Hukuk Bölümü         2012/441 E.  ,  2012/361 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : B.Ş.

Davalı      : Milli Savunma Bakanlığı 

                O L A Y : Davacı dava dilekçesinde, 2.4.1992 – 31.12.2010 tarihleri arasında uzman erbaş olarak görev yaptığını; yaş haddi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiğini; Milli Savunma Bakanlığının 6.1.2011 gün ve 359 sayılı uzman erbaşların istihdamı konulu emri ile 12.1.2012 gün ve 890 sayılı yazı ile, 6000 sayılı Kanun uyarınca Kütahya Askerlik Şubesine güvenlik görevlisi olarak atandığını; en son yükseldiği 3. derecenin 1. kademesi dikkate alınmadan 5.derecenin 1. kademesinden intibakının yapıldığını; uzman erbaşlıkta geçen hizmet sözleşmesi dikkate alınarak, intibakının düzeltilmesi istemiyle 5.2.2011 tarihinde önceki hizmet süresinin değerlendirilmesini talep ettiğini; intibakta herhangi bir hatanın olmadığının Milli Savunma Bakanlığının 16.3.2011 tarihli yazısı ile bildirildiğini; 4.3.2011 tarihli dilekçesi ile 3. derecenin 1. kademesine getirilmesini talep ettiğini, işlemde bir yanlışlık olmadığının 5.5.2011 günlü yazı ile kendisine bildirildiğini; bu yazının davacıya 16.5.2011 tarihinde tebliğ edildiğini ileri sürerek, 12.1.2011 tarihli atama ve atama ekinde yer alan 5.derecenin 1.kademesine intibak yapıldığına dair işlemin ve işlemde bir yanlışlık olmadığının bildirilmesine ilişkin 5.5.2011 günlü yazının iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE BAŞKANLIĞI: 15.3.2012 gün ve Gensek N:2012/36, E:2012/457, K:2012/468 sayı ile, Anayasanın 157., 1602 sayılı Kanunun 20. maddelerinden söz ederek, dava konusu uyuşmazlığın davanın uzman erbaşlıkla geçen hizmet süresinin dikkate alınarak intibakının yapılmasına ilişkin olduğu, dava konusu işlemde askeri hizmete ilişkinlik şartının bulunmadığı, davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılmasının mümkün olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın çözümünün genel idari yargı yerine ait olacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 14. İdare Mahkemesi: 11.5.2012 gün ve E:2012/697, K:2012/626 sayı ile, dilekçenin giriş kısmında 5.5.2011 gün ve 1420-2005-11 sayılı işlemin iptali istenildiğinin belirtilmesine rağmen, dilekçenin sonuç kısmında Milli Savunma Bakanlığının 12.1.2011 gün ve MİY:1210-110-11 sayılı işleminin iptalinin istenildiğinin belirtildiği, bu bakımdan iptali istenilen işlemin net olarak ortaya konulmadığı sonucuna varıldığı, davanın yenilenirken, dava konusu edilen işlemin hiçbir tereddüte yer verilmeyecek şekilde net olarak dava dilekçesinde belirtilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, davacı yenilediği dava dilekçesinde, aynı hukuki delilleri ileri sürerek, atama ve intibakı ile ilgili ilk evrakın Milli Savunma Bakanlığının 6.1.2011 günlü MİY:1210-74-11 sayılı uzman erbaşların istihdamı konulu yazısı olduğunun anlaşıldığı nedeniyle bu işlemin iptali isteminde bulunmuştur.

ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ:  21.6.2012 gün ve E:2012/922, K:2012/869 sayı ile, Anayasanın 157., 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunun 20. maddeleri ile 6000 sayılı Kanunun hükümlerinden söz ederek, asker kişi statüsünde olduğu konusunda tereddüt bulunmayan davacının, uzman çavuşlukta geçen hizmet süresi sonunda sivil memur olarak ataması yapılırken hizmet süresinin yanlış hesaplandığı, diğer bir deyişle intibakının yanlış yapıldığı iddiasından kaynaklanan uyuşmazlığın askeri hizmete ilişkin olduğu sonucuna varıldığı, bu bakımdan görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevinde bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı verilen görevsizlik kararları nedeniyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; genel ve askeri idari yargı yerlerinde açılan davalarda her ne kadar davacının iptalini istediğini belirttiği davaya konu işlemlerin gün ve sayıları farklılık gösteriyor ise de, asıl talebin yanlış yapıldığı ileri sürülen intibakın düzeltilmesi olduğu gözetildiğinde, anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, İdari Yargı dosyasının davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece askeri idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Süalp TANYEL’in davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) uzman erbaş olarak görev yaparken sözleşmesi feshedilen ve akabinde TSK kadrolarında istihdam edilmek üzere sivil memur olarak atanan davacı tarafından; sivil memurluğa 3. derecenin 1. kademesinden atamasının yapılması gerekirken, 5. derecenin 2. kademesinden göreve başlatılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.

Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5. maddesinde uzman erbaşların sözleşme yaparak göreve başlayacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilecekleri, sözleşmelerinin kırkbeş yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabileceği, yaş sınırı nedeniyle silahlı kuvvetlerden ayrılacak olanlardan isteklilerin Milli Savunma Bakanlığı kadrosunda emekli aylığıyla hak kazandıkları tarihe kadar devlet memuru olarak istihdam edileceği; 16.maddesinde ise uzman çavuşların 10’uncu derecenin birinci kademesinden mesleğe giriş yapacakları hükme bağlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ortak Hükümler” başlıklı 36/A maddesinde, mezuniyet durumlarına göre memurluğa giriş dereceleri belirlenmiş, Devlet Memurluğunda İlerleme ve Yükselmeler 2. Bölümünde, Yer Değiştirmeler de 3. Bölümünde düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının uzman çavuş olarak görev yaparken, yaş haddi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiği ve 6000 sayılı Yasa ile 3269 sayılı Yasa'nın 5'inci Maddesine eklenen cümle gereğince, TSK kadrolarında istihdam edilmek üzere Kütahya Askerlik Şubesi Başkanlığı emrine atandığı, Uzm. Çvş. görevinden 3. derecenin 1. kademesinden terhis edilmesine rağmen sivil memurluğa 5. derecenin 2. kademesinden atandığı, bu işlemin düzeltilmesi için davalı idareye başvurularda bulunduğu ve idarece atama işleminin yerinde olduğu bildirilerek istemin reddedilmesi üzerine; bu işlemlerin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davanın konusunu davacının “intibakının yapılıp yapılmayacağı” hususunun oluşturduğu ve bu işlemin askeri hizmete ilişkin bir yanının bulunmadığı kuşkusuzdur.

Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 14. İdare Mahkemesi’nin 21.6.2012 gün ve E:2012/922, K:2012/869 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.