Hukuk Bölümü         2013/528 E.  ,  2013/905 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : G. Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. AŞ.

                Vekili      : Av. İ.Ö.

                Davalı      : Iğdır Belediye Başkanlığı

                Vekili      : Av. K.Ş.

                 O L A Y  : Davacı vekili dilekçesinde özetle, Iğdır Belediyesi'nin 3000 adet ‘Aras Boyunda Sa’dlılar’, 3000 adet ‘Sürmeli Emiri Hüsam Ed-din Hızır’ ve 5000 adet Iğdır’da N.A. ile 10 Altın Yıl’ olmak üzere 3 farklı kitabın basım işi için ihale ilan ettiğini, davacı şirketin 22.09.2008 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye 2008/151663 ihale kayıt numarası ile katılarak söz konusu işin tamamını K.D.V. hariç 28.230,00 TL bedel karşılığında yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini bildirdiğini, bunun akabinde davalı Iğdır Belediyesi'nin 3446 sayılı yazısı ile kesinleşen ihale kararını 25.09.2008 tarihinde davacı şirkete elden teslim ettiğini ve bu tarihin tebliğ tarihi sayılacağını beyan ettiğini, 26.09.2008 tarihinde yine elden tebliğ edilen ve sözleşmeye davet konusunu içeren 3447 sayılı yazı ile de davacı şirketin gerekli yazıların yazılması, teminatın yatırılması ve diğer lüzumlu işlemlerin tamamlanarak ihale konusu işe ilişkin sözleşme akdetmeye davet edildiğini, bu “3 adet kitap basımı işi” için davacı şirketin de Ziraat Bankası’ndan 1.000,00 TL’lik teminat mektubu aldığını, davacı şirketin daha önce de davalı Belediye’nin bir çok kitap basımı işini üstlenip, aldığı işi gereği gibi yaparak teslimatları gerçekleştirdiğini, bu işinde de gerek davalı Belediye ile daha önce yaptıkları işlere -ki bu işlerin de çoğunda yazılı sözleşme imzalanmamıştır- gerekse davalı Belediye ile davacı Şirketin idare merkezi arasındaki mesafenin uzak olması nedeniyle taraflar arasında yazılı bir sözleşme akdedilmediğini, gerekli tüm işlemlerin tamamlanmasının ardından ihale ile davacı şirket üzerine bırakılan söz konusu kitap basımı işinin davacı şirketçe gereği gibi yapılıp 17.01.2009 tarihinde teslimatın gerçekleştirildiğini, son yerel seçimlerden sonra davalı Belediye’de yönetimin değiştiğini ve yeni yönetimin davacı şirkete bu işi kendilerinin vermediğini belirterek, üzerlerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı şirketin davalı Belediye’den olan 33.311,40 TL’lik alacağının vade tarihinden itibaren işletilecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

                Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 27.12.2011 gün ve E:2011/55, K:2011/716 sayı ile özetle, idarenin özel hukuk hükümlerine tabi bir işleminden söz edilebilmesinin, ancak ortada özel hukuk alanına giren yazılı bir sözleşmenin bulunması halinde mümkün olup, idarenin sözleşme aşamasına kadar tesis ettiği, tek taraflı tasarruflarının idari işlem niteliğinde olduğunu, idari şartnamenin 50.maddesine göre ihalenin sözleşmeye bağlanması gerektiğinin belirtildiğini, bu nedenle idari şartnameye göre taraflar arasında sözleşmenin imzalanmasının gerekmekte olup, taraflar arasından akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığının anlaşıldığını, yine 59.maddede sözleşmenin imzalanarak yürürlüğe girmesine kadar olan süreçte doğacak ihtilafların idari yargıda dava konusu edilebileceğinin düzenlendiğini, bu nedenle sözleşme imzalanmadan önceki uyuşmazlıklar hakkında İdare Mahkemesi'nin görevli olduğunu belirterek, davaya konu iddia edilen zarar bakımından İdare Mahkemesi görevli bulunduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş olup, iş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 11.09.2012 gün, E:2012/3957, K:2012/5643 sayı ile hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 2.İdare Mahkemesi: 28.12.2012 gün, E:2012/1500, K:2012/1525 sayı ile özetle, idari sözleşmelerin, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmeler olduğunu, kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise idari sözleşme niteliği taşımayıp, bunların özel hukuk kurallarına göre düzenlendiğini, öte yandan, idarelerce mal veya hizmet alımı için ihaleye çıkılması safhasında ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen aşamada tesis edilen işlemlerin idari nitelikte kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünün idari yargı yerlerine, ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait bulunduğunu, davacı şirket tarafından davalı idarece, sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı belirtilerek hüküm kurulmasının istenildiğinin anlaşılmış olmasına karşın, davacı ile davalı idare arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiğini belirterek davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili tarafından ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuştur. 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 4.6.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davalı Iğdır Belediye Başkanlığı'nın 22.09.2008 tarihinde açtığı ihaleye katılmak suretiyle değişik niteliklerde toplam 11000 adet kitabın basım işini üstlenen davacı şirketin, işin 17.01.2009 tarihinde tamamlanarak idareye teslim edilmesine rağmen davalı Belediye'nin borcunu ödemediğinden bahisle, yapılan işin karşılığı olarak toplam 33.311,40 TL alacağının faizi ile birlikte tahsili istemiyle söz konusu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacı şirketin, davalı Iğdır Belediye Başkanlığı tarafından ihale edilen ve 22.09.2008 tarihinde gerçekleştirilen kitap basımı işi için 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun ''Pazarlık Usulü'' başlıklı 21.maddesinin f maddesinde  belirtildiği şekilde ''İdarelerin yaklaşık maliyeti ellimilyar (altmışüçmilyar altıyüzelliikimilyon) Türk Lirasına kadar olan mamul mal, malzeme veya hizmet alımları'' çerçevesinde pazarlık usulü ile yapılan ihale işine girdiği ve 28.230 TL bedelle ihale işinin davacı şirkete kaldığı, ihaleye ilişkin olarak sözleşmeye davet mektubunun 25.09.2008 tarihinde davacı şirkete elden tebliğ edildiği anlaşılmış olup, Iğdır Belediye Başkanlığının 19.07.2011 tarihli cevabi yazısı ile davacı şirket ve davalı Belediye arasında kitap basımı ile ilgili herhangi bir sözleşme imzalanmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.         

04.01.2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ''Amaç'' başlıklı 1.maddesinde; ''Bu Kanunun amacı, kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.'' denilmiştir.

“Kapsam” başlıklı 2. maddesinde de; “Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür:

a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler,

b) Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri,

 c) Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (mesleki kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar,

                d) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler,

                e) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketlerin yapım ihaleleri

Ancak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bu Fonun hisselerine kısmen ya da tamamen sahip olduğu bankalar, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ve bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler ( (e) bendinde belirtilen yapım ihaleleri hariç) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankaların 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüs, işletme ve şirketler bu Kanun kapsamı dışındadır.''  denilmiştir.

05.01.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun ''Kapsam'' başlıklı 2. maddesinde; ''Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar.'' denilmiş, ''İlkeler'' başlıklı 4.maddenin 3.fıkrasında; ''...Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.''  denilmiştir.

Dosya kapsamında yer alan davacının ihaleye girerken aldığı idari şartnamenin ''Sözleşmeye Davet'' başlıklı 45.maddesinde; ''Bu şartnamede belirtilen bildirim sürelerinin bitimini veya Maliye Bakanlığı'nın vizesi gereken hallerde bu vizenin yapıldığının bildirilmesini izleyen günden itibaren 3 gün içinde, ihale üzerinde kalan istekli, iadeli taahhütlü mektupla sözleşme imzalamaya davet edilecektir. Mektubun postaya verilmesini takip eden 7.gün kararın istekliye tebliğ tarihi sayılır. Yabancı istekliler için bu süreye 12 gün ilave edilecektir. İsteklinin, bu davetin tebliğ tarihini izleyen 10 gün içinde kesin teminatı vererek sözleşmeyi imzalaması şarttır.'' denilmekle birlikte, ''İhalenin Sözleşmeye Bağlanması'' başlıklı 50.maddesinde de; ''İdare tarafından ihale dökümanında belirlenen şartlara uygun olarak hazırlanan sözleşme, ihale yetkilisi ve yüklenici tarafından imzalanır.'' denilmiş olup, ''Anlaşmaların Çözüm Şekli'' başlıklı 59.maddesinde; ''Sözleşmenin imzalanarak yürürlüğe girmesine kadar olan süreçte doğacak ihtilaflar, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 54.ve devam eden maddelerinde yer alan inceleme talebinde bulunulmasına ilişkin kurallar saklı kalmak üzere idari yargıda dava konusu edilebilecektir. Sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek ihtilaflarda ise işin sözleşmesinde yer alan konuya ilişkin hükümler uygulanacak'' denilmiştir.

Belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun kamu hukukunu ilgilendiren yasalar olması nedeniyle, sözleşme aşamasına kadar yasaya dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan veya bu nitelikteki idarî işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleri nedeniyle açılan davaların da idarî yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

İdari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise; idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlendiği kuşkusuzdur.

               Öte yandan, idarelerce mal veya hizmet alımı için ihaleye çıkılması safhasında ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen aşamada tesis edilen işlemlerin idari nitelikte olduğu kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünün idari yargı yerlerine, ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

           Somut olayda, davacı şirket tarafından, yapılan ihalenin gereği olarak kendi ediminin yerine getirilmiş olmasına karşın, davalı idarenin edimini yerine getirmediği iddia edilerek bundan doğan alacağın tazmini talep edildiği görülmüştür.Her ne kadar, yapılan ihale sonrasında taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmasa da, uyuşmazlığın; ihale şartlarının yerine getirilip getirilmemesi veya ihale sürecindeki bir usulsüzlükten kaynaklanmadığı ve bu hususlara ilişkin bir iptal veya tazminat talebinin olmadığı, davanın esas itibariyle, tarafların karşılıklı edimlerinin yerine getirilip getirilmemiş olmasından kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Iğdır 1. Asliye Mahkemesi’nin 27.12.2011 gün ve E:2011/55, K:2011/716 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.6.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.