T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/828

KARAR NO  : 2022/233      

KARAR TR  : 18/04/2022

ÖZET: Sosyal güvenlik prim borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun kapsamındaki haciz ve satış işlemlerinden kaynaklı sorumluluk davasının görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli bulunduğu hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı                : G. F. E

Vekili                  : Av. A. K

Davalı                 : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili                  : Av. M. Ş

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı tarafından, daha evvel ortağı olduğu ve hisselerini daha sonra devredip ortaklıktan ayrıldığı ticari şirketin sigorta prim borcu nedeniyle hususi aracına haciz uygulandığı ve trafikten men edildiği iddiasıyla, uyuşmazlık öncesinde menfi tespit davası açılmıştır.

 

2. Bakırköy 1. İş (Sosyal Güvenlik) Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve E.2017/300, K.2018/214 sayılı kararı ile, "davacıya ödeme emri gönderilmeksizin yapılan haciz işleminin yasal olmadığı, davacının yetkili temsilci olduğu dönem öncesine ait kamu borcuna ilişkin davacının sorumlu bulunmadığı" gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı kuruma borçlu bulunmadığının tespiti ile hususi aracına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karara karşı yapılan istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 06/11/2019 tarihli ve E.2018/3153, K.2019/1999 sayılı kararı ile reddedilmiş ve böylelikle ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmiştir.

 

3. Dava konusu hususi aracın 25/03/2019 tarihinde açık ihaleyle satılması üzerine, davacı vekili, hatalı işlemle satılan hususi aracının rayiç bedeli ile aracın trafikten men edildiği tarihten itibaren araçtan yoksun kalması nedeniyle emsal araç kiralama bedelinin tazmini istemiyle adli yargı yerinde tazminat davası açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

4. Bakırköy 1. İş (Sosyal Güvenlik) Mahkemesinin 19/03/2021 tarihli ve E.2021/62, K.2021/84 sayılı kararı ile, "hizmet kusurundan kaynaklı uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümü gerektiği" gerekçesiyle yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 18/08/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

 

5. Davacı vekili, bunun üzerine idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

6. İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve E.2021/1366, K.2021/1109 sayılı kararı ile, "5510 sayılı Kanun'un 88 ve 102.maddeleri gereğince iş mahkemelerinin görevli olduğu" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 15/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

 

7. Davacı vekilinin 2247 sayılı Kanun'un 14.maddesi gereğince ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi talebiyle idari yargı yerine başvurusu üzerine adli ve idari yargı yerlerine ait dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

Mevzuat

 

8. Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.

 

9. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2.maddesi şöyledir:

 

"İdari dava türleri şunlardır:

a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka                  aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

    c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

     İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.                  İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

10. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88.maddesinin on dokuzuncu fıkrası şöyledir:

 

"Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz."

 

11. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101.maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."  hükmüne yer verilmiştir.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 18/04/2022 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun şekilde son görevsizlik kararını veren mahkemece re'sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

13. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının, görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Dava, davalı kurumun 5510 sayılı Kanun kapsamındaki sosyal güvenlik uygulamalarından kaynaklı hatalı işlemlerine ilişkin yapılan yargı denetimi sonucunda haklı görülen başvurucunun yine hatalı işlemle uğradığı maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 

15. Mevzuat hükümleri ve somut olay birlikte irdelendiğinde; maddi tazminat talebinin 6183 sayılı Kanun'da düzenlenen sosyal güvenlik prim alacağının tahsili ve devamındaki haciz ile satış işlemlerinden kaynaklandığı, 5510 sayılı Kanun'un 88. ve 101. maddelerindeki açık düzenleme karşısında tahsil işleminden kaynaklı açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde de adli yargının görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Bakırköy 1. İş (Sosyal Güvenlik) Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.Bakırköy 1. İş (Sosyal Güvenlik) Mahkemesinin 19/03/2021 tarihli ve E.2021/62, K.2021/84 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

18/04/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Birol                             Nilgün                          Doğan      

             TOPAL                     SONER                          TAŞ                        AĞIRMAN        

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN