Ceza Bölümü         2011/26 E.  ,  2011/26 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :K.H.    

Sanık             :M.C.                                          

               

OLAY             : 20.5.2009 günü, Afyonkarahisar Kh. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er M.C. ile P. Er H.D.’ın 07:30 – 09:30 saatleri arasında birliğin 3 nolu nöbet yerinde nöbetçi oldukları sırada aralarında çıkan tartışmanın büyümesi sonucunda, sanık M.’nın elinde bulunan tüfeğin dipçiği ile H.’a vurmaya çalıştığı, H.’un tüfeğini çapraz tutuşta tutarak kendisini korumaya çalışması nedeniyle tüfeklerin dipçik kısımlarının birbirine çarpması sonucu H.’un tüfeğinin dipçiğinin kırıldığı, üst kapak ve kabzasının zarar gördüğü, 114.40 TL tutarında hasar meydana geldiği, daha sonra H. ile M.’nın birbirlerine tokat ve yumruk ile vurdukları, böylece, kasten yaralama ve mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçlarını işledikleri ileri sürülerek, kasten yaralama suçundan M.C. hakkında şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına, H.D. hakkında terhis edilmiş olması nedeniyle askeri savcılığın görevsizliğine, sanık M.C.’un, mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçundan eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 136/1-B,C madde ve fıkraları uyarınca cezalandırılması istemiyle 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 2.10.2009 gün ve E:2009/658, K:2009/632 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

1. HAVA KUVVETİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 8.2.2011 gün ve E:2011/147, K:2011/21 sayıyla, sanığın suç tarihinden itibaren askerliğe elverişsiz olduğu sağlık kurulu raporu ile belirlendiğinden yüklenen eylemin “mala zarar verme” suçunu oluşturabileceği, terhis edilmiş olması nedeniyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği ve askeri suç olmayan eylem ile ilgili yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

AFYONKARAHİSAR 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 15.4.2011 gün ve E:2011/160, K:2011/159 sayıyla, sanık hakkında mala zarar verme suçundan açılmış bir dava olmadığından bu konuda görevsizlik kararı verilemeyeceği açıklanarak, sanığı Askeri Ceza Kanunu’nun 136. maddesi uyarınca cezalandırılması için açılan ve sırf askeri suç olan mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçundan yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL’in, katılımlarıyla yapılan 14.11.2011 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelen-mesine oybirliği ile karar verildi.

 II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’nın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Hulusi GÜL’ün davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. 

            Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin “Gruplandırma” başlığı altında düzenlenen 6. Maddesinde, “Askerlik çağına giren yükümlüler, son yoklamaları sırasında askerlik meclislerinde veya asker hastanelerinin sağlık kurullarında, askerliğe elverişli olanlar ve askerliğe elverişli olmayanlar olmak üzere gruplandırılır.      

1) Askerliğe elverişli olanlar: Sağlık yetenekleri bakımından hiçbir hastalık ve arızası bulunmayanlar ile hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin A dilimlerine girenlerdir.           2) Askerliğe elverişli olmayanlar: Hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin B ve D dilimlerine girenlerdir”; “Ek (Hastalık ve arızalar listesi)” başlığı altında düzenlenen 17. maddesinde,

“A) 1. Antisosyal kişilik.

           2. Madde kötüye kullanımı ya da geçirilmiş madde bağımlılığı.

           3. Sınır düzeyde entellektüel işlev bozukluğu.

           B)……….

           C)……….

           D) 1. İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu.

AÇIKLAMA: Bu fıkraya gireceklerin; antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, öldürme, öldürmeye teşebbüs, gasp suçlarından en az bir hapis ya da diğer antisosyal eylemlerden dolayı, disiplin mahkemesi dışında kalan mahkemelerce verilmiş en az üç hapis cezası alması ve bu cezaların kesinleştiğinin belgelerle tespit edilmesi gerekir” denilmektedir. 

            Dosyanın incelenmesinden, işlediği iddia edilen firar suçu nedeniyle Muharebe Hizmet Destek Eğitim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 2.12.2009 gün ve AS. SAV: 2009/775 Esas (İ.E) sayılı yazısıyla sanığın suç tarihinde ve halen askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti istendiğinden, Derince Asker Hastanesi Baştabipliği’nce, sanığın 20.5.2009 tarihinden itibaren ve halen askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulunca alınan kararın gönderildiği, 3.12.2009 gün ve 1403 sayılı sağlık kurulu raporunun incelenmesinde, sanıkta “ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu” teşhis edildiği, sanığın dava konusu suçtan önce silahla yaralama, ölümle tehdit, nası ızrar suçları nedeniyle hapis cezası alıp cezalarının kesinleştiği, durumunun Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin “Ek(Hastalık ve arızalar listesi” başlığı altında düzenlenen 17. maddesinin D dilimi 1. fıkrasına uyduğu, bu nedenle 20.5.2009 tarihinden itibaren askerliğe elverişli olmadığına karar verildiği anlaşılmış, böylece sanığın suç tarihi olan 20.5.2009 gününde askerliğe elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. 

Sağlık Kurulu Raporunun kapsam ve hukuki sonuçlarına göre, sanığın suç tarihinde "asker kişi" sıfatı kendiliğinden kalkmış sayılacağından, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesi anlamında "asker kişi" olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. 

Bu durum gözetildiğinde, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir: 

5530  sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353  sayılı  Yasa’nın  13.  maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”; 

5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”; 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 145. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz”

denilmiştir. 

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur. 

Bu durumda, askerliğe elverişli olmayan,  asker kişi sıfatı kendiliğinden kalkan ve sivil kişi olarak nitelendirileceği anlaşılan sanığın eyleminin 353 sayılı Yasa’da belirtilen eylemler kapsamında bulunmadığı, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar kapsamında değerlendirileceği sonucuna varılmıştır. 

Açıklanan nedenlerle, sivil kişi sanık hakkında iddianamede anlatılan ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “mala zarar verme” suçuna uygun eylemi nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.4.2011 gün ve E:2011/160, K:2011/159 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.11.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.