Uyuşmazlık Mahkemesinden İstemde Bulunan : A.M.K. O L A Y : Av. A.M.K., H.A.’ın vekilliğini yapmakta olduğunu, müvekkilinin yurtdışında oturmakta olmasından ötürü, Lüleburgaz İlçesindeki taşınmazları ile ilgili sözleşmeleri yaptığını, açılması gerekli davaları açtığını, takipler yaptığını, yaptığı bu hizmetlerin karşılığında istediği vekalet ücretinin H.A. tarafından aynen kabul edildiğini, daha sonra H.A.’ın bu parayı ödemeyeceğini bildirip, kendisinin 2.7.2008 gün ve 4709 sayılı azilname ile görevine son verildiğini, H.A.’dan alacağı vekalet ücretinin bulunduğunu öne sürerek, bu alacağın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte H.A.’dan alınması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. LÜLEBURGAZ SULH HUKUK MAHKEMESİ: 18.6.2009 gün ve E:2008/805, K:2009/693 sayı ile, dava konusu edilen alacağın avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanmakta oluşu ve Avukatlık Yasasının 167. maddesi uyarınca; avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlıkların hukuki yardımın yapıldığı yer barosu hakem kurulunca çözümlenmesi gerektiğinden mahkemelerinin davaya bakmaktan görevsizliğine, istek halinde dava dosyasının Kırklareli Barosu Hakem Kurulu'na gönderilmesine karar vermiş, bu kararın A.M.K. tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 10.12.2009 gün ve E:2009/17938, K:2009/19805 sayı ile, HUMK.’nun 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa ile değişik 427. maddesi uyarınca bu gibi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından, 1.6.1990 gün ve 1998/3 E. - 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Davacı 27.1.2010 günlü dilekçesi ile dosyanın Kırklareli Barosu Hakem Heyetine gönderilmesini talep etmiş, Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesince dosya Baro Başkanlığına gönderilmiştir. KIRKLARELİ BARO BAŞKANLIĞI: 28.4.2010 gün ve 2010/35 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile, Avukatlık Yasasının 167’nci maddesi, 1’nci fıkra ilk cümlesinin Anayasa Mahkemesinin 3.3.2004 tarih E:2003/98, K:2004/31 sayılı kararıyla iptal edildiği, iptal nedeniyle uygulama olanağı kalmayan kalan bölümünün de iptal ettiği, kararın 10.7.2004 tarih 25518 sayılı resmi gazetede yayınlandığı, yukarıda açıklanan iptal kararı sonrasında, avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü bakımından Baro Başkanlığının görevsiz olduğu gerekçesiyle bu nedenle Baro Başkanlığının anılan uyuşmazlık bakımından görevsizliğine karar vermiştir. Davacının 30.11.2010 günde Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi talebi üzerine dosya Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında; Raportör-Gülşen Akar PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre Anayasa’nın 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir. Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almış; aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir. Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmiş bulunması gerekmektedir. Olayda, Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderilmesi üzerine, Kırklareli Baro Başkanlığı Yönetim Kurulu tarafından da görevsizlik kararı verilmiş olup, davacı A.M.K. tarafından anılan kararların görev uyuşmazlığına konu edildiği anlaşılmaktadır. Kırklareli Baro Başkanlığı, Anayasanın 158. ve 2247 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından ortada Uyuşmazlık Mahkemesinin görev alanına giren bir uyuşmazlık bulunduğundan söz etmek olanaksızdır. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 19.12.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.