T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO   : 2017 / 257

          KARAR NO   : 2017 / 301

          KARAR TR    : 8.5.2017

ÖZET : Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yaparken emekli olan davacı tarafından, fiilen çalıştığı günler karşılığı kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : N, Ç,

Vekili              : Av.İ, E,            

Davalı             : Milli Eğitim Bakanlığı

            Vekili              : Av. D.Ç.

 

O L A Y         : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlık bünyesindeki Sürmene Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde 1996-2012 tarihleri arasında hizmet akdi ile kadrosuz mevsimlik işçi statüsünde usta öğretici olarak çalıştığını, belirtilen tarihler arasında sigortasının ödendiğini, tatil dönemlerinde usta öğreticilerin sigortası ödenmediğinden müvekkilinin dışarıdan sigorta primi ödeyerek emekli olduğunu, SGK’dan emekli olmasına rağmen fiilen çalışmış olduğu günler için kıdem tazminatı alamadığını ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL kıdem tazminatının, işten ayrılarak emekli olduğu tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle 22.1.2015 tarihinde  adli yargı yerinde  dava açmıştır.

Davacı vekili 7.8.2015 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporu uyarınca davasını 5.214,86TL değerinde artırarak ıslah etmiştir.

Trabzon 1. İş Mahkemesi: 31.12.2015 gün ve E:2015/50, K:2015/505 sayı ile, davanın kabulü ile, brüt 8.214,86TL TL kıdem tazminatı alacağının dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermiş; bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi: 6.6.2016 gün ve E:2016/9372, K:2016/12240 sayı ile, olayda, davacının Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde dışarıdan ücretli usta öğretici olarak görevlendirildiği, ücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği; davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesinin iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermeyeceği; 657 sayılı Yasa’nın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik veya Kaymakamlık onayı ile görevlendirildiği; davacı ile davalı idare arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekeceği; aradaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemeyeceği gerekçesiyle, bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu sonucuna varıldığından hükmün bozulmasına karar vermiştir.

TRABZON 1. İŞ MAHKEMESİ: 29.12.2016 gün ve E:2016/491, K:2016/325 sayı ile, Yargıtay bozma ilamına uyarak, “(…)Davacının 657 sayılı yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik veya Kaymakamlık onayı ile görevlendirildiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, statü hukukuna tabi olduğu, işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, bu nedenle davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;

1)Yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden REDDİNE…” karar vermiş, bu karar  temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı somut olay nedeniyle, 1.000,00TL kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

TRABZON İDARE MAHKEMESİ; 28.2.2017 gün ve E:2017/246 sayı ile, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, 4857 sayılı İş Kanununun ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun bazı hükümlerine yer verdikten sonra; “ (…) Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davacı tarafından talep edilen kıdem tazminatına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin görevine girmeyen ve Trabzon 1.İş Mahkemesince görevsizlik verilen bu davada görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasının 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 8.5.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Sürmene Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yaparken emekli olan davacı tarafından, 1996-2012 tarihleri arasında fiilen çalıştığı günler karşılığı kıdem tazminatının ödenmesi  istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının 1996-2012 yılları arasında Sürmene Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde usta öğretici olarak çalıştığı; davanın, fiilen çalışmış olduğu günler için kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

 Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Trabzon İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Trabzon 1. İş Mahkemesince verilen 29.12.2016 gün ve E:2016/491, K:2016/325 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Trabzon İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Trabzon 1. İş Mahkemesince verilen 29.12.2016 gün ve E:2016/491, K:2016/325 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.5.2017 gününde Üye Birgül KURT’un KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Birgül

KURT