T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO     : 2019 / 654

          KARAR NO : 2019 / 678

          KARAR TR  : 21.10.2019

ÖZET : Davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatı ödenmesine  karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                                              K  A  R  A  R

 

Davacı         : A. S.A.Ş.

Vekili           : Av S. T.

Davalı          : Batman Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. M. E. B.

 

O L A Y      : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkil şirkete sigortalı dava dışı sürücü Mehmet Ş.E.’e ait 06 … 3100 plaka nolu aracın, 10.12.2013 günü saat 07:00 sıralarında sevk ve idaresinde Kuyubaşı Toki istikametinden Dostlar caddesi istikametine seyir halinde iken, yol üzerinde bulunan içi su dolu çukura girmesi ve yolun buzlu ve kaygan olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yolun sol tarafında bulunan demir elektrik direğine çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın savrularak yol kenarındaki boş araziye girmesi neticesinde trafik kazası meydana geldiğini; kaza sonrası Kasko Ekspertiz raporuna göre araçta meydana gelen hasar bedelinin karşılığında sigortalıya 4.100,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme için davalı idareye karşı Diyarbakır 8.İcra Müdürlüğünün 2014/4802 Es. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlanıldığını, davalı idare tarafından yetki itirazında bulunulması nedeni ile dosyanın Batman 2. İcra Müdürlüğünün 2015/5412 Es. sayısına kaydedilerek davalı-borçlu tarafa 4.100,00 TL. asıl alacak, 129,35 TL. üzerinden yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığı gibi borca da itiraz edildiğinden bahisle;  fazlaya ilişkin olan talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, 4.229,35 TL. alacak ile ilgili davalı tarafından Batman 2. İcra Müdürlüğünün 2015/5412 Es. sayılı dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile icra takibinin kaldığı yerden devam edilmesine, haksız itirazdan mütevellit % 20 icra inkar tazminatına ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla): 20.9.2017 gün ve E:2017/7, K:2017/400 sayı ile, "(...) Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı kurumun hizmet kusuruna dayanılarak açılmış olan davanın idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakta olup, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu ve dava şartı olduğu anlaşıldığından HMK'nın 114/1-b ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

Açılmış bulunan davanın İdari yargının görev alanına giriyor olması sebebiyle yargı yolunun caiz olmaması yönünden HMK 114/1-b ve 115/2 uyarınca usulden REDDİNE..." karar vermiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

 GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17.HUKUK DAİRESİ: 15.3.2019 gün ve E:2018/639, K:2019/556 sayı ile, "(...) Dava, davacının kasko sigorta sözleşmesi gereğince kendi sigortalısına ödediği tazminatın davalıdan rucüan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.

HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

Davaya konu olayın davalı idarenin bakım ve onanırımdan sorumlu olduğu yoldaki kusurdan (hizmet kusuru) kaynaklandığının ileri sürüldüğü, buna göre ilk derece mahkemesince davalı belediye yönünden davanın idari yargı yerinde açılması ve görülmesi gerektiği gözetilerek açılan davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Ancak mahkemece davalı yararına sadece yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle AAÜT. uyarınca maktu vekalet ücretinde hükmedilmesi gerekirken maddi ve manevi tazminat davalarından bahisle iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak HMK'nın 353/1 -b,2 maddesi uyarınca düzelterek esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜ ile;

HMK'nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca, düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere, Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2017 tarih 2017/7 E- 2017/400 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,

1-Açılmış bulunan davanın İdari Yargının görev alanına giriyor olması sebebiyle yargı yolunun caiz olmaması yönünden HMK 114/1-b ve 115/2 uyarınca usulden REDDİNE..." HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez,  müvekkili şirkete sigortalı olan 06 EU 3100 plakalı aracın seyir halinde iken yol üzerinde bulunan içi su dolu çukura girmesi ve yolun buzlu ve kaygan olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yolun sol tarafında bulunan demir elektrik direğine çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın savrularak yol kenarındaki boş araziye girmesi neticesinde uğranıldığı ileri sürülen, (sigortalısına ödenmiş olan) 4.100,00-TL zararın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte rücuen tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

BATMAN İDARE MAHKEMESİ: 26.8.2019 gün ve E:2019/797 sayı ile, “(…)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2., 7.,  19.1.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne; ayrıca  2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin iptal istemini reddettiği 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verdikten sonra;”(…) Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi'nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; olayda, davacı tarafından, 06 EU 3100 plakalı aracın Kuyubaşı Toki istikametinden Dostlar Caddesi istikametine doğru seyir halinde iken yol üzerinde bulunan içi su dolu çukura girmesi ve yolun buzlu ve kaygan olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yolun sol tarafında bulunan demir elektrik direğine çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın savrularak yol kenarındaki boş araziye girmesi neticesinde meydana geldiği belirtilen hasarın, davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ileri sürülerek 4.100,00-TL tutarındaki zararın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan iş bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2017/7, K:2017/400 numaralı dosyası ile dava dosyasının, gerekçeli kararımızla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi kararma kadar ertelenmesine..." karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 21.10.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında;  adli yargı yerinde aynı somut olay nedeniyle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına; idari yargı yerinde tam yargı davası açılmış ise de; ikinci davanın, ilk davada verilen karar doğrultusunda oluşturulduğu ve  “itirazın iptali ile takibin devamı” istemi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu kanaatine varıldığından ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatı ödenmesine  karar verilmesi  istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan; Batman İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin,  15.3.2019 gün ve E:2018/639, K:2019/556 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Batman İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin, 15.3.2019 gün ve E:2018/639, K:2019/556 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 21.10.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                         Aydemir                           Nurdane                           Ahmet

                             TUNÇ                             TOPUZ                         ARSLAN