Hukuk Bölümü         2012/51 E.  ,  2012/144 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : V.T.

Vekilleri           : Av. Y.D., Av.M.Y.

Davalı            : Milli Savunma Bakanlığı 

O  L  A  Y       : Davacı vekili, müvekkilinin 20.07.1994 tarihinde Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığı'nda Genel İdari Hizmetler Sınıfında sivil memur olarak göreve başladığını, bu görevinden 14.10.2010 tarihinde istifa ettiğini;  06.07.2011 tarihli dilekçe ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na yeniden atamasının yapılması istemiyle başvurduğunu, ancak Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 18.07.2011 tarihli, Per:1230-85074-11/Per.D.Svl.Me.Ş nolu yazı ile müvekkilinin talebini reddettiğini, gerekçe olarak da "Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan herhangi bir nedenle ayrılan personelin yeniden göreve alınmasına ilişkin bir uygulama bulunmamaktadır" denildiğini; gerekçenin devamında da,  "Ayrıca sivil memur alım müsaadesi yeterli miktarda verilmediğinden alım yapılacak kadrolar asıl ihtiyaç duyulan branş ve yerler için değerlendirilmekte olup, iş talebinizin uygun görülmediği tarafınıza bildirilmiştir." hususuna yer verildiğini; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 92. Maddesinde, kendi istekleri ile memurluktan çekilenlerin tekrar memurluğa dönme isteğinde bulunması halinde, kadro durumu ve atanacağı sınıfın niteliklerini taşımak kaydıyla atama işlemlerinin yerine getirilebileceği belirtildiği halde, bu hususlar incelenmeden müvekkilinin başvurusunun reddedildiğini;  idarenin bu noktada takdir yetkisinin bulunduğunu, ancak bu takdir yetkisinin mutlak olmadığını, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğunu ifade ederek; Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 18.07.2011 tarihli ve Per: 1230-85074­11/Per. D. Svl. Me. Ş nolu işleminin iptali istemiyle, 16.08.2011 tarihinde genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 18.08.2011 gün ve E:2011/1319, K: 2011/1114 sayı ile, 2576 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin 1. fıkrasında; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ile Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davaları ile tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinin birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve kanunlarla verilen diğer işleri çözümleyeceğinin hükme bağlandığı;   öte yandan, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapacağı, ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağının kurala bağlanmış olduğu, maddenin ikinci fıkrasında, Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksadın; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar olduklarının belirtildiği;  dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığı'nda sivil memur olarak görev yapan davacının, 14.10.2010 tarihinde görevinden istifa ettiği, daha sonra 06.07.2011 tarihli dilekçe ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na başvuruda bulunduğu ve tekrar atamasının yapılarak görevine iadesini talep ettiği, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nca bu talebin reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı; 1602 sayılı Yasa'nın yukarıda yer alan hükmü uyarınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, asker kişileri ilgilendiren uyuşmazlıkların görüm ve çözümü ile görevli olduğu, hizmetten ayrılmış olsalar bile sivil memurlar "asker kişiler" arasında sayıldığından, davacının Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda tekrar göreve başlama talebinin reddine yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davada, Askeri Yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle;  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca Davanın Görev Yönünden Reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

            Davacı vekili bu kez, aynı istekle, askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 12.10.2011 gün ve E:2011/1267, K:2011/1246 sayı ile, Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri, Üyelerinin seçimi ve özlük haklan, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157'nci maddesinde "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" hükmünün bulunduğu; Askeri Yükse İdare Mahkemesinin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 2508 sayılı Kanunla değişik 20'nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır" hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21'inci maddesinde de, 20'nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemi ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenip karara bağlanacağı hükmünün yer aldığı; Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için; 1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, 2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olmasının gerekmekte olduğu;  açıklanan mevzuat çerçevesinde davacının durumu incelendiğinde, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20'nci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan sivil memurların asker kişi sayılacağı belirtilmekte ise de, Hava Kuvvetleri Komutanlığından istifa etmek suretiyle ayrılan davacının isteği, asker kişi statüsünde bulunduğu dönemle ilgili olmayıp sivil kişi olarak yeniden statüye girmek olduğundan olayda Kanunda öngörülen asker kişi olma kimliğinin bulunmadığı, Kanunda sayılan asker kişilerin, görevde oldukları sırada ve görevleri sebebiyle askeri hizmete ilişkin bir idari işlem ve eylemden dolayı, görevden ayrıldıktan sonra idari işlem ve eylemi dava konusu yapmaları halinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğu, idari işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için idari işlemin konusuna bakılmasının gerektiği, idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bir başka ifadeyle, idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilmişse askeri hizmete ilişkin niteliğini haiz olduğu, davacının asker kişi sıfatının bulunmadığı, idari işlemin askeri hizmete ilişkin bulunmadığı, bu nedenle 1602 sayılı AYİM Kanununun 20'nci maddesinde göre idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirme" ve "askeri hizmete ilişkin olma" şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin ve Uyuşmazlık Mahkemesini benzer olaylara ilişkin verdikleri bir çok kararda belirtildiği üzere davanın görev ve çözüm yerinin mahkemeleri olmayıp Genel İdari Yargı Yeri olduğu sonucuna varıldığı(AYİM 2.Dairesinin 09.02.2011/220-181, 16.02.2011/259-260, 08.12.2010/1307-1401, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 02.10.1995/46-48, 09.07.2001/30-58 Esas ve Karar sayılı kararları)  gerekçesiyle; davanın görev yönünden Reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 2.7.2012 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, genel ve askeri idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, askeri idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, genel idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Hakan Ali TURGUT’un davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığı'nda sivil memur olarak görev yaparken 14.10.2010 tarihinde görevinden istifa eden davacının, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda yeniden memuriyete atanmak için yapmış olduğu başvurunun reddine yönelik 18.07.2011 tarih ve 1230-85074 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş;

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Sivil memur olarak görev yaparken hizmetten ayrılmış bulunan  Davacının, 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu açıktır.

Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

  Mevzuat hükümleri ile somut olay ile birlikte irdelendiğinde,  Türk Silahlı Kuvvetlerinde sivil memur olarak görev yapmakta iken, görevinden istifa eden davacının, yeniden memuriyete atanmak için yapmış olduğu başvurunun,  “Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan herhangi bir nedenle ayrılan personelin yeniden göreve alınmasına ilişkin bir uygulama bulunmadığı, ayrıca sivil memur alım müsaadesi yeterli miktarda verilmediğinden alım yapılacak kadrolar asıl ihtiyaç duyulan branş ve yerler için değerlendirilmekte olduğundan iş talebinin uygun görülmediği” gerekçesiyle reddedildiği; davalı idarece işlem tesis edilirken ve devamında açılan davanın yargısal denetimi sırasında, askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmeyeceği gözetildiğinde dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Bu nedenle Konya 1.İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kal­dırıl­ması gerekmiştir. 

S O N U Ç           : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 1. İdare Mahkemesi’nin 18.08.2011 gün ve E:2011/1319, K: 2011/1114  sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.7.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.