Ceza Bölümü 2007/14 E., 2007/14 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 91 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 9 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 17 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Diyarbakır/Lice 2. İç Güv. Tug. Mu. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık Mu. Er Umut Demir'in, 30.5.2001 günü saat 04.30 sıralarında, aynı Komutanlık emrinde görevli koğuş nöbetçisi Mu. Onb. Yüksel Özdoğan tarafından uyandırıldığı ve kendisine Muhabere Merkezi Vardiya Nöbetçisi Mu. Uzm. Çvş. Ahmet Dal tarafından çağrıldığının söylendiği, sanığın kalkmadığı ve gitmeyeceğini söylediği, bir süre sonra Yüksel Özdoğan tarafından tekrar kaldırılmak istendiğinde "ben kalkmam, beni kaldırmak senin görevin değil, sen kim oluyorsun, Ahmet Uzman da kimmiş?" dediği, bunun üzerine, Yüksel Özdoğan'ın "sen bilirsin" diyerek ayrıldığı sırada, arkasından bir yumruk vurmak suretiyle fiilen taarruzda bulunduğu, böylece, üste fiilen taarruz suçunu işlediği ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu'nun 91/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 27.6.2001 gün ve E:2001/2361, K:2001/542 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

    7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanığın yüklenen eylem nedeniyle cezalandırılmasına karar vermiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 1. Dairesi, hükmün usul yönünden bozulmasına karar vermiştir.

    7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 2.3.2006 gün ve E:2006/105, K:2006/244 sayıyla; sanığın ifadesinde, olay anında uyku halinde olduğunu, bilinçsiz olarak hareket ettiğini, kendisini kaldıranın üstü olduğunu anlayamadığını beyan ettiği, beyanının tanık Adnan Dağlı tarafından da doğrulandığı, bu nedenle sanığın yumruk vurduğu kişinin onbaşı rütbesinde bulunduğu ve kendisinin üstü olduğunu bildiği, bunu bilerek ve isteyerek yaptığı hususunun şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır genel ilkesi gereği, eylemin, üste yapılan bir eylem olarak kabul edilemeyeceği, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen etkili eylem kapsamında bulunduğu, bu suçun da askeri suç olmadığı ve sanığın yargılama aşamasında terhis edilmekle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği açıklanarak, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Lice Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    LİCE ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 5.9.2006 gün ve E:2006/46, K:2006/76 sayıyla; sanığın olayla ilgili verdiği ayrıntılı ifadelerinden, eylemi şuurlu olarak kime karşı ne için yaptığını anlayabilecek durumda iken gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, bu durumda yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Erdoğan GENEL, Nuri NECİPOĞLU'nun, katılımlarıyla yapılan 02.04.2007 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR'ün askeri yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Nalan CANBAY'ın davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

    "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

    a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

    b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

    c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

    Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde; "askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

    Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

    Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren askeri yargı yerince, sanığın yumruk vurduğu kişinin onbaşı rütbesinde bulunduğu ve kendisinin üstü olduğunu bildiği hususunun şüpheli kaldığı gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığın Çorum Asliye Ceza Mahkemesi'nce, talimatla alınan 16.4.2003 günlü ifadesinde, savunmasını yazılı olarak yapacağını bildirerek verdiği savunma dilekçesinde; olay saatinde koğuşta uyumakta iken, koğuş nöbetçisi Yüksel Özdoğan'ın yanına geldiğini, "Umut kalk, Ahmet Uzm. Çvş. seni aşağıya çağırıyor" dediğini, kendisinin ise, yat emrini veren Başçavuş Sezgin Karabaş'ın haberi olmadan kalkamayacağını, adıgeçenin emrinin olması halinde kalkabileceğini söylediğini, aksi halde koğuş sorumlusu amirinin emirlerine riayet etmemiş olacağını düşündüğünü, ikinci kez yanına gelen onbaşı Yüksel'in, Uzm. Çvş. Ahmet'e, kalkmayacağını bildirdiğinde, adıgeçenin sinirlenip çabuk onu kaldır gelsin dediğini, kendisinin de önceki sözlerini tekrar ettiğini, yarım saat sonra tekrar yanına gelen onbaşı Yüksel'in, "kalk lan" diyerek bağırması üzerine, kalkarken elini sağa sola salladığını, elini sallarken ki davranışının ne Onb. Yüksel'e ne de Ahmet çavuşa yapılan bir tutum olmadığını beyan etmesi karşısında, olay sırasında sanığın, kendisini uyandırmaya gelen mağdur kişinin üstü olduğunu bildiği sonucuna varılmıştır.

    Bu durumda, sanığa yüklenen eylemin, Askeri Ceza Kanunu'nun 91/1. maddesinde düzenlenen "üste fiilen taarruz" suçunu oluşturduğu, bu suçun da askeri suç olduğu açıktır.

    353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olduğu anlaşıldığından 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ: Davanın çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle 7.Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin 2.3.2006 gün ve E:2006/105, K:2006/244 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,02.04.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.