T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014 / 742

          KARAR NO    : 2014 / 797

          KARAR TR     : 14.7.2014

 

   

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : G.G.  

Vekili              : Av. H.G.

Davalılar      : 1.Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av.M.A.

                          2.İl Özel İdaresi’ne İzafeten Ankara Valiliği

Vekili              : Av.D.S.

 

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Keçiören ilçesi, Bağlum Mahallesi 1248 Ada 1 Parsel, Bağlum Mahallesi 1271 Ada 1 Parsel, Bağlum Mahallesi 1274 Ada 1 Parsel ve Bağlum Mahallesi 1775 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazlarda müvekkilinin hisselerinin bulunduğunu, davalıların dava konusu parsellerin tamamına fiilen ve hukuken el atmak suretiyle müvekkilinin taşınmazlardan yararlanma imkanını ortadan kaldırdıklarını, kamulaştırmasız el atma bedelinin ödenmesi için davalılar aleyhine Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün 2013/9009 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi: 26.11.2013 gün ve 2013/191 Esas, 2013/617 Karar sayılı kararıyla “…her ne kadar davacı, davaya konu taşınmazın imar planında İlkokul Alanı olarak ayrıldığı ve aradan geçen süreye rağmen kamulaştırılmamış olduğundan bahisle davalılar aleyhine kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı 5.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün 2013/9009 Takip sayılı dosyasından icra takibi yapmış ve davalıların itirazı üzerine takibin durduğundan bahisle itirazın iptali davası açılmış ise de; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığından ve hukuki el atmanın sabit olduğu anlaşıldığından, 5487 sayılı yasanın 21 maddesi gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın reddine …” şeklindeki gerekçesiyle davada idari yargının görevli olduğunu belirtilerek, görevsizlik kararı vermiştir. Mahkemenin karar örneğine şerh edildiği üzere karar; taraflarca temyiz edilmeksizin 22.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 1.İdare Mahkemesi:  04.03.2014 gün ve 2014/295 Esas sayılı kararı ile,    “… Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün 2013/9009 sayılı dosyasına, davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, borçlular aleyhine %40 icra inkar tazminatı hükmedilmesi talebiyle açılmış İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen itirazın iptali davası niteliğinde bir dava olduğundan ve davaya bakmakla adli yargı düzeninde yer alan mahkemeler görevli kılındığından ortada görüm ve çözümü idari yargının görevinde bulunan bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.” şeklindeki gerekçesi ile davada adli yargının görevli olduğunu belirterek mahkemenin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vermiş ve bu şekilde dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 14.7.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile İl Özel İdaresine İzafeten Ankara Valiliği aleyhine açılan davalarda, icra takibine yapılan itirazın iptali yönünden görev uyuşmazlığın doğduğu,  idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşme şerhli karar örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ve Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına, borçlular aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemi ile açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre icra hakiminden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Olayda, davacının kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı 5.000.000 TL tutarındaki alacağının davalılar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile İl Özel İdaresi’ne izafeten Ankara Valiliği’nden tahsili için Ankara 17.İcra Dairesi’nde icra takibi başlattığı, davalıların takibe yaptığı itiraz sonucu takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine;  icra işlemine yapılan itirazın iptali için önce adli yargıda, yapılan itirazın görevsizlik nedeniyle reddedilmesinin ardından idari yargıya başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 1.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2013 gün ve 2013/191 Esas, 2013/617 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 1.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2013 gün ve 2013/191 Esas, 2013/617 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.7.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

            Serdar 

      ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri 

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

      Üye

                 Ali

             ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT