Hukuk Bölümü         2010/147 E.  ,  2011/73 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı                       : E.T.,

            Davalı                        : Şişli Milli Eğitim Müdürü  [Adli Yargı yerinde Şişli Kaymakamlığı(Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü) tarafından savunma yapılmıştır.]

            O L A Y                      : Davacı dava dilekçesinde, şahsını ısrarla rahatsız edip çevresini aleyhine tahrik edenlerden iki öğrenciyi 15.01.2007 günü okul müdürlerine sözlü olarak şikâyet ettiğini, ilgiyi samimi bulmadığı  için 16.01.2007 günü Fatih PTT’sinden gönderdiği taahhütlü mektupla şikâyetini tekrarladığını, öğrencilerin süregelen eylemlerinin tespiti için yardım da vaat ederek bilgilendirme beklediğini yazdığını, cevap gelmeyince bu defa 12.02.2007 günü Şişli PTT'sinden Bilgi Edinme Başvurusu Formu gönderdiğini ancak cevap verilmediğini,  öğrencilerin de muhtemelen, koruma altında olduklarını düşünerek tavırlarını artırdıklarını; bu defa Şirinevler PTT'sinden Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü'nden Bilgi Edinme Başvurusu Formu ile okulun cevap vermediği başvurusu  için bilgi istediğini ancak onların da cevap vermediklerini; böyle olunca Kartal Adliyesi PTT'sinden Valiliğe Bilgi Edinme Formu göndererek Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gönderdiği Bilgi Edinme başvurusunun akıbetini sorduğunu, Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü'nden gelen 31.5. 2007  tarihli yazıda,  Şirinevler çıkışlı başvurusuna kayıtlarında rastlanmadığının beyan edildiğini; davalı tarafa başka okullarının öğrencileriyle ilgili şikâyetlerde de bulunduğunu, ancak ateş düştüğü yeri yakar misali, öğrencilerini kollamak dışında belki de istatistiklerde kendi bölgelerinde tatsız bir olay görünmesin düşüncesiyle sürekli aleyhine tavır koyup şikâyetlerini  sonlandırdıklarını iddia ederek sonuç itibariyle, davalı tarafın duyarsız kaldığı üzücü; belki de kalıcı sağlık sorunu bırakan günler sebebiyle 4.000 YTL manevi tazminatı ödemesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ: 19.02.2009 gün E: 2008/1253, K: 2009/119 sayı ile;  Davacının Mahkemelerine verdiği ve duruşmada içeriğini tekrar ettiği 24.07.2008 tarihli dava dilekçesinde; şahsını ısrarla rahatsız edip müşterek çevreyi aleyhine tahrik edenlerden iki öğrenciyi 15.01.2007 tarihinde okul müdürlerine sözlü olarak şikayet ettiğini ancak okul müdürlüğü tarafından gerekli cevap verilmediğini, şikayetlerine duyarsız kalındığını belirterek kalıcı sağlık sorunları bırakan günler sebebiyle 4.000,00 TL. Manevi tazminatın davalıdan alınarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu;   davalı tarafın Mahkemelerine verdiği 15.08.2008 havale tarihli cevap dilekçesiyle; davacının şikâyeti üzerine okul müdürü ve müdür yardımcısı aleyhine soruşturmanın başlatıldığı, Kaymakamlık Makamınca ön inceleme yapılarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 2007/187 esas 2007/295 karar sayılı ilamıyla soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın onandığı ve kararın kesinleştiği, davacı haksız fiilden bahisle manevi tazminat davası açmışsa da, haksız fiilden söz edebilmek için şartların bulunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunduğu; davanın, öğrencilerle ilgili yapılan şikayet nedeniyle okul müdürü tarafından şikayet ile ilgili işlem yapılmaması nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkin bulunduğu, Şişli Kaymakamlığınca gerekli tahkikatların yaptırıldığı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesince soruşturmaya izin verilmemesine ilişkin kararın onandığının anlaşıldığı;  davacının dava dilekçesinde; kendisini ve çevresini rahatsız eden iki öğrenci hakkında okul müdürüne sözlü olarak şikâyette bulunduğunu, ilgi ve samimiyet bulamadığından dolayı yazılı olarak iadeli taahhütlü mektupla şikâyetini tekrarladığını, şikâyetine gerekli cevap alamayınca bilgi edinme yasası çerçevesinde yazı cevabını öğrenmek istediğini, cevaben kendisine dilekçesine rastlanmadığının bildirildiğini, başka okullardaki öğrenciler hakkında da şikayette bulunduğunu ancak davalının şikayetler hakkında işlem yapmayarak görevini ihmal ederek kötüye kullandığını, bundan dolayı manevi olarak zarara uğradığından bahisle manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş ise de; davacının talebi incelendiğinde, idareye yapmış olduğu başvurulara duyarsız kalınarak idarenin eylem ve işlemi neticesinde uğradığı manevi zararın tazminini talep etmekte olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasası uyarınca idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davalarının idari dava türlerinden biri olarak belirlenmiş olduğundan, hizmet kusurundan kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin  idari yargı olduğu,  o halde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesi gereğince adalet mahkemelerinin görev sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı  bu kez  aynı istemle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ: 14.09.2009 gün ve E:2009/1277, K:2009/1437 sayı ile; davanın, duyulan elem ve üzüntü nedeniyle 4.000 TL manevi tazminatın davalı Şişli Milli Eğitim Müdüründen alınarak davacıya verilmesi istemiyle açılmış olduğu;  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin b) bendinde idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından tam yargı davası açılabileceğinin hükme bağlandığı; dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından kendisini rahatsız eden iki öğrenci hakkında öğrenim gördükleri Özel Eseyan Ermeni Lisesi'ne şikâyette bulunulduğu, herhangi bir işlem yapılmaması üzerine şikâyetin tekrarlandığı, yine cevap verilmemesi üzerine Şişli Milli Eğitim Müdürlüğüne başvuruda bulunarak işlem yapılmasını istenildiği, Şişli Milli Eğitim Müdürünün de olaya kayıtsız kalarak herhangi bir işlem yapmaması üzerine duyduğu elem ve üzüntü nedeniyle 4.000 TL manevi tazminata karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları zarar gören kişilerin idare aleyhine tazminat davası açabilecekleri ve bu davaların idare mahkemelerinde karara bağlanacağı hüküm altına alınmış ise de, idarenin memuru durumunda olan kişilerin sebep oldukları maddi ve manevi zararların söz konusu memur kişilerden tazmini amacıyla açılacak davaların bu kapsamda değerlendirilmesine olanak bulunmadığı; bu durumda bakılmakta olan davanın Şişli Milli Eğitim Müdürü aleyhine açıldığı ve adı geçen memurun sebep olduğu manevi zararın yine o kişiden istendiği göz önüne alındığında, iş bu davanın 2577 sayılı Kanunda hüküm altına alınan ve idare mahkemeleri tarafından karara bağlanması gereken tazminat davalarından olmadığı, söz konusu manevi zararın tazmini istemiyle açılacak davanın genel hükümler çerçevesinde adli yargı mercilerinin görev alanına girdiğinin açık olduğu gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 02.05.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine adli yargı dosyası ile birlikte Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, şahsını ısrarla rahatsız edip, çevresini aleyhine tahrik eden öğrencilerle ilgili olarak Davacının yaptığı şikayetlere ilişkin işlem yapılmaması, başvurularına cevap verilmemesi nedeniyle uğranılan 4.000,00TL manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Davacı tarafından davalı olarak “Şişli Milli Eğitim Müdürü” gösterilmiş, İdare Mahkemesi’nce, davanın Şişli Milli Eğitim Müdürü aleyhine açıldığı ve adı geçen memurun sebep olduğu manevi zararın yine o kişiden istendiği göz önüne alındığında iş bu davanın 2577 sayılı Kanunda hüküm altına alınan ve idare mahkemeleri tarafından karara bağlanması gereken tazminat davalarından olmadığı, söz konusu manevi zararın tazmini istemiyle açılacak davanın genel hükümler çerçevesinde adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Ancak, davacının şikayet ve başvurularını yaparken kişi adı kullanmadan ilgili Kurum/Müdürlükten talepte bulunduğu, diğer taraftan  Sulh Hukuk Mahkemesi’nde davaya karşı “Şişli Kaymakamlığı (Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü)” tarafından cevap  verildiği gözetildiğinde, davalının “Müdür” yerine, “Müdürlük” olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.

      Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Olayda, Davacının kendisini ve çevresini rahatsız eden öğrenciler hakkında ilgili okul müdürüne sözlü şikâyette bulunduğu,  tatmin olmadığından dolayı iadeli taahhütlü mektupla şikâyetini tekrarladığı; daha sonra başka okuldaki öğrencilere ilişkin yakınmalarının olduğu, gerek İl Milli Eğitim Müdürlüğüne, gerekse de Valilik Makamına yazılı başvurular yaptığı ancak Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde şikayetlerine ilişkin işlem yapılmadığı, kendisine bilgi verilmediği ifade edilerek, davalı tarafın duyarsızlığından ötürü yaşadığı üzüntü ve ortaya çıkan kalıcı sağlık sorunları nedeniyle kendisine manevi tazminat ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, kamu hizmeti yürüten İdarenin,  bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nce verilen 14.09.2009 gün ve E:2009/1277, K:2009/1437 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.05.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.