T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO        : 2018 / 353

            KARAR NO  : 2018 / 382

            KARAR TR   : 25.6.2018

ÖZET : Belediyenin çöp toplama hizmeti sırasında, çöp konteynerindeki çöplerin kamyonete boşaltılmasından sonra kalan kısmının yakılarak imha edilmesi nedeniyle meydana gelen yangın sonucunda davacılara ait ağaçların yandığından bahisle uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar        : 1-M.A.,

                      2-R.B.

Vekili              : Av. Av. H.B.T.

Davalı             : Bingöl Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. B.A.Ö.

                   

O L  A  Y       : Davacılar vekili dilekçesinde; 17.07.2014 tarihinde Organize Sanayi Bölgesi Ardıçdete Köyünde meydana gelen yangın nedeniyle müvekkillerine ait ağaçların yandığını; Bingöl Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nün düzenlediği yangın raporunda,  söğüt, kavak ve ceviz ağaçlarının yanarak zarar gördüğünün tespit edildiğini; olayın,  karşı tarafın tam kusurundan meydana geldiğini; Ziraat Mühendisi’nce hazırlanan rapora göre zarar gören ağaçların değerinin 6.175,00TL olarak tespit edildiğini; çöp toplama işinin yasal olarak Belediyelerin görev alanına girdiğini,  olayın belediye hizmetlerini ifa ederken, çöp toplama işi sırasında  meydana gelen haksız fiil, yani yangın nedeniyle ortaya çıktığını; bunun, tutulan tutanaklar, raporlar, Savcılık Dosyası, 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/828 E sayılı dosyası ile de sabit olduğunu; müvekkillerinin uğramış olduğu zararın davalı Belediye'den karşılanması yolundaki istemlerinin reddedildiğini; davalı Belediyenin meydana gelen olayın olduğu tarihlerde çöp toplama işiyle ilgili D. Kırt. Med. Tem. İnş. San. Ltd. Şti firması ile taahhüt yaptığını; bu nedenle de çöp toplama işinde  asli görevi olan Belediye ile D. Kırt. Med. Tem. İnş. San. Ltd. Şti’nin birlikle ve müteselsilen sorumlu olduklarını ifade ederek;  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6.175,00TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline  karar verilmesi istemiyle  1-Bingöl Belediye Başkanlığı ile 2-D. Kırt. Med. Tem. İnş. San. Ltd. Şti.ne karşı 15.3.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

BİNGÖL 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.10.2016 gün ve E:2016/83, K:2016/436 sayı ile “(…) Mahkememizin 2016/83 Esas ve 2016/436 Karar sayılı dosyasının davalı D. Kırtasiye Medikal Tekstil Temizlik Sanayi İnşaat LTD ŞTİ yönünden ayrılmasına karar verilerek yeni esasa kaydedildiği görülmüştür.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizin 2016/83 Esas ve 2016/436 Karar sayılı dosyasının davalı D. Kırtasiye Medikal Tekstil Temizlik Sanayi İnşaat LTD ŞTİ yönünden ayrılmasına karar verilerek yeni esasa kaydedildiği, mahkememizin bu esasında Davalı Bingöl Belediyesi yönünden davaya devam edildiği, davacıların davalı Bingöl Belediyesinden çöp toplama işini ihale ile alan D. Kırt.Medikal Teks. Tem. San.İnş.Tic.Ltd.Şti çalışanları Y.S. ve M.G.’nün çöp toplamaları sırasında çıkardıkları yangın nedeniyle müvekkillerine ait ağaçların zarar gördüğü ve asıl iş veren davalı Bingöl Belediyesinin iddiasıyla müvekkilinin maddi zararından sorumlu olduğunu ve zararın tazminini talep ettikleri, Davalı Bingöl Belediyesi kamu kurumu olup, çöp toplama hizmetinin kamusal bir hizmet olduğu ve bu hizmet sırasında meydana gelen zararların hizmet kusuru nedeniyle İdare mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, Yargıtay 4. H.D. 2014/13110 E, 2014/17585 K "....Davalı kurum, bir kamu kurumu olup, eylem ve işlemleri kamusal nitelik taşımaktadır. Davaya konu alacağın, davalı kurum görevlilerinin kendisine tevdii edilen görevi, kusurlu ve görev gereklerine aykırı olarak yerine getirmesi, davalı kurumun da gerekli tedbirleri almayarak bu duruma engel olmamasından kaynaklandığı savunulduğuna göre; istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez. Diğer yandan, idari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenebilir nitelikte değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası çözümlenerek yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…" ilamının aynı doğrultuda olduğu ve davalı Bingöl Belediyesine karşı yöneltilen iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı ve yargı yolunun caiz olmadığı anlaşıldığından davanın görev yönünden usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere

1-Davacının, davalı Bingöl Belediyesine karşı davasının hizmet kusuruna dayandığı ve bu talebin idari mahkemelerce değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından davasının bu talepleri ve Bingöl Belediyesi yönünden HMK 114/1-b maddesi uyarınca GÖREV YÖNÜNDEN USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez aynı istemle, yalnızca Bingöl Belediye Başkanlığına karşı, 29.12.2016 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ERZURUM 1.İDARE MAHKEMESİ: 7.5.2018 gün ve E:2017/156 sayı ile “(…) 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde, “Belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla;

a)İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012- 6360/17 md.) (...)(Ek cümleler:12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler...." hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15. maddesinde “Belediyenin yetki ve imtiyazları şunlardır: ... g)Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak. ...”; hükmü, “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde ise; “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Dava dosyasının ve Bingöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2016/83 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; davacı vekili tarafından, 17.07.2014 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde müvekkillerine ait ağaçların zarar görmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, oluştuğu iddia olunan 6.175,00 TL maddi zararın tazmini istemiyle açılan davada Bingöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.10.2016 tarih ve E:2016/83, K:2016/436 sayılı karar ile uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, anılan kararın taraflara tebliğ edildiği, kararın 21.12.2016 tarihinde kesinleştiği, bu karar üzerine bakılmakta olan davanın Mahkememizde açıldığı anlaşılmaktadır.

Tazminat istemine konu olayda çöplerin toplanması, taşınması, depolanması gibi faaliyetlerin belediyelerin yetkileri ve görevleri arasında yer aldığında kuşku bulunmamakla beraber, tazminata konu eylemin idari nitelikte bir eylem olup olmadığına bakmak gerekmektedir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Davalı Belediyeye sözleşme ile bağlı olarak çalışan şirketin elemanları tarafından gerçekleştirilen çöplerin yakılması eylemi ile ilgili davalı idarece alınmış herhangi bir karar bulunmadığı, tazmine konu eylemin temelinde idari bir işlemin yer almadığı keza yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine uygun bir idari tasarrufun da söz konusu olmadığı anlaşılmakla, söz konusu rastgele çöp imhası şeklindeki davranış biçimiyle çöplerin yakılması ve meydana gelen yangın sonucunda davacıların ağaçlarının zarar görmesi şeklindeki sonucun idari bir eylem niteliği taşımadığı, dolayısıyla söz konusu uyuşmazlığın haksız fiil hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 06.04.2015 tarih ve E:2015/200, K:2015/216 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, dava dosyasının ve Bingöl 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2016/83 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin ertelenmesine…” karar vermiş; Mahkemece 10.5.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyası 16.5.2018 tarihinde kayıtlarımıza girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 25.06.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Bingöl Belediye Başkanlığı yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu,  idari yargı dosyasının Mahkemece, adli yargı dosyasının bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Belediyenin çöp toplama hizmeti sırasında, çöp konteynerindeki çöplerin kamyonete boşaltılmasından sonra kalan kısmının yakılarak imha edilmesi nedeniyle meydana gelen yangın sonucunda davacılara ait ağaçların yandığından bahisle uğranılan 6.175,00TL maddi zararın tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde,

“Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;

a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (…) (Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.(…)”;

 “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15. maddesinde “Belediyenin yetki ve imtiyazları şunlardır(…)

g) Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak. (…)”;

“Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde de;

“Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” denilmiştir.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

 

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 17.07.2014 tarihinde, Organize Sanayi Bölgesi Ardıçdete Köyünde, Belediyenin çöp toplama hizmeti sırasında, çöp konteynerindeki çöplerin kamyonete boşaltılmasından sonra kalan kısmının yakılarak imha edilmeye çalışılması sonucunda meydana gelen yangın nedeniyle, davacılara ait ağaçların yandığı; bu kapsamda,  davacılar vekili tarafından yapılan başvuruya davalı Belediye Başkanlığınca verilen 24.2.2016 tarih, …-2426 sayılı cevap yazısında, 2014 yılı  şehir genel temizliği hizmetinin yürütülmesi işi için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca yapılan ihalenin, D. Kırt. Med. Tem. İnş. San. Ltd. Şti.nin  taahhüdünde kaldığının ifade edildiği; davacılar vekili tarafından, Belediyenin çöp toplama hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden doğan 6.175,00TL maddi zararın giderilmesi edilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

 Bu durumda, kamu hizmeti yürüten Belediyenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Erzurum 1.İdare Mahkemesince, 7.5.2018 gün ve E:2017/156 sayı ile yapılan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 1.İdare Mahkemesince, 7.5.2018 gün ve E:2017/156 sayı ile yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 25.06.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

 

Üye

Birgül

KURT