T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2017/355

          KARAR NO : 2017/397

          KARAR TR  : 05.06.2017

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

  

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı      : A.Sigorta A.Ş.

Vekili        : Av. F.Ö.İ.K.

Davalı      : TCDD Genel Müdürlüğü

Vekili       : Av. T.E.

 

O L A Y :  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirketin kanuni halefiyetine binaen, rücuen tazminat alacağının tahsili için Adana 14 İcra Müdürlüğünün 2010/6526 sayılı takip dosyası ile borçlu davalı aleyhine ilamsız takip yoluyla icra takibi açtığını ve bu takiple ilgili ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından takip konusu borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu, 21.11.2009 tarihinde meydana gelen kazada hasarlanan 42 VK 375 plaka sayılı aracın sigorta poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, düzenlenen 21.11.2009 tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsü R.E.'in ikinci derecede kusurlu olduğunun belirtildiğini, davalı borçlunun sorumluluk alanında bulunan yolda gerekli olan güvenlik tedbirinin alınmadığını ve eksik olan levhalardan dolayı tamamen kusurlu olduğunu ve meydana gelen zararı ödemesinin gerektiğini belirterek davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile 761,73,00 TL alacağın hüküm altına alınmasına ve Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2010/6526 sayılı dosyasında takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 24.1.2013 gün ve E:2012/482, K:2013/28 sayı ile, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gerektiğinden; davanın yargı yolu nedeniyle görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez yol çalışması nedeniyle, yolda bulunan çukuru gösteren levhaların eksik olması ve çalışmalarını bu konuda alınması gerekli olan güvenlik tedbirlerini almadan yapmasındaki hizmet kusurundan dolayı, davalının kusur oranı nazara alınarak hesaplanan, 731,95-TL zararın, sigortalıya ödeme yaptıkları 14.12.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle  idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 9.4.2013 gün ve E:2013/463, K:2013/391 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu anlaşıldığından, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

Konya Bölge İdare Mahkemesi: 3.10.2013 gün ve E:2013/2044, K:2013/2190 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından, itiraz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 05.06.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete sigortalı 42 VK 375 plaka sayılı aracın 21.11.2009 tarihinde Konya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde Demiryolu Caddesi ile Rauf Denktaş Caddesi kavşağında maddi hasarlı trafik kazası yapması neticesinde oluştuğu önesürülen 731,95- TL hasarın 14.12.2009 tarihinde sigortalısına ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun asli kusurlu bulunduğunu, bu nedenle hakkında Adana 14 İcra Müdürlüğünün 2010/6526 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalı tarafından bu takibe itiraz edildiğini ileri sürülerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalı kurumdan tahsili istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

              İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.1.2013 gün ve E:2012/482, K:2013/28 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.1.2013 gün ve E:2012/482, K:2013/28 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.06.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI