T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO : 2018/409

            KARAR NO : 2018/412

            KARAR TR: 25.06.2018

ÖZET :Kentsel dönüşüm projesi kapsamında kalan taşınmaza karşılık olmak üzere yapılan tahsis işleminin idari yargı kararıyla iptali sonrasında yargı kararı doğrultusunda tahsis yapılmayarak taşınmaza el atılmasına ilişkin uyuşmazlığın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

          Davacılar:1-E.Ç. 2-S.B. 3-Ş.Ç. 4-H.Ç. 5-O.Ç. 6-H.Ç.

          Vekilleri : Av. A.Ç.  

          Davalı: Altındağ Belediye Başkanlığı 

          Vekilleri: Av.İ.G. Av. H.A. Av. M.Ö.A.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1. Bölge, 6867 ada, 7 parsel sayılı davacıların murisinin paydaşı olduğu ve üzerinde yapılarının bulunduğu taşınmazın Eski Altındağ Kentsel Dönüşüm Alanında kaldığı, kentsel dönüşüm projesi kapsamında 23.09.2004 tarihli encümen kararı ile onaylanan 81460 sayılı parselasyon planı uyarınca anılan taşınmazın isabet ettiği 23651 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan davacılara tahsis yapılmayarak, 23655 ada, 1 parsel, 23656 ada, 1 parsel ve temel eğitim alanı olan 23659 ada 1 parselden pay verildiği, bu parselasyon işlemine karşı açılan davada, Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.09.2008 günlü, E:2006/1700, K:2008/2027 sayılı kararıyla işlemin iptal edildiği, kararın Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12.11.2012 günlü, E:2009/1431, K:2012/5863 sayılı kararıyla, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca değil, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle onandığı ve karar düzeltme isteminin de 29.04.2014 tarihinde reddedilerek kararın kesinleşmesi üzerine, davacılar vekili tarafından, iptal hükmü gereğince işlem tesis edilerek, paylarına karşılık taşınmazlarının bulunduğu yerden pay verilmesi veya burada inşa edilen bloktan daire tahsisi, burada yer olmaması halinde ise başka bir bağımsız bölüm tahsisinin sağlanması istemiyle davalı belediyeye yapılan başvuruya 16.12.2015 günlü, 7930 sayılı yazıyla verilen yanıtta, davacıların payına karşılık Belediyeye ait dairelerden tahsis yapılabilmesi amacıyla 28.03.2007 tarihinde alınan encümen kararından sonra uzun zaman geçmesine karşın tahsis kararı verilen daire için başvuruda bulunulmadığından 24.08.2011 günlü, 952 sayılı encümen kararı ile tahsisin iptal edildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, davacıların 24286 ada, 3 parselde paylarının bulunduğu, bu parsel üzerinde toplu konut yapılması halinde paylarına karşılık daire tahsisinin mümkün olabileceği, kamulaştırma kararı alınan 24273 ada, 3 parsel sayılı, pazar alanı olarak ayrılan taşınmazdaki payları için başvurulması durumunda işlem yapılabileceğinin bildirilmesi sonrasında, davacılar tarafından, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapıların yıkımı, boşaltılması ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olmasına karşın, davalı belediye ile aralarında herhangi bir anlaşma olmaksızın paylarının tümüne el atıldığı ve üzerindeki yapının yıktırıldığı, yargı kararı uyarınca paylarına karşılık bir daire verilmesinin gerektiği, fiilen el atılan taşınmaz üzerinde inşa edilen binadan daire tahsis edilmişken tahsis kararının iptalinin bağımsız bölüm hakkına el atma olduğundan bahisle tazminata hükmedilmesi istemiyle ile 12/04/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          Davalı Belediye Başkanlığı vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde; davacıların hisselerinin kentsel dönüşüm projesi kapsamında kaldığını, ayrıca söz konusu hisselere fiilen el atılmadığını ileri sürerek uyuşmazlığın çözüm ve görümünde idari yargının görevli olduğu görüşüyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

          ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.10.2017 tarihli duruşmada verdiği E:2017/164 sayılı ara kararı ile “…Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin davada, dava şartlarının mevcut olduğu, davalı vekilinin yargı yoluna yönelik görev itirazının cevap dilekçesinde bizzat taşınmazın kentsel dönüşüm projesi kapsamında kaldığı ayrıca pazar alanı olarak ayrılan alanda kaldığı hususlarının belirtilmiş olduğu gözönüne alınarak reddi ile tahkikata geçilmesine” karar vermiştir.

          Davalı vekili tarafından,süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

          DANIŞTAY BAŞSAVCISI; "...Dosyanın incelenmesinden; Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1. Bölge, 6867 ada, 7 parsel sayılı davacıların murisinin paydaşı olduğu ve üzerinde yapılarının bulunduğu taşınmazın Eski Altındağ Kentsel Dönüşüm Alanında kaldığı, kentsel dönüşüm projesi kapsamında 23.09.2004 tarihli encümen kararı ile onaylanan 81460 sayılı parselasyon planı uyarınca anılan taşınmazın isabet ettiği 23651 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan davacılara tahsis yapılmayarak, 23655 ada, 1 parsel, 23656 ada, 1 parsel ve temel eğitim alanı olan 23659 ada 1 parselden pay verildiği, bu parselasyon işlemine karşı açılan davada, Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.09.2008 günlü, E:2006/1700, K:2008/2027 sayılı kararıyla işlemin iptal edildiği, kararın Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12.11.2012 günlü, E:2009/1431, K:2012/5863 sayılı kararıyla, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca değil, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle onandığı ve karar düzeltme isteminin de 29.04.2014 tarihinde reddedilerek kararın kesinleşmesi üzerine, davacılar vekili tarafından, iptal hükmü gereğince işlem tesis edilerek, paylarına karşılık taşınmazlarının bulunduğu yerden pay verilmesi veya burada inşa edilen bloktan daire tahsisi, burada yer olmaması halinde ise başka bir bağımsız bölüm tahsisinin sağlanması istemiyle davalı belediyeye yapılan başvuruya 16.12.2015 günlü, 7930 sayılı yazıyla verilen yanıtta, davacıların payına karşılık Belediyeye ait dairelerden tahsis yapılabilmesi amacıyla 28.03.2007 tarihinde alınan encümen kararından sonra uzun zaman geçmesine karşın tahsis kararı verilen daire için başvuruda bulunulmadığından 24.08.2011 günlü, 952 sayılı encümen kararı ile tahsisin iptal edildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, davacıların 24286 ada, 3 parselde paylarının bulunduğu, bu parsel üzerinde toplu konut yapılması halinde paylarına karşılık daire tahsisinin mümkün olabileceği, kamulaştırma kararı alınan 24273 ada, 3 parsel sayılı, pazar alanı olarak ayrılan taşınmazdaki payları için başvurulması durumunda işlem yapılabileceğinin bildirilmesi sonrasında, davacılar tarafından, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapıların yıkımı, boşaltılması ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olmasına karşın, davalı belediye ile aralarında herhangi bir anlaşma olmaksızın paylarının tümüne el atıldığı ve üzerindeki yapının yıktırıldığı, yargı kararı uyarınca paylarına karşılık bir daire verilmesinin gerektiği, fiilen el atılan taşınmaz üzerinde inşa edilen binadan daire tahsis edilmişken tahsis kararının iptalinin bağımsız bölüm hakkına el atma olduğundan bahisle tazminata hükmedilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          Olayda, uyuşmazlığın, idari yargı merciince verilen ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında tesis edilen parselasyon işleminin iptaline ilişkin bulunan kararın gereğinin yerine getirilmemesi sonucu oluştuğu öne sürülen zarardan kaynaklandığı anlaşıldığından, idari yargı yerince verilen iptal kararının uygulanıp uygulanmadığının, bu kapsamda tazmini gerektiren bir husus bulunup bulunmadığının saptanmasının, imar mevzuatı hükümleri uygulanmak suretiyle yine idari yargı mercilerinin görevinde olduğu sonucuna varılmıştır.

          Diğer taraftan, iptal davasına konu edilen parselasyon işleminden sonra uyuşmazlığa konu taşınmaz üzerindeki gecekondunun yıkılması ve daire tahsisine yönelik işlemlerin de bölgede yürütülen kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan imar uygulamalarına ilişkin olup, davalı idarece kamu gücüne dayanılarak, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlem niteliğinde bulunmasının yanı sıra, bu işlemlerin parselasyon işlemine bağlı olarak tesis edilmiş olması nedeniyle iptal kararının uygulanmasına yönelik olarak yapılacak yargısal denetim kapsamında anılan işlemlerin de irdelenmesi gerektiğinden, bu konuların çözümlenmesi görevinin de idari yargı yerine ait olacağı açıktır” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Yasanın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 25.06.2018 günlü toplantısında:

          I-İLK İNCELEME:

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Altındağ Belediyesi vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde Davalı vekilince başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davacılara ortak murislerinden intikal eden ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında kalan taşınmaza karşılık olmak üzere yapılan tahsis işleminin idari yargı kararıyla iptali sonrasında yargı kararı doğrultusunda tahsis yapılmayarak taşınmaza el atıldığından bahisle ve tazminat istemiyle açılmıştır.

          Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

          İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, idari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan yasa hükümlerinin gereğidir.

          Uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

          Dava dilekçesi ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere uyuşmazlık, idari yargı merciince verilen ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında tesis edilen parselasyon işleminin iptaline ilişkin bulunan kararın gereğinin yerine getirilmemesi sonucu oluştuğu öne sürülen zararın tazminine ilişkindir.

          Ayrıca, tazminat ve iptal davalarına konu işlemler kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan imar uygulamalarına ilişkin olup, davalı idarece kamu gücüne dayanılarak, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlem niteliğindedir.

          Yine yukarıda bahsi geçen Ankara 11. İdare Mahkemesi iptal kararının uygulanmasına yönelik olarak yapılacak yargısal denetim kapsamında anılan işlemlerin de irdelenmesi gerektiğinden, bu konuların çözümlenmesi görevi de idari yargı yerine ait olacaktır.

          Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.10.2017 tarih ve E:2017/164 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

         

          S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.10.2017 tarih ve E:2017/164 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 25.06.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

  Başkan                      Üye                              Üye                                 Üye                  

      Nuri                     Şükrü                          Mehmet                      Ahmet Tevfik          

NECİPOĞLU             BOZER                         AKSU                         ERGİNBAY

 

 

 

                                       Üye                               Üye                                 Üye

Süleyman Hilmi                Aydemir                           Birgül

                                    AYDIN                         TUNÇ                             KURT