Hukuk Bölümü         2011/101 E.  ,  2011/233 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

          Davacılar       : A.Ç. ve C.Ç. varisleri

                                     1- F.K.(Ç.)

                                     2- M.Ç.

                                     3- M.A.(Ç.) 

            Vekili              : Av. D.D.

            Davalı             : Bağcılar Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. O.E.

          O L A Y          : İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, İnönü Mahallesi, 16 pafta, 1624 sayılı parselin de içinde bulunduğu alanda, Bakırköy Belediyesince 2981/3290 sayılı yasalara istinaden re'sen ifraz işlemi yapılarak  tescil edilmiş;  bu kapsamda, A.Ç.’ın 6480.00 m² alanlı 16 pafta 1624 sayılı kadastral parselde 285/6480 hissesine karşılık 285.00 m² olarak uygulamaya girmiş, 80.53 m² düzenleme ortaklık payı (D.O.P % 28.25) kesildikten sonra, 204.47 m² yer alması gerekirken plan ve zemin durumu nedeniyle 183.00 m² alanlı 556 ada, 2 parselden 113/183 hisseye karşılık 113.00 m² yer verilmiş, eksik verilen 91.5 m² alan için de 5.032.500(eski)TL parsel lehine ipotek tesis edilmiş;  aynı uygulamada; C.Ç.’ın 6480.00 m2 alanlı 16 pafta 1624 sayılı kadastral parselde 178/6480 hissesine karşılık 178.00 m2 uygulamaya girmiş, 50.29 m2 düzenleme ortaklık payı (D.O.P % 28.25) kesildikten sonra, 127.71 m2 yer alması gerekirken, plan ve zemin durumu nedeniyle 183.00 m2 alanlı 556 ada, 2 parselden 70/183 hisseye karşılık 70.00.m2 yer verilmiş, eksik verilen57.7 m² alan için de 3.173.500(eski)TL parsel lehine ipotek tesis edilmiş;  dosyadaki bilgilerden,  15.09.2008 onanlı Bağcılar uygulama imar planına göre,183.00 m² alanlı 556 ada 2 parselin tamamının İlköğretim Tesis Alanında kaldığı, taşınmazda kamulaştırma yapılmasına ilişkin herhangi bir işlem bulunmadığı anlaşılmıştır.

Davacılar vekili; müvekkili davacıların, murislerinin maliki ve hissedarı bulunduğu taşınmazın idarece 2981/3290 sayılı Kanunlar çerçevesinde 18. Madde uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak, taşınmazdaki hissesinin bedele dönüştürmüş olduğunu, bedele dönüştürme işleminin müvekkillerine veya murislerine tebliğ edilmediğini, herhangi bir bedel de ödenmediğini, bu şekilde kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmamış olduğunu, kamulaştırmasız el atma koşullarının oluştuğunu iddia ederek, sonuç itibariyle; davacıların murislerinin maliki ve hissedarı olduğu İstanbul İli Bağcılar İlçesi 16 pafta 1624 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece kamulaştırmasız el atılmasından dolayı fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL’nin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi istemiyle, 17.6.2010 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı Belediye vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davacı hakkında tesis edilen idari işlemle ilgili olarak açılan davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 02.12.2010 günlü celsede, E:2010/268 sayı ile, davalının görev itirazının reddine karar vermiştir.

            Davalı vekilince, süresinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı işlemler ve 6785 sayılı imar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un, 3290 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi ile değişik 10'uncu maddesinin (c) bendi hükmüne yer verdikten sonra; dosyanın incelenmesinden, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, 16 pafta 1624 parsel sayılı parselin 2981/3290 sayılı Yasalar uyarınca imar uygulaması gördüğü; tamamının yola terkedilerek bedele dönüştürüldüğünün anlaşıldığı;  davanın, imar uygulaması sonucu yola terkedilen ve 2981 sayılı Yasanın 10'uncu maddesinin (c) bendi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazın bedelinin arttırılarak ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak açılan dava, kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenmiş ise de, davanın konusu, davalı idarece 2981/3290 sayılı Yasalar uyarınca kamu gücü kullanılarak, tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda, taşınmazın tamamının yola terkedilerek bedele dönüştürülmesi nedeniyle davacılara ait hisse bedelinin tazminine ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmadığı; bu bakımdan, imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu, Bağcılar ilçesi 16 pafta 1624 parsel sayılı taşınmazın, idarenin 2981 ve 3290 sayılı imar yasaları uygulaması sonucunda tamamının yola terk edilerek bedele dönüştürüldüğünün anlaşıldığı, davacı bu işlemi kamulaştırmasız el atma hukuki temeline dayandırmak istemekte ise de, davanın ilgili imar mevzuatı uyarınca kamu gücü kullanılarak, tek taraflı irade ile yapılan imar uygulama işlemleri sonucunda, taşınmazın yola terk edilerek bedele dönüştürülmesi nedeniyle davacılara ait hisse bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu;  ancak 2981 sayılı "İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun"un değişik 10. maddesi c bendinde dahi Valilik ve Belediyelere tek taraflı idari işlemler ile düzenleme yapma yetkisi tanımış olduğu,  buna göre 2981 ve 3290 sayılı imar uygulamasına ilişkin yasaların 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında kaldığının anlaşıldığı, bu  nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/268 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 02.11.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME :    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı İdarece anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcısı tarafından uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların murislerinin maliki ve hissedarı olduğu İstanbul İli Bağcılar İlçesi 16 pafta 1624 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla,  fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL’nin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un, 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde “ İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları  yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasarruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibi işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

           Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, İnönü Mahallesi, 16 pafta, 1624 sayılı parselin de içinde bulunduğu taşınmazın, 2981/3290 sayılı yasaya dayanılarak yapılan ifraz sonucu tescil edildiği, davacıların murislerinin hisselerine karşılık % 28.25 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiği,  kalan miktarların  bir kısmının uygulama imar planında İlköğretim Tesis Alanı olarak belirlenen yerden verildiği, eksik verilen parseller lehine de ipotek tesis edildiği,  davanın ise; davacıların murislerinin maliki ve hissedarı olduğu İstanbul İli Bağcılar İlçesi 16 pafta 1624 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla, fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL’nin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açıldığı; olayda davalı idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında da, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Belirtilen duruma göre,  davacıların Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesis Alanında kalan ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazının bedelinin tahsili isteminden kaynaklanmakta olan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı İdare vekilinin görev itirazının, Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç     : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı'nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin GÖREV İTİRAZININ, Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce REDDİNE İLİŞKİN 02.12.2010 gün ve E:2010/268 sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 02.11.2011 gününde Üyelerden Mustafa AYSAL ve Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

                                                 KARŞI OY YAZISI

3194 sayılı İmar Kanunun 18/10. maddesi uyarınca "Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz."

16.5.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca istimlak işlemlerine girişilmeksizin idare tarafından taşınmazına el atılan kişinin ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi veya el atılan taşınmazın mülkiyetinin kamu tüzel kişiliğine devri karşılığında tazminat davası açabilir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında da, bu tür davaların kamulaştırmasız el atma davası olarak adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir(Y5HD. 1.5.2006, E.2006/2677,K.2006/5324) Bu bakımdan; uyuşmalığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan değerli çoğunluğun aksi yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz. 02.11.2011

                      Üye                                                                                        Üye

                 Mustafa AYSAL                                                                 Eyüp Sabri BAYDAR