T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/527

KARAR NO  : 2022/604      

KARAR TR  : 28/11/2022

ÖZET:Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükmen tutuklu olarak bulunan davacının,telefonla görüntülü olarak görüşme imkanından yararlandırılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı     : H. H

Davalı      : Adalet Bakanlığı

Vekili       : Av. İ. Y

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Kayseri 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükmen tutuklu olarak bulunan davacı, telefonla görüntülü olarak görüşme imkanından yararlandırılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18/01/2022 tarih ve E-11965693-622.01-136/7613 sayılı işleminin iptali, diğer tutuklulara uygulandığı şekilde "sesli görüşme" yaptırılmasına karar verilmesi, uygulama başladığından beri yaptırılmayan ve karar verilinceye kadar yaptırılmayacak olan eksik sesli görüşme haklarınıntamamlanmasına karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

2. Davalı vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde, uyuşmazlığın infaz hakimliğinin görevine girdiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

3. Ankara 15. İdare Mahkemesi 16/03/2022 tarih ve E.2022/293 sayı ile, davanınçözümünde idari yargının görevli bulunduğu gerekçesiyle görev itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir. Kararınilgili kısmı şu şekildedir;

“...4675 sayılı Kanun'a göre, hükümlü ve tutukluların dışarıyla ilişkilerine ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak İnfaz Hâkimliklerinin görevleri arasında sayılmış ise de, bakılan davada uyuşmazlığın ceza infaz kurumunun işlem ve faaliyeti olmaktan çıktığı, davacının talebinin Ceza ve Tevkifleri Genel Müdürlüğü işlemi ile reddedildiği için idari işlem niteliğinde olduğu ve idari yargı mercii tarafından görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”

 

4. Davalı vekili tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.                                 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşüncesiyle, 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleriuyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayıUyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin talebin ilgili kısmı şu şekildedir:

 

“…düzenlemeler kapsamında dava konusu olay ele alındığında, bakılan davanın, davacının hüküm özlü olarak bulunduğu cezaevinde tutukluların/hükümlülerin günlük yaşamındaki hak ve yükümlülüklere yönelik olarak "telefonla görüşme" hakkından gereği gibi yararlandırılması talebine ilişkin olduğu, görüntülü telefonla görüşme talebinin reddine ilişkin işlemin yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinde yer alan; "... dışarıyla ilişkileri, ... gibi işlem veya faaliyetler..."            konusuna ilişkin olup, bu işleme ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın İnfaz Hâkimliğinin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konudaki şikâyete bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 21.03.2022 tarihli ve E.-K.2022/94-181 sayılı ve 25.11.2019 tarihli ve E.-K.2019/536-761 sayılı kararlarında da bu tür davaların çözümünde adli yargının görevli olduğu vurgulanmıştır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, somut olaya ilişkin davanın da adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.”

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Danıştay Başsavcılığındanda yazılı düşünceistenilmiştir.

 

7. Danıştay Başsavcısı, davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. Yazılı düşüncenin ilgili kısımları şöyledir:

 

"2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, adalet kurumlarının açılması, geliştirilmesi ve denetimi bu Kanun'un amaçları arasında belirlenirken, 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, kanunlarda kurulması öngörülen mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak, ceza infaz ve ıslah kurumları, icra ve iflas daireleri gibi her derece ve türdeki adalet kurumlarını planlamak, kurmak ve idari görevleri yönünden gözetim ve denetimini yapmak ve geliştirmek, (j) bendinde, ilgili mevzuat hükümlerine göre infaz ve ıslah işlerini düzenlemek, Adalet Bakanlığı'nın görevleri arasında sayılmış; 11. maddesinin 1. fıkrası ile de, ceza infaz kurumları ve tutukevlerini yönetmek, denetlemek ve hesap işlerini izlemek görevleri Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Kayseri 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükmen tutuklu olarak bulunan davacı tarafından, telefonla görüntülü olarak görüşme olanağından yararlandırılması istemiyle davalı idareye başvurulduğu, anılan başvurunun Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18/01/2022 tarih ve E-11965693-622.01-136/7613 sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine idari yargıda bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; ceza infaz kurumları ve tutukevlerini yönetme, denetleme görevi bulunan davalı idare tarafından tesis edilen dava konusu işlem, idarenin kamu gücünü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği idari nitelikte bir işlem olduğundan, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü idari yargı yerine ait bulunmaktadır."

 

IV. İLGİLİ HUKUK

8. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un, "Hükümlünün telefon ile haberleşme hakkı" başlıklı 66. maddesi şöyledir:

 

"(1) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler. Telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Bu hak, tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir.

(2) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde hükümlüler, ücretli telefonlarla serbestçe görüşme yapabilirler.

(3) Açık ve kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler altsoy, üstsoy, eş ve kardeşlerinin ölüm, ağır hastalık, salgın hastalık veya doğal afet hâllerinde, kuruma ait telefon ve faks cihazından derhâl yararlandırılırlar. Görüşmeler, tutanak ile belgelenir ve tutanaklar özel bir dosyada saklanır.

(4) Hükümlüler açık ve kapalı ceza infaz kurumlarında, çocuk eğitimevlerinde araç telefonu, telsiz telefon veya cep telefonu ve benzeri iletişim araçlarını bulunduramaz ve kullanamazlar."

 

9. 29/03/2020 tarihli ve 31083 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin "Telefonla görüşme hakkı" başlıklı 74. maddesi şöyledir:

 

"(1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlüler, belgelendirmeleri koşuluyla eşi, dördüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ve vasisi ile telefon görüşmesi yapabilir.

(2) Telefonla görüşmeleri aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır:

a) Hükümlüler, haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakılma veya kısıtlama cezası ile hücreye koyma cezasının infazı sırasında olmamak koşuluyla, idarenin kontrolünde bulunan ve kurumun uygun yerlerine yerleştirilen telefonlardan yararlandırılır.

b) Disiplin cezaları olsa bile, anne, baba, eş, çocuk ve kardeşlerin ölüm veya ağır hastalıkları veya doğal afet hâllerinde, hükümlülerin telefon görüşme hakları hiçbir şekilde engellenemez.

c) Açık ve kapalı kurumlardaki hükümlüler; altsoy, üstsoy, eş ve kardeşlerinin ölüm, ağır hastalık, salgın hastalık veya doğal afet hâllerinde, kuruma ait telefon ve faks cihazından derhal yararlandırılır. Bu hâlde, yapılan telefon konuşmaları o haftaya ait konuşma hakkından sayılmaz. Görüşmeler, tutanak ile belgelenir ve tutanaklar özel bir dosyada saklanır.

ç) Kurum personeli hükümlülere tahsis edilen telefonları kullanamaz.

d) Hükümlüler, telefon görüşmesi hakkına sahip oldukları konusunda bilgilendirilir.

e) Hükümlülerin telefonla görüşme gün ve saatleri, kurumda bulunan telefon adedi, başvuru sırası, kurumun asayiş ve güvenliği dikkate alınarak idare tarafından belirlenir.

f) Hükümlüler görüşebilecekleri yakınlarından bir veya birden fazla kişi ile haftada bir kez ve bir telefon numarasıyla bağlantı kurarak kesintisiz görüşme yapabilir. Herhangi bir nedenle görüşme gerçekleşememişse daha önceden bildirilen numaralardan bir diğeriyle görüşebilir. Konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez. Deprem, salgın hastalık, doğal afet gibi zaruri hâllerde Bakanlık kararı ile telefon ile görüşme süresi ve sayısı artırılabilir.

......"

 

10. 5275 sayılıKanun’un, “Tutuklularınhakları” başlıklı 114. maddesi şöyledir:

 

“(1) Tutuklulardan çalışmaları istenebilir; ancak, buna mecbur tutulamazlar. Tutuklular istediklerinde idare, barındırıldıkları odalarda çalışmalarına izin verebilir. Odada çalışma imkânı yoksa, tutukluların iş yerlerinde çalışmalarına da izin verilebilir. Bu takdirde kendileri hakkında çalışmakta olan hükümlülere ait rejim uygulanır.

(2) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir.

(3) Tutukluların yazılı haberleşmeleri ile telefonla görüşmeleri, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkimveya mahkemesince kısıtlanabilir.

(4) Tutuklu, savunması için istediği müdafii seçmek ve görevlendirmek hakkına sahiptir. Her dereceden kurum görevlileri bu hususta tutukluya tavsiyelerde bulunamaz.

(5) Tutuklunun müdafii ile olan haberleşmesine ve kurum düzeni çerçevesinde temas ve görüşmelerine hiçbir suretle engel olunamaz ve kısıtlamalar konulamaz.

(6) Özel kanunda yer alan hükümler saklıdır.”

 

11. Kanun’un“Kısıtlayıcı önlemler” başlıklı 115. maddesi şöyledir:

 

“(1) Tehlikeli hâlde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına olanak verecekdavranışlarda bulunan tutuklulara soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkimveya mahkemesince aşağıdaki tedbirler uygulanabilir:

a) Tutuklunun tek başına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi.

b) Belirli süre ile dışarıyla ilişkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon görüşmelerinin kısıtlanması.

c) Gerekiyorsa kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyici biçimde hazırlanmış özel bir odada barındırılması ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi.

d) Saldırganlık göstermesi hâlinde belirli süreyle kelepçelenmesi veya hareketlerinin engellenmesi.

e) Yüksek güvenlikli bir kuruma nakledilmesi.”

 

12.   Kanun’un "Tutukluların yükümlülükleri" başlıklı 116. maddesi şöyledir:

 

"(1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, ........telefonla haberleşme hakkı,...... görüşlerde uygulanacak esaslar, beden eğitimi, kütüphane ve kurslardan yararlanma konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 65 ilâ 76 ve 78 ila 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir.

......."

 

13. 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

  "Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

(Değişik ikinci fıkra:14/4/2020-7242/1 md.) Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar."

 

14. Kanun’un“İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri” başlıklı 4. maddesi şöyledir:

 

İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

5. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri incelemek.

6. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hâllerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak.

7. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.

 

15. Kanun’un“İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü” başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararların kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu karar, işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmüne ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar” başlıklı 6. maddesinin üçüncü fıkrasında, “İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir” hükmüne ve son fıkrasında “İtiraz, infaz hakimliğinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.

 

V. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 28/11/2022 tarihli toplantısında; başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalıvekilinin, anılan Kanun'un 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

17. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adliyargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idariyargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

18. Dava, Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan davacının, telefonla görüntülü olarak görüşme imkanından yararlandırılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüişleminin iptali,diğer tutuklulara uygulandığı şekilde "sesli görüşme" yaptırılmasına karar verilmesi, uygulama başladığından beri yaptırılmayan ve karar verilinceye kadar yaptırılmayacak olan eksiksesli görüşme haklarınıntamamlanmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 

19. Olayda, hüküm özlü olarak cezaevinde bulunan davacının iddiasının, cezaevinde tutukluların/hükümlülerin günlük yaşamındaki hak ve yükümlülüklerine yönelik olarak "telefonla görüşme" hakkından gereği gibi yararlandırılması istemine ilişkin olduğu, görüntülü telefonla görüşme talebinin reddine ilişkin işleminde yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı Kanun’un 4. maddesinde yer alan “... dışarıyla ilişkileri,.... işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak" hususuna ilişkin olup,bu şikayetleri incelemenin ve karara bağlamanın İnfaz Hâkimliğinin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü iledavalı idare vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin Ankara 15. İdare Mahkemesinin 16/03/2022 tarihli ve E.2022/293 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin Ankara 15. İdare Mahkemesinin 16/03/2022 tarihli ve E.2022/293 sayılı GÖREVLİLİK KARARININKALDIRILMASINA,

28/11/2022 tarihinde, Üye Nilgün TAŞ’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

            Başkan                        Üye                              Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

           TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

                                                  Üye                              Üye                              Üye

                                                  Ahmet                        Mahmut                         Bilal

                                                ARSLAN                      BALLI                     ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Dosya kapsamına göre, davacının talebinin dayanağı tutukluluğu sırasında ceza infaz kurumunda telefonla görüşmesinin düzenlenmesine ilişkin idari işlem olup; yargısal nitelik taşımayan ve CMK'nın 141. maddesinde düzenlenen suçun soruşturması veya kovuşturması sırasında "hakim ve Cumhuriyet Savcılarının verdiği (telefon dinleme, mallara el koyma vb. gibi) kararlar ve işlemlere ilişkin" değildir. Bu haliyle, yargısal nitelik taşımayan, suçun kovuşturması ve soruşturması ile ilgili olmayan, cezaevindeki tutuklunun telefonla görüşmesinin düzenlenmesine ilişkin olan idari işlem nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde İYUK'nun 2/1-a maddesi uyarınca idari yargı görevli olup ağır ceza mahkemesinin de görevine girmediğini düşündüğümden sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.28/11/2022

 

 

                                                                                                               Üye

                                                                                                 Nilgün TAŞ