T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/14

KARAR NO  : 2023/697      

KARAR TR  : 27/11/2023

ÖZET: Koruyucu aile statüsünün iptal edilmesine ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı : F.D

Vekili   : Av. M.A.A

Davalı  : Niğde Valiliği                   

Vekili   : Av. Ş.T

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1.Davacı vekili, müvekkilinin 2828 sayılı Kanun uyarınca koruyucu aile kapsamında olduğunu, 7 yıl boyunca küçük çocuğun koruyucu aileliğini yaptığını,  ergenliğin verdiği karakter değişimiyle ortaya çıkan hırçınlıklarının bildirilmesi üzerine kurum tarafından küçüğün yurda teslim alınması hususunda form imzalatıldığını, küçüğün yararına olur düşüncesiyle geçici bir süre için müvekkilinin formu imzaladığını, küçüğü temelli bırakma düşüncesinin olmadığını, küçükten başka bir kişiye koruyucu ailelik yapmak istemediğini, kurum tarafından ise "çocuk yerleştirme olduğunda seni sürekli aramayalım, rahatsız etmeyelim" şeklinde anlatılarak davacıdan koruyucu ailelikten tamamen çıktıklarına dair 30/03/2022 tarihli bir fesih beyanı imzalatıldığını, bu imza ile tamamen koruyucu ailelikten çıkarıldıklarını o anda anlamadıklarını, bu durumun küçüğün psikolojisini olumsuz yönde etkileyeceğini ifade ederek, yeniden koruyucu aile olunması yolundaki talebin reddine ilişkin Niğde Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile Komisyonunun 18/04/2022 tarih ve 3 sayılı kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Aksaray İdare Mahkemesi 27/07/2022 tarih ve E.2022/530, K.2022/542 sayılı kararı ile, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın13/09/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu, korunma kararını; korunmaya ihtiyacı olan çocukların reşit oluncaya kadar sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundakigerekli tedbir kararı olarak niteleyip, bu tedbir kararının 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre yetkili ve görevli mahkemece alınacağını ifade etmiştir. 2828 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan Koruyucu Aile Yönetmeliği'nde de, Koruyucu Aile Komisyonu tarafından, sosyal inceleme raporları çerçevesinde değerlendirme yapılarak koruyucu aileninçocuğa uygunolup olmadığı, hangi çocuğun hangi aileye yerleştirileceği, ailenin koruyucu aile statüsünün iptal edilip edilemeyeceği hususlarında karar alınabileceği belirtilmiş bulunmaktadır.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, koruyucu aileye ilişkin hizmetlerin, koruyucu ve destekleyici tedbirler arasında sayılan "bakım tedbiri" kapsamında değerlendirildiği görülmektedir. Dolayısıyla, 5395 sayılı Kanun uyarınca küçükler hakkında koruyucu, destekleyici ve sosyal nitelikteki tedbir kararlarının çocuk hakimi tarafından alınacağı hususu gözönüne alındığında, koruyucu aile hizmetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da çocuk mahkemesi tarafından karara bağlanması gerekmektedir.

Öte yandan, bir işlem ya da kararın idari nitelikte sayılabilmesi için o işlemin veya kararın, bir kamu kurumunca ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari makamca verilmiş olması veidarenin, idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyetiyle ilgili bulunması gerekmektedir. İdari makam ve mercilerin idare işlevleriyle ilgili olarak kamu hukuku alanında tesis ettikleri, tek taraflı, doğrudan uygulanabilir nitelikte hukuki tasarruflar olan idari işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

Bununla birlikte, Koruyucu Aile Yönetmeliği ile idareye koruyucu aile sözleşmesinin imzalanması ve iptali konusunda yetki verilmiş ise de, söz konusu yetkiler idari faaliyetle ilgili bulunmayıp, özel hukuk alanında hüküm ve sonuç doğurmaktadır. Bu doğrultuda, dava konusu işlem, küçükler hakkında alınan ''bakım tedbiri'' kapsamında olduğundan ve sonuçlarını özel hukuk alanında doğurduğundan davanın davaya konu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adlî yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim; Danıştay 10. Dairesi'nin 13.10.2020 tarih ve E:2015/3986, K:2020/3683 sayılı kararı da bu doğrultudadır."

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Niğde 1. Aile Mahkemesi 28/10/2022 tarih ve E.2022/581, K.2022/627 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde idari yargı görevli olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Dava, koruyucu aile statüsü iptal edilen koruyucu aile tarafından açılan koruyucu aile statüsünün kaldırılmasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.

6100 sayılı HMK'nin 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.

Huzurdaki davada, Koruyucu Aile Komisyon Üyeleri tarafından"Doygun çiftinin koruyucu aile statülerinin iptal edilmesine karar verildiği” ve Valilik Oluru alındığı, Komisyon kararının ve Valilik Makamının olumlu/uygun görüşlü işlemlerinin idari nitelikte olduğu, İptali istenen ve davanın konusunu oluşturan eylemin tamamıyla idarenin tasarrufu olduğu, idarenin eylem ve işlemine karşı adli yargıda dava açılamayacağı, Somut olayda mahkemece davacılara verilmiş bir koruyucu aile statüsü bulunmadığı, aksine koruyucu aile statüsünü verenin idare olan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve bunun iptalini yapan kurumun da aynı İl Müdürlüğü olduğu, yapılan işlemin tamamen idarî bir işlem olup, hakim kararının bulunmadığı, idarenin takdir hakkına giren ve buna dayanılarak verilen kararının iptaline ilişkin davaların İdare Mahkemesinde çözümleneceği,idari işleme karşı açılan davanın da, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesindeki “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları” kapsamında idari yargı yerinde görüleceği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Benzer yönde Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 07/02/2011 tarih ve 2010/27 E., 2011/2 K.; 28/05/2020 tarih ve 2020/312 E.-321 K.sayılı kararları)"

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi şöyledir:

 

"1. İdari dava türleri şunlardır:

a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

 

6. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Koruma önlemleri" başlıklı 346. maddesi şöyledir:

"Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır."

 

7. 4721 sayılı Kanun'un "Çocukların yerleştirilmesi" başlıklı 347. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.

 

8. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir."

 

9. 5395 sayılı Kanun'un "Koruyucu ve destekleyici tedbirler" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi şöyledir:

 

"Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;

...

c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,

Yönelik tedbirdir."

 

10. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun "Korunma kararı" başlıklı 22. maddesi şöyledir:

 

"Korunmaya ihtiyacı olan çocukların reşit oluncaya kadar bu Kanun hükümlerine göre Kurumca kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundaki gerekli tedbir kararı 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre yetkili ve görevli mahkemece alınır. Bu karar için gerekli belgeler Kurumca düzenlenir ve ilgili mahkemeye gönderilir.

            Haklarında derhal korunma tedbiri alınmasında zorunluluk görülen çocuklar mahkeme kararı alınıncaya kadar, bu Kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda veya aile yanında mahalli mülki amirin onayı alınmak suretiyle bakım altına alınır. Sosyal hizmet kuruluşlarının kendisine teslim edilen çocuk hakkında yapacağı inceleme sonucunda hazırlayacağı raporda, 5395 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca çocuğun derhâl korunma altına alınmasını gerektiren bir durum olmadığı ve ailesine teslim edilmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığı kanaatine varması hâlinde mülki idare amirinin onayı ile çocuk ailesine teslim edilebilir."

 

11. 2828 sayılı Kanun'un "Koruyucu aile" başlıklı 23. maddesi şöyledir:

 

"Mahkemece korunma kararı alınan korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi bu Kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu kadar Kurumun denetim ve gözetiminde bir "Koruyucu Aile" tarafından da yerine getirilebilir. (Değişik ikinci cümle: 6/2/2014-6518/18 md.) Koruyucu aileye, korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesine karşılık olarak ikinci fıkra kapsamında ödeme yapılabileceği gibi koruyucu aile bu işi gönüllü olarak da üstlenebilir.

            (Değişik ikinci fıkra: 6/2/2014-6518/18 md.) Koruyucu aile hizmeti kapsamında aile yanına yerleştirilen çocukların bakım, eğitim, kurs, okul, yemek ve taşıma servisi, harçlık ve benzeri ihtiyaçları esas alınarak koruyucu ailelere, bu giderlerin tamamına karşılık toplu bir ödeme yapılmasına veya her bir gider türü için ayrı ayrı yapılacak ödemelerin kapsamına, ödeme tutarlarına, yapılacak ödemelerin usul ve esası ile koruyucu ailelerin seçimine, çocukla ilgili sorumluluklarına ve hizmetin işleyişine ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir ve bu kapsamda verilecek ödemelerden hiçbir kesinti yapılmaz."

 

12. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 22 nci ve 23 üncü maddeleri ile 3/6/2011 tarih ve 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye dayanılarak hazırlanmış Koruyucu Aile Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesi şöyledir:

 

"(1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli: Veli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar ya da çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan, tercih etmeleri halinde en az temel ana, baba eğitimleri kapsamında eğitim almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımı,

...

d) Çocuk: Sosyal Hizmetler Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi,22 nci maddesi ve 24 üncü maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve 9 uncu maddesi çerçevesinde, hakkında yetkili ve görevli mahkemece verilen korunma kararı, acil korunma kararı ya da bakım tedbiri alınan çocuklar ile hakkında mahallin mülki amiri tarafından acil korunma kararı alınan veya bakım onayı verilen çocuğu,

...

l) Komisyon: Mahalli mülki amirin onayı ile illerde il müdürü veya görevlendirilen il müdür yardımcısı başkanlığında, ilçelerde ise ilçe müdürü başkanlığında biri vakadan sorumlu en az dört sosyal çalışma görevlisinden,sayının yetersiz olması halinde iki sosyal çalışma görevlisinden oluşturulan koruyucu aile komisyonunu,

 

m) Koruyucu Aile Sözleşmesi: İl veya ilçe müdürlükleri ile koruyucu aile arasında imzalanan ve koruyucu ailenin yükümlülüklerini kapsayan mahalli mülki amir onaylı belgeyi,

ifade eder."

 

13. Yönetmeliğin "Komisyon kuruluş ve işleyiş esasları" başlıklı 11. maddesi şöyledir:

 

"1) Komisyon, mahalli mülki amirin onayı ile illerde il müdürü veya görevlendirilen il müdür yardımcısı başkanlığında, ilçelerde ise ilçe müdürü başkanlığında, biri vakadan sorumlu olmak üzere en az dört sosyal çalışma görevlisinden, sayının yetersiz olması halinde iki sosyal çalışma görevlisinden oluşur.

2) Komisyona, koruyucu aile hizmetine ilişkin sosyal çalışma görevlisi veya çocukla ilgili diğer uzmanlar tarafından kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili konularda hazırlananraporlar sunulur. Komisyon ihtiyaç duyduğu kişileri dinleyebilir. Vaka süreci ve çocuğun üstün yararı doğrultusunda karar verilir. Kararlar oy çokluğu ile alınır. Gerekli görülmesi halinde tekrar inceleme yapılmasına karar verilebilir."

 

14. Yönetmeliğin "Komisyon ve koruyucu aile biriminin görevleri" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

 

"(1) Komisyonca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, aşağıdaki konularda karar alınır.

a) Koruyucu aile olmak üzere başvuran ailelerin uygunluğu,

b) Koruyucu Aile Belgesi düzenlenmesi,

c) Çocuğun yerleştirileceği aile,

ç) Koruyucu Aile Belgesinin geçerliliği,

d) Çocuğun koruyucu aile ile birlikte yurt dışına çıkması,

e) Çocuğun koruyucu aileden geri alınması,

f) Koruyucu aile statüsünün iptali,

g) Hizmet sürecinde tereddütte kalınan durumların değerlendirilmesi.

..."

 

15. Yönetmeliğin "Koruyucu aile statüsünün iptali " başlıklı 22. maddesi şöyledir:

 

"1) Aşağıdaki durumların tespiti halinde koruyucu aile statüsü iptal edilir.

a) Çocuğu ihmal ve istismar ettiğinin, kötü muameleye maruz bıraktığının belirlenmesi.

b) Sosyal ilişkileri açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşen davranışlarının gözlenmesi.

c) Fizik ve ruh sağlığının, çocuğun bakımını etkileyecek derecede bozulmuş olduğunun Devlet ya da üniversite hastanelerince doktor raporu ile belirlenmesi.

ç) 8 inci maddenin dokuzuncu fıkrasının (d) bendine göre sahip olduğu şartı yitirmesi.

d) Mesleki danışmanlık hizmeti ve yönlendirmelere uygun davranmaması.

e) Geçici koruyucu ailenin çocuk yerleştirme önerilerini mazeretsiz olarak üç kereden fazla kabul etmemesi.

2) Birinci fıkrada belirtilen durumların tespiti halinde; sorumlu sosyal çalışma görevlisinin hazırlayacağı rapor, geciktirilmeksizin Komisyona iletilir. Koruyucu aile statüsünün iptaline ilişkin talep hakkında komisyon tarafından en fazla onbeş gün içinde karar verilir.

3) Komisyonca koruyucu aile statüsü iptal edilen koruyucu aile yanına bir daha çocuk yerleştirilemez.

4) Koruyucu aile statüsünün iptaline ilişkin karar, Genel Müdürlük ile il ve ilçe müdürlüklerine en kısa sürede bildirilir."

 

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 27/11/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılıKanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Kanun'un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen hüküm doğrultusunda davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

 

B. Esasın İncelenmesi

 

17. Raportör-Hâkim Süleyman ARIDURU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

18. Dava, koruyucu aile statüsünün iptal edilmesine ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile Komisyonu işleminin iptali talebiyle açılmıştır.

 

19. Dosyanın incelenmesinden, Niğde Aile Mahkemesinin 20/11/2015 tarih ve E.2015/672, K.2015/706 sayılı kararı ile, yaşı küçük Abdurrahman Dumlu hakkında 5395 sayılı Kanun'un 5/1-c maddesi uyarınca bakım tedbiri uygulanmasına karar verildiği, davalı kurum ile davacı ve eşi arasında koruyucu aile sözleşmesi imzalandığı, belirli sebeplerle kurum tarafından küçüğün yurda teslim alınması hususundadavacıya form imzalatıldığı, kurum tarafından davacı ile eşinin koruyucu ailelikten tamamen çıktıklarına dair davacıya 30/03/2022 tarihli bir fesih beyanı imzalatıldığından bahisle, koruyucu aile statüsünün iptaline ilişkin Niğde Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile Komisyonunun 18/04/2022 tarih ve 3 sayılı kararının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

 

20. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat uyarınca aile mahkemelerinin, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunması ve haklarının güvence altına alınması için koruyucu ve destekleyici tedbirlere karar verebilecekleri hususunun tartışmasız olduğu; ancak, somut olayda mahkemece çocuklar hakkında akraba ve yakın çevre koruyucu aile hizmet modeli kapsamında bakım tedbiri uygulanmasına karar verildiği, bir başka ifadeyle davacıya verilmiş bir koruyucu aile statüsünün bulunmadığı, bakım tedbiri kapsamında davacılara koruyucu aile statüsünü verenin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Niğde İl Müdürlüğü ve bunun iptalini yapan kurumun da aynı idare olduğu, yapılan işlemin idari nitelikte olduğu, idari işleme karşı açılan davanın da 2577 sayılı Kanun’un 2/1-a maddesindeki idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında olduğu anlaşıldığından, davacılar tarafından açılan bu davanın da idari yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

21. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Aksaray İdare Mahkemesinin 27/07/2022 tarih ve E.2022/530, K.2022/542 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Aksaray İdare Mahkemesinin 27/07/2022 tarih ve E.2022/530, K.2022/542 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

  27/11/2023 tarihinde OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

       

 

 

            Başkan                        Üye                             Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

          TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                               Üye                                Üye                               Üye

                                            Ahmet                               Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN