 4. maddesinde teşebbüslerin, 16. maddesinde de müesseselerin, tüzel kişiliğe sahip oldukları ve bu KHK.'de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulundukları ifade edilmiştir.

    Buna göre, TEDAŞ'nin, 233 sayılı KHK.'de işaret edildiği üzere, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak faaliyette bulunmak üzere kurulup işletmelerini müessese olarak teşkilatlandıran, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzelkişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu kuşkusuzdur. Ancak, 233 sayılı KHK.'de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır.

    Bu itibarla, idarenin, görevinde bulunan kamu hizmetinin yürütülmesinin kamu yararına ve yöntemine uygunluğu, kamu personeli statüsünde olan personeli ile arasındaki ilişkileri ve 233 sayılı KHK.'de belirtilen diğer hususlar bakımından "kamu hukuku" kurallarına; buna karşılık, kurumun aboneleri, müşterileri ve kurumla işgörenler arasındaki iktisadi alanda ticari esaslara göre kurduğu ilişkileri ile kurumun işçileriyle olan ilişkisi bakımından ise "özel hukuk" hükümlerine tabi olması doğaldır.

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

    Olayda, bir idari işlemin iptali istenilmediği gibi, hizmetin yürütülmesi sırasında uğranılan bir zararın hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk esasına göre giderilmesine yönelik bir tam yargı davası da açılmamış; davacı, masrafların kendisince karşılandığından bahisle özel olduğunu ileri sürdüğü elektrik hattına idarece yapılan el atmanın önlenmesini istemiştir.

    Bir kamu hizmetinin yasal düzenleme ile idareye görev olarak verilmiş olması, idarece bir ayni hakka yapılan müdahalenin önlenmesi isteğiyle açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılmaz.

    Davanın niteliğine göre, uyuşmazlığın esasını, mülkiyet hukuku bakımından davacının korunması gereken bir ayni hakka sahip olup olmadığı ve varsa böyle bir hakka haksız müdahalede bulunulup bulunulmadığı hususu oluşturduğundan, bu davanın özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Elazığ Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Elazığ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.12.1997 günlü E: 1997/10, K: 1997/1643 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 15.11.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi.