Hukuk Bölümü 2007/294 E., 2008/146 K.

"İçtihat Metni"

Davacı vekili, Bartın, Gerişkatırcı Köyü, Pafta:1, Parsel:63,65,92'de kayıtlı taşınmazlarda davacının pay sahibi olduğunu, davalı D.S.İ. tarafından yapılan ırmak ıslah çalışmaları sırasında davacıdan izin alınmaksızın taşınmazların bazı bölümlerinin kazılarak kanallar açıldığı, ağaçların söküldüğü ve taşınmazlar üzerine hafriyatlar döküldüğü, bu işlemler yapılırken tapuda herhangi bir irtifak hakkı tesis edilmediği gibi, davacıya hiç bir ödemede de bulunulmadığı, idarenin bu keyfi tasarrufu ile taşınmazların bir kısmının kullanılamaz hale geldiği, söz konusu durumun Bartın Sulh Hukuk Hakimliği'nin 2002/42 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiği, yapılan çalışmalar nedeniyle davacının pay sahibi olduğu bu taşınmazların yol ile bağlantısının kesildiği, bu şekilde tarım yapılması imkansız hale geldiğinden 2 adet köprü yapılması gerektiği, davalı idarenin taşınmazlara ilişkin ilk müdahalesini davalının evinin de bulunduğu 92 parsel nolu taşınmaz üzerinde başlattığı, öncelikle bu taşınmaz sınırında kanal açtığı ve davacının evini su bastığı ve aynı zamanda davacının evinin yol ile bağlantısının ortadan kaldırıldığı, daha sonra kanalın açılma yönüne göre önce 65 nolu parsel ardından da 63 nolu parsellerde kanallar açılarak taşınmazlara müdahale edildiği, hafriyatlar döküldüğü ve taşınmazlar üzerindeki ağaçların kökünden söküldüğü, yapılan çalışmalar sonucu her iki parselin de yol ile bağlantısının kesilerek tarım yapmanın imkansız hale getirildiği, ayrıca değer kaybı da oluşturulduğu, davacının 10.10.2002 tarihinde Bartın Sulh Hukuk Hakimliği'ne tespit talebinde bulunduğu, müdahaleyi ve zararlarını bilirkişi marifetiyle tespit ettirdiği, davalı idareye zararların tazmini için 2.4.2003 tarihli dilekçe ile yapılan başvurunun davalı Kuruma 8.4.2003 tarihinde tebliğ edildiği, 60 gün içinde olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap verilmediği, bu nedenlerle, metrekare birim fiyatı 5.000.000.-TL olan 63 nolu parseldeki 86 m2 ve 65 nolu parseldeki 65.25 m2 nin işgalinden dolayı oluşan 756.250.000.-TL zararın tazminini, yolla bağlantısı kesilen taşınmazlar için yapımı gerekli olan 2 köprü bedeli olan 2.000.000.000.-TL'nın ve gerek kökünden sökülerek yok edilen ve gerek budanarak gelişmesi engellenen ağaçların bedeli olan 2.600.000.000.-TL'nın tazminini talep etmek zorunda kaldıklarını belirterek toplam 5.356.250.000.-TL maddi zararın 9.8.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ZONGULDAK İDARE MAHKEMESİ; 4.3.2004 gün ve E:2003/1291, K:2004/241 sayı ile, davanın, davalı idarece yapılan ırmak ıslah çalışmaları sırasında izin alınmaksızın davacının hissedarı olduğu Bartın, Gerişkatırcı Köyü'nde tapunun 1 pafta, 63-65-92 parselinde kayıtlı taşınmazların bazı bölümlerinin kazılarak kanallar açıldığı, ağaçların söküldüğü ve taşınmazlar üzerine hafriyat döküldüğü ve bu suretle davacının zarara uğratıldığı ileri sürülerek toplam 5.356.250.000.-TL maddi tazminatın 9.8.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açıldığı, 2577 sayılı Yasa'nın 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari dava türlerinin, iptal davaları, tam yargı davaları ve genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak belirlendiği, anılan hüküm uyarınca, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümünün idari yargıya ait bulunduğu, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceğinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında da belirtildiği üzere yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğu, dosyanın incelenmesinden, davacının maddi olarak zararına yol açtığı belirtilen eylemlerin Bartın, Gerişkatırcı Köyü, Gökırmak Çayı ve Yan Dereleri Taşkın Koruma İnşaatı l., ll., lll. Kısım inşaatlarının yapımı sırasında gerçekleştirildiği, söz konusu çalışmaların ise herhangi bir kamulaştırma kararına dayanılmaksızın gerçekleştirildiği, bu kapsamda gerçekleştirildiği ileri sürülen eylemlerin bir ayni hakka müdahalede bulunma, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atma veya plan ve projeye aykırı iş görme niteliğini taşıdığı, bu çerçevede söz konusu eylemlerin özellikleri itibariyle yukarıda tanımlanan ve idari yargının görev alanına giren idari eylemlerden olmayıp, haksız fiil niteliğini haiz eylemler olduğunun görüldüğü, bu durumda haksız fiil niteliğindeki eylemler nedeniyle uğranıldığı belirtilen zararın tazmini istemiyle açılan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, davalı tarafın 63,65,92 nolu parsellerdeki müdahalesinin men'ini, taşınmazlara müdahale eden kanalların kal'ini, toplam 5.356.250.000.-TL maddi zararın 9.8.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BARTIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 29.3.2007 gün ve E:2004/361; K:2007/177 sayı ile, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı kurumun yaptığı kanal çalışması nedeniyle taşınmazlarına verdiği zararların tazminini talep ettiği, 63 ve 65 nolu parsellerde yapılan işlemlerin DSİ'nin Bartın İli, Merkez İlçesi, Gerişkatırcı Köyü, Gökırmak Çayı ve Yan Dereleri Taş. Kor. İnş. I-II-III kısım kanal inşaatına ait 3 nolu proje kapsamında olduğu, bu nedenle gerçekleştiği ileri sürülen eylemin plan ve projeye uygun nitelik taşıdığı, bu çerçevede söz konusu eylemin idari yargının görev alanına giren idari eylemlerden olduğu anlaşılmakla, haksız fiil niteliğindeki eylemler nedeniyle uğranıldığı belirtilen zararın tazmini istemiyle açılan davanın mahiyeti gereği idari yargının görev alanına girdiği anlaşıldığından, Mahkemelerinin görevsizliğine, söz konusu İdare Mahkemesinin bu hususta görevsizlik kararı verdiği ve dosyanın Mahkemelerine geldiği, Mahkemeleri de aynı hususta görevsizlik kararı vermekle olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın görevli mahkemenin tayini için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY'ın katılımlarıyla yapılan 2.6.2008 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde yer alan, "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir" hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

2- 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesindeki "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re'sen Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

Bu haliyle, her ne kadar Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan başvuru 2247 sayılı Yasa'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davacı vekilince, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu gözetilerek, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde tazminat istemi yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğunun kabulü suretiyle görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının pay sahibi olduğu taşınmazlarda davalı D.S.İ. tarafından yapılan ırmak ıslah çalışmaları sırasında davacıdan izin alınmaksızın taşınmazların bazı bölümlerinin kazılarak kanallar açıldığı, ağaçların söküldüğü ve taşınmazlar üzerine hafriyatlar döküldüğü ileri sürülerek toplam 5.356.250.000.-TL maddi zararın 9.8.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Bartın, Gerişkatırcı Köyü, Pafta:1, Parsel:63,65,92'de kayıtlı taşınmazlarda pay sahibi olan davacı vekili, davalı D.S.İ. tarafından yapılan ırmak ıslah çalışmaları sırasında davacıdan izin alınmaksızın taşınmazların bazı bölümlerinin kazılarak kanallar açıldığı, ağaçların söküldüğü ve taşınmazlar üzerine hafriyatlar döküldüğü, bu işlemler yapılırken tapuda herhangi bir irtifak hakkı tesis edilmediği gibi, davacıya hiç bir ödemede de bulunulmadığı, idarenin bu keyfi tasarrufu ile taşınmazların bir kısmının kullanılamaz hale geldiği, söz konusu durumun Bartın Sulh Hukuk Hakimliği'nin 2002/42 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiği, yapılan çalışmalar nedeniyle davacının pay sahibi olduğu bu taşınmazların yol ile bağlantısının kesildiği, bu şekilde tarım yapılması imkansız hale geldiğinden 2 adet köprü yapılması gerektiği, bu nedenlerle, metrekare birim fiyatı 5.000.000.-TL olan 63 nolu parseldeki 86 m2 ve 65 nolu parseldeki 65.25 m2 nin işgalinden dolayı oluşan 756.250.000.-TL zararın tazminini, yolla bağlantısı kesilen taşınmazlar için yapımı gerekli olan 2 köprü bedeli olan 2.000.000.000.-TL'nın ve gerek kökünden sökülerek yok edilen ve gerek budanarak gelişmesi engellenen ağaçların bedeli olan 2.600.000.000.-TL'nın tazminini talep etmek zorunda kaldıklarını belirterek toplam 5.356.250.000.-TL maddi zararın 9.8.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde, "İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bendde anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur" denilmektedir.

Asliye Hukuk Mahkemesince istenilmesi üzerine davalı idarece, Bartın İli, Merkez İlçesi, Gerişkatırcı Köyü Gökırmak Çayı ve Yan Dereleri Taş.Kor.İnş.I-II-III. Kısım kanal inşaatına ait 3 nolu proje (pafta) (63 ve 65 nolu parselleri kapsayan) dosyaya ibraz edilmiştir.

Dosyada bulunan "TUTANAK" başlığını taşıyan belgede, "Bartın Gerişkatırcı Köyü Gökırmak Çayı ve Yan Dereleri Taş.Kor.İnş. ve Bartın Gerişkatırcı Köyü Gökırmak Çayı ve Yan Dereleri Taş.Kor.İnş. I-II-III. Kısım inşaatlarının yapımı sırasında kanal güzergahının aşağıda isimleri bulunan şahıslarımıza ait arazilerden geçmesi halinde kanalın beton duvarının yapılması için kullanılması gereken arazimizle ilgili hiçbir hak talebinde bulunmayacağımıza dair işbu tutanak bu durumu tespit amacı ile 3 nüsha olarak düzenlenmiştir" denildikten sonra 63-65 parsellerin sahibi olarak davacı "Parselimden beton kanalın yapımı için gereken arazinin kullanılması durumunda hiçbir hak talep etmeyeceğim" yazılı kısmın hemen altını imzalamış görünmektedir.

Davacının tazminat istemi, kanal yapımı nedeniyle 63 ve 65 nolu parsellerin bir kısmının işgalinden dolayı oluşan zararın, yolla bağlantısı kesilen taşınmazlar için yapımı gerekli olan 2 köprü bedelinin ve gerek kökünden sökülerek yok edilen ve gerek budanarak gelişmesi engellenen ağaçların bedelinin tazminine ilişkindir.

Davalı idarece, proje kapsamında, davacının 63 ve 65 nolu parsellerinden geçen kanal yapılmış ise de; davacı vekili tarafından, davalı D.S.İ. tarafından yapılan ırmak ıslah çalışmaları sırasında davacıdan izin alınmaksızın taşınmazların bazı bölümlerinin kazılarak kanallar açıldığı, ağaçların söküldüğü ve taşınmazlar üzerine hafriyatlar döküldüğü, bu işlemler yapılırken tapuda herhangi bir irtifak hakkı tesis edilmediği gibi, davacıya hiç bir ödemede de bulunulmadığı ileri sürülmektedir.

Bu durumda, idarenin davacıya ait taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29.3.2007 gün ve E:2004/361; K:2007/177 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.