T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 759

            KARAR NO  : 2015 / 776

            KARAR TR   : 30.11.2015

ÖZET :Davacının 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgesi bulunduğu ve bu belgenin tanıdığı hak sahipliği nedeniyle davalı belediye adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : F.D.  

Vekili              : Av. C.Ü.

            Davalı             : Gebze Belediye Başkanlığı            

            Vekili              : Av. M.T.

 

O  L  A  Y      : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili mülkiyeti davalı Belediye’ye ait bulunan Gebze, Gaziler Mahallesi 81 pafta, 321 ada 64 parsel taşınmaz üzerinde tek katlı yığma konut inşa ederek ikamet etmekte iken, 24.02.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun gereğince tapu almak için gerekli başvurularda bulunmuş ve kendisine Tapu Tahsis Belgesi verilmiş, müracaat masrafı ve taşınmaz vergilerini de ödemiş olduğunu; davaya konu taşınmaz, daha sonra imar uygulamasına tabi tutularak Gebze, Mustafa Paşa Mahallesi 3150 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz olarak sınırlandırıldığını; müvekkilinin, 2981 sayılı kanunla kurulan yeminli özel teknik büroya başvurarak dosya tanzim ettirdiğini,  bu dosyanın Gebze Belediye Başkanlığına sunulduğunu, Tahsis Belgesi’nde belirtildiği üzere müvekkilinin tasarrufundaki taşınmaz kısmının, 01.10.1984 tarih ve 8870 sayılı yazı ile müvekkili adına tahsis edildiğini;  müvekkiline ait yapının, 2981 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince “muhafaza edilecek” yapılardan olduğunu, Tespit Formunda da belirtildiği üzere 1981 yılından önce yapıldığını; 2981 sayılı yasanın 10/a maddesinden bahisle; davaya konu taşınmazın bulunduğu Gebze, Mustafa Paşa mahallesinde kadastro çalışmalarının 1960’lı yıllarda yapılıp tamamlandığını, 2981 sayılı yasanın yürürlük  tarihinden itibaren Belediyece sayısız imar uygulaması yapılmasına rağmen müvekkiline tapu verilmesi gerekirken, bugüne kadar tapu verilmemiş olmasının, anılan yasa hükmüne aykırılık oluşturduğunu; 2981 sayılı yasanın 7. maddesinin 9. paragrafında, “(Ek fıkra: 3366 - 18.5.1987) 2981 sayılı Kanun'a göre kurulan yeminli özel teknik bürolar, kendilerine intikal eden müracaatlara ilişkin tespit ve değerlendirme işlemlerine ait dosyaları en geç 7 Eylül 1987 tarihine kadar tamamlayarak sonuçlandırması için belediye, hazine, özel idare veya vakıflar idaresine teslim etmekle ve bu idareler de, kendilerine intikal eden dosyaları, intikal tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde sonuçlandırmakla görevli ve sorumludurlar hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen, aradan geçen 30 yıllık süre boyunca bu işlemin tamamlanmaması ve müvekkilinin yasa ile tanınan mülkiyet hakkını elde edememesinin, tamamen davalı kurumun görev ihmalinden kaynaklandığını; 23.07.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı Kanun İle Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde, "Islah imar planı hazırlanıp onaylandıktan ve Kanunun 10. madde (c) bendi gereğince, kesin parselasyon durumu belirlenip tapuya tescil edildikten sonra, durum, belediye veya valilikçe gecekondu sahiplerine duyurulur. Gecekondu sahibi tapu tahsis belgesi ile birlikte, arsa tahsis eden kuruluşa müracaat ederek satın alma işlemini sonuçlandırır ve tapu idaresinden tapusunu alır” hükmüne yer verilmiş ise de, müvekkiline dava tarihine kadar ıslah imar planı yapıldığı şeklinde bir bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle tapu alınması için başvuru yapılamadığını; davalı kurum nezdinde yapılan başvurularda ise, davalı kurumun ısrarla tapu vermeye yanaşmadığı gibi, rayiç bedel adı altında keyfi olarak belirlenen yüksek maliyetlerle müvekkilini taşınmazı satın almaya zorladığını; her ne kadar 2981 sayılı yasa, 31.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı yasanın 23. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de, müvekkilinin mülkiyet hakkının bu tarihten çok önce doğduğunu, kazanılmış hakların korunması gerektiğini ifade ederek; davaya konu taşınmazın üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi amacıyla, taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir konulmasına; Gebze, Mustafa Paşa Mah. 3150 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı Belediye adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesi istemiyle 20.11.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde; davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

GEBZE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 8.6.2015 gün ve E:2014/648 sayı ile,  davada davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine;  dilekçe, dava dosyasının onaylı bir örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “(…) 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği; aynı Yasanın 13. Maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış; 14. maddesinde ise; bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Gebze Belediye Başkanlığına ait taşınmaz üzerinde davacıya ait gecekondu nedeniyle 2981 sayılı Yasadan yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilerek davacıya tapu tahsis belgesi verildiği, davacı tarafından davalı belediyeye yapılan başvuruların zımnen reddedilerek tapu verilmemesi üzerine taşınmazın belediye adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin, hak sahibi olduğu saptanan kişilere tapu vermek, şartları taşımayanların tapularını resen iptal etmek konusundaki yetkisinin idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılması ve bu yolla kurulan mülkiyetin de Medeni Kanun hükümleri dışında idari bir işlemin icrası niteliğini taşıması karşısında, uyuşmazlığın bu uygulama işlemlerinin dayanağı olan 2981 sayılı Yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu durumda, davacının talebinin 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasanın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısınca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Gebze, Gaziler Mahallesi 81 pafta, 321 ada 64 parsel sayılı taşınmaz üzerinde (3150 ada, 3 parsel sayılı)bulunan yapının, tapu tahsis belgesine dayanılarak Belediye adına olan tapusunun iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.   

Nitekim, anılan Yasa’nın “Tapu Verme” başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a) bendinde, “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.            (Ek: 18/5/1987-3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Yasa’da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra da, yapılmış olan tahsis esas alınarak idarece hak sahiplerine tapu verilmektedir.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre,  idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ya da 10. maddesinin b bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşı­lanlara verilmiş olan "tapuları resen iptal etmek" şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygu­lama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gere­keceği açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı vekilinin, müvekkilinin üzerinde gecekondusunun bulunduğu taşınmaz için 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile 2981 sayılı Kanunun bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında 3290 sayılı Kanunun aradığı tüm koşulların yerine getirildiğini; anılan Yasa uyarınca tapu tahsis belgesi verilmesine karşın, adına tescil edilmemesi nedeniyle taşınmazın Belediye adına olan tapusunun iptal edilerek müvekkili adına tescili istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Bu duruma göre, davacının taşınmaz üzerindeki iddiası, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile, davalı vekilinin görev itirazının Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Gebze 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 8.6.2015 gün ve E:2014/648 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 30.11.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN