T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 561

            KARAR NO  : 2016 / 567

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET : Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde usta öğretici olarak görev yapan davacının, emekli olması nedeniyle talep ettiği kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : A.K.

Vekili              : Av. İ.E.

Davalı              : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili              : Av. D.K.

 

O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 1982-2011 tarihleri arasında hizmet akdi ile kadrosuz mevsimlik işçi statüsünde usta öğretici olarak çalıştığını, tatil dönemleri hariç belirtilen tarihlerde sigortasının ödendiğini, SGK’dan emekli olmasına rağmen fiilen çalıştığı günler için kıdem tazminatı alamadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL kıdem tazminatının emeklilik tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle 29.01.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekilince, cevap dilekçesinde; Yargı yolu yönünden davanın usulden, mahkeme aksi kanaatte ise hukuka ve kanuna aykırı açılan davanın esastan reddini talep etmiştir.

Trabzon 2.İş Mahkemesi: 11.08.2015 gün ve 2015/87 Esas, 2015/377 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve 7.935,65 TL kıdem tazminatının dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar vermiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi: 09.12.2015 gün ve 2015/39870 Esas, 2015/24748 Karar sayılı kararında; “… davacının ücretli usta öğretici olarak İlçe Milli eğitim Müdürlüğü istemi ve Kaymakamlığın onayıyla görevlendirildiği, davacının ücretinin 657 sayılı kanunun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen saat ücreti ile ödendiği, davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, Uyuşmazlık statü hukukunu ilgilendirdiğinden davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu, Mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek isteğin kabulüne dair hüküm kurulması gerektiği” görüşüyle temyiz olunan kararın bozulmasına hükmetmiştir.

Trabzon 2. İş Mahkemesi: 02.06.2016 gün ve 2016/363 E. 2016/220 K. sayılı kararı ile: bozma ilamı doğrultusunda davaya bakmaya idari yargının görevli olduğunu belirterek, dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine karar vermiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmeyerek 25.08.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez; aynı sebepten davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL tazminatı dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Trabzon İdare Mahkemesi: 22.09.2016 gün ve 2016/1096 Esas sayılı gönderme kararı ile özetle; davacının 506 sayılı Yasa yürürlükteyken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının İş Kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, dava dosyasının ve Trabzon 2. İş Mahkemesi'nin E:2016/363 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vererek başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’ nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle idari yargı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’ nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’ nin davada adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 1982-2011 tarihleri arasında hizmet akdi ile kadrosuz mevsimlik işçi statüsünde usta öğretici olarak çalıştığını, tatil dönemleri hariç belirtilen tarihlerde sigortasının ödendiğini, SGK’ dan emekli olmasına rağmen fiilen çalıştığı günler için kıdem tazminatı alamadığını ileri süren davacının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL kıdem tazminatının emeklilik tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında;  kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise, Kanunun değişik maddelerinde  yer verilmiştir.

Diğer taraftan;5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı Aydanur Kasdan’ın 08.10.1990-29.01.2011 yılları arasında Trabzon Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde usta öğretici olarak çalıştığı; davanın, fiilen çalışmış olduğu günler için kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülkü amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen ihbar ve kıdem tazminatının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Trabzon İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Trabzon 2. İş Mahkemesi’nin 02.06.2016 gün ve E:2016/363, K:2016/220 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Trabzon İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Trabzon 2. İş Mahkemesinin 02.06.2016 gün ve E:2016/363, K:2016/220 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN