Hukuk Bölümü         2003/19 E.  ,  2003/18 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E.A.

Vekili              : Av.Ş.O.

Davalı            : Orman Bakanlığı

Vekili              : Hazine Av. N.A. 

            O  L  A  Y       :İstanbul İli, Şile İlçesi, Yeşilvadi Köyü, Kalealtı Mevkiinde, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B. maddesine göre orman niteliğini kaybettiği nedeniyle orman sınırları dışına çıkılarak Hazine adına tescil edilen yerlerden arsa vasfındaki 274, 275, 277, 278 ve 279 sayılı parsellerin 2924 sayılı Yasa’ya göre hak sahibi olarak belirlenen davacı, idarece yapılacak satış işlemlerine esas alınmak üzere 2924 sayılı Yasa’ya göre oluşturulan Bedel Takdir Komisyonunca m2 birim değeri 5.000.000.TL.- üzerinden hesaplanmak suretiyle yapılan rayiç bedel tespitlerine itiraz ederek iptalleri istemiyle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ; 6.7.2000 gün ve E:2000/832, K:2000/727 sayı ile, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B. maddesine göre orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazlara ilişkin olarak belirlenen rayiç bedele yönelik davanın, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B. maddesinin uygulanmasından ve sonrası işlemlerden doğduğundan, görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ’ nce 22.10.2001 gün ve E:2000/5019, K:2001/4555 sayı ile onanarak kesinleşmiştir.

            Davacı vekilince, bu kez, rayiç bedel tespitlerinin kısmen ya da tamamen iptali ile emsallerine göre yeniden tespitine karar verilmesi istemiyle, 15.8.2000 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

            ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 28.2.2001 gün ve E:2000/165, K:2001/35 sayı ile, davalı Hazine vekilince derdestlik itirazında bulunulduğu; işbu dava ile aynı konuda İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde henüz kesinleşmemiş ve temyiz aşamasında bulunan derdest bir dava bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; bu karar, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ’ nce, 30.11.2001 gün ve 2001/6459- 12014 sayı ile, “Dava konusu yerle ilgili rayiç bedel tespitine ilişkin tutanak 16.5.2000 ile 16.6.2000 tarihleri arasında mahallinde ilan edilmiş, davacı vekili bu ilan üzerine önce süresinde İstanbul 5. İdare Mahkemesinde iptal davası açmış, ancak bu dava 6.7.2000 günlü kararla görev yönünden reddedilmiş, 15.8.2000 tarihinde de İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı verdiğinden bahisle eldeki işbu dava açılmıştır. Bu durumda davacının yaptığı iş yeni bir dava açmak değil, HUMK’nun 193. maddesi hükmü gereğince görevsiz mahkemede açılmış olan davaya görevli mahkemede devam olunması talebidir ve derdestlik itirazı da bu nedenle yerinde değildir. Mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken davanın derdestlik nedeniyle reddi usul ve yasaya uygun bulunmadığı........” gerekçesiyle bozulmuştur. Davalı idare tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş ise de, aynı DAİRE’ ce 18.3.2002 gün ve 2002/1972- 3194 sayı ile istek reddedilmiştir. 

            ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.10.2002 E:2002/98, K:2002/285 sayı ile, Yargıtay bozma kararına uyulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonunda, İstanbul 5. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının Danıştay 8. Dairesince onanarak kesinleştiğinin görüldüğü; Rayiç Bedel Tespit Komisyonunun, Orman Bakanlığına bağlı bir komisyon olduğu; dolayısıyla, bu Komisyonun idari bir birim ve rayiç bedel tespitine ilişkin kararının da idari bir işlem niteliğini taşıdığı; hak sahipliğine yapılan itirazlarda da Hak Sahipliği Tespit Komisyonunun idari bir birim olması nedeniyle yapılacak itirazlarla ilgili davaların idari yargıda görülmesi gerekeceği hususunda gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin gerekse Hukuk Genel Kurulunun içtihatlarının aynı doğrultuda bulunduğu; aynı nitelikteki Rayiç Bedel Tespit Komisyonu kararlarına karşı açılacak davalara da idari yargıda bakılmasının gerekeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

            İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in  Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz Derme, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Dr.Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU’nun   katılımlarıyla yapılan 10/3/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde idari yargının  görevli  olduğu   yolundaki   raporu   ile   dosyadaki    belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen  Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ  ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

USULE İLİŞKİN İNCELEME  :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

ESASA İLİŞKİN İNCELEME   :

Dava, orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edilen yerlerden arsa vasfındaki taşınmazın 2924 sayılı Yasa'ya göre hak sahibi olarak belirlenen davacı tarafından, anılan Yasa ile kurulmuş bulunan Bedel Takdir Komisyonunca yapılan rayiç bedel tespitine itirazdan ibarettir.

            17.10.1983 tarih ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde , bu Kanunun amacının, nakline karar verilen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi ve orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerin değerlendirilmesi suretiyle, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi olduğuna işaret edilmiş; 2. maddesinde, bu Kanunun, 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkarılan,

a)     Orman  olarak   muhafazasında    bilim  ve fen  bakımından  hiçbir  yarar görülme-

yip,aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar görülen yerleri,

b)     Otlak, kışlak, yaylak gibi yerleri,

c)      Tarla ,  bağ,   bahçe,   meyvelik,   zeytinlik,   fındıklık,   fıstıklık    (Antep fıstığı)   gibi 

çeşitli  tarım    alanlarını,

d)     Şehir, kasaba,  köy  yapılarının  toplu  olarak   bulunduğu  yerleşim  sahalarını,

kapsadığı belirtilmiş; 3.maddesinin değişik birinci fıkrasında, orman kadastro komisyonlarınca orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin, Orman Bakanlığının talebi üzerine Hazine adına tescil edileceği ve bu yerlerin, bu Kanunun hükümleri uygulanmak kaydıyla Orman Bakanlığının emrine geçeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Yasa'nın, "Köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahalarının değerlendirilmesi" başlıklı 12. maddesi,"(Değişik birinci fıkra: 28.8.1991- 3763/ 3. md.) Bu Kanunun 2 nci maddesinin (d) bendi kapsamına giren, köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları, orman sınırları dışına çıkarıldığı tarihteki f iili durumlarına göre ifraz edilerek üzerinde yapısı bulunan hak sahibi kişilere, rayiç bedeli peşin veya beş yıllık süre içinde ve yıllık eşit taksitle alınmak üzere, Orman Bakanlığınca satılır.

            (Değişik: 30.10.1995- 4127/ 2 md.) Bu kişilerin hak sahibi olabilmesi için köy nüfusuna kayıtlı olmaları ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye yönelik en az 5 yıl müddetle o yerde ikâmet etmiş bulunmaları gerekir.

            Hak sahipliği tanımına girmeyen kişilerce işgal edilen yerler, aynı köydeki başka bir hak sahibine üzerindeki yapısı ile birlikte tespit edilecek rayiç bedel üzerinden ve yapının bedeli peşin olarak satılır,yapı bedeli sahibine defaten iade olunur.

            (Değişik: 30.10.1995- 4127/ 2 md.) 11 inci maddenin ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkra hükümleri bu madde için de uygulanır." hükümlerini taşımakta; "Rayiç bedel tespiti ve devir işlemleri" başlıklı olup 28.8.1991 tarih ve 3763 sayılı Kanun ile değişik 15. maddesinde ise, "Bu Kanun hükümlerinin uygulandığı yerlerdeki rayiç bedelin tespiti belediye ve köy mülki hudutları esas alınarak 5 üyeden meydana gelen Bedel Takdir Komisyonunca yapılır.

Bedel Takdir Komisyonu, Orman Bakanlığının görevlendireceği 3 ve belediyelerde belediye encümenince, köylerde köy muhtar ve ihtiyar heyetlerince tespit edilen 2 kişiden oluşur.

            Bedel Takdir Komisyonuna belediyeler ve köylerce isim tespitinin 15 gün içinde yapılamaması halinde, bu kişiler mülki amirlerce mahallinden resen tespit edilir.

            Satış işlemleri bu bedeller esas alınarak Orman Bakanlığınca gerçekleştirilir." hükümlerine yer verilmiştir.

            Anayasa'nın 170.maddesinde, ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması, orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsis edilmesinin kanunla düzenleneceği öngörülmüş olup; bu Anayasa kuralı ile, bilim ve fen bakımından artık orman olarak işletilmesinde yarar görülmeyen yerlerin, orman köyleri halkının yararına tahsis edilmek suretiyle değerlendirilmesi ve böylece, orman köylüsünün ormanları tahribinin önlenerek ulusal ekonomiye katkıda bulunması ve üretici hale getirilip kalkınması amaçlanmış ve bu işlerin yapılması Devlete görev olarak yüklenmiştir.

            Anayasa'nın 170. maddesi ile 2924 sayılı Yasa'da belirtilen amacın gerçekleştirilmesi, kamu yararı düşüncesine dayanmakta; hak sahibi orman köylülerinin ve rayiç bedelin tespit edilmesi işleri ise, idareye Anayasa ve Yasa ile verilen bu görev kapsamındaki bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunmaktadır.

            Anayasa'nın 125. maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kurala bağlanmıştır.

Nitekim, 20.10.1983 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen uygulama olanağı bulunamadığından bahisle ve Anayasa'ya uygun esaslar içinde 2924 sayılı Yasa'ya işlerlik kazandırmak amacıyla, bu Yasa'nın 11 ve 15. maddelerini değiştiren 28.8.1991 tarih ve 3763 sayılı Yasa'ya ilişkin 23.1.1990  tarih ve 11 karar sayılı T.B.M.M. Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporunda: "Beşinci  maddeyle rayiç değer tespiti  ve  devir  işlemlerini  içeren 2924 sayılı Kanunun 15 inci maddesi yeniden düzenlenmiş ve bu düzenleme ile rayiç bedeli tespit edecek   bedel  takdir  komisyonunun   kimlerden   teşekkül  edeceği  esası  getirilmiş   ve satış işlemlerinde Bakanlığın inisiyatif sahibi olması sağlanmıştır. Ayrıca yine alt komisyon metninde bulunan Komisyonca takdir olunan bedele itiraz edilemezhükmüne yeni metinde  yer verilmeyerek Anayasanın 125 inci maddesinin birinci fıkrasındaki İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. hükmüne özen gösterilmiştir." denilmektedir.

Bu itibarla, Anayasa ve Yasa ile verilen görevi kapsamındaki kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olarak idarece kurulan Bedel Takdir Komisyonu tarafından kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı olarak tesis edilen rayiç bedel tespiti işlemi, Bakanlıkça yapılacak satış işlemlerine esas alınacak olması nedeniyle kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğini taşımakta olup; bu işlemin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde yer verilen "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep,konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davası" kapsamında yargısal denetiminin idari yargı yerlerince yapılacağında duraksamaya yer bulunmamaktadır.

Öte yandan, 2924 sayılı Yasa kapsamına alınan ve Hazine adına tescil edilerek Orman Bakanlığının emrine verilen; başka deyişle, Yasa ile öngörülmüş bir kamu hizmetine tahsis edilen bu yerler "kamu malı" niteliğinde olduğundan, Yasa gereği kamu yararı amacıyla orman köylülerine satılıp devrinin yapılacağı aşamaya kadar idarenin bu taşınmazlar üzerinde özel mülkiyetinin değil ancak "idare hukuku mülkiyeti"nden sözedilebilecek olması karşısında, hak sahibinin ve rayiç bedelin tespiti gibi idari aşamalardaki iş ve işlemlerin Medeni Kanun'da düzenlenen mülkiyet hukukuna tabi olması düşünülemez.

Anayasa'nın 142. maddesinde "Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.

            Anılan hükme göre, yasakoyucunun, Kamulaştırma Kanunu'nda olduğu gibi, takdir edilen bedele karşı ilgililerin yapacakları itirazlarda, ülke genelinde yaygın teşkilata sahip olması gibi pratik düşüncelerle adli yargının görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir. Ancak, 2924 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde bu doğrultuda bir hükme yer verilmemiştir.

            Hernekadar, 2924 sayılı Yasa'nın "Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin şekil, şart ve esaslar ile ifraz işlemleri Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikte düzenlenir." hükmünün yer aldığı 21. maddesi uyarınca, 15.7.1997 tarih ve 97/9637 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan ve 31.7.1997 tarihli, 23066 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğin 47. maddesinde "... Tespit edilen bedele karşı, adına tespit yapılan şahıslarca 60 gün içerisinde itiraz davası açılabilir..." kuralına yer verilmiş ise de, adli yargıya özgü bir dava nitelemesi yapıldığı ve idari yargıda böyle bir dava türü olmadığından hareketle, yukarıda belirtilen Anayasa kuralına rağmen adli yargının görevli olduğu söylenemeyeceği gibi; idari yargı yerinde açıkça rayiç bedel tespitlerinin iptali istemiyle dava açılmış olması karşısında, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-a. maddesine göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu kuşkusuzdur.

            Açıklanan nedenlerle, 2924 sayılı Yasa'ya göre kurulan Bedel Takdir Komisyonu tarafından yapılan rayiç bedel tespitinin kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen bir idari işlem niteliği taşıması karşısında, bu işleme karşı açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan, İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.           

SONUÇ         : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin 6.7.2000 gün ve E:2000/832, K:2000/727 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.3.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.