T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016/375

            KARAR NO : 2016/451

            KARAR TR   : 24.10.2016

ÖZET: Oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının, adli yargı düzeninde yer alan mahkemeler arasında doğması nedeniyle; BAŞVURUNUN 2247 sayılı Yasa’nın 1., 14. ve 27. maddeleri uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : R.tıp Med.Ürün. Ve Özel Sağ.Hiz.San.ve Tic. A.Ş

Vekili              : Av. M.T.K.

Davalı             : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili              : Av. Ç.Y.

 

O  L  A  Y      : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 103/3. maddesi uyarınca, Davalı Kurum alacağının tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi nedeniyle davalı kurum başmüfettişi tarafından yapılan talep doğrultusunda, 12165066 MEDULA tesis kodlu davacı şirketin davalı kurumdaki alacaklarının %80 ine bloke konulduğunu ileri sürerek, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının müvekkili alacaklarına uyguladığı blokenin tedbiren kaldırılması istemiyle Adli yargı yerinde, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.

BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:  3.3.2016 gün ve E:2016/9, D.İş:2016/11 sayı ile, davada İhtiyati tedbirde görev hususunu düzenleyen HMK'nın 390. Maddesine göre dava açılmadan önce ihtiyati tedbir talep edildiğinde esas hakkında görevli mahkemenin ihtiyati tedbir talebinde de görevli olduğu dolayısıyla davada mahkemelerinin görevli olmadığından, İhtiyati tedbir talebinin görevsiz mahkemede açılmış olması nedeni ile usulden reddine, görevli mahkemenin İş Mahkemelerinin olduğuna karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Dava dosyası İş Mahkemesine tevzi edilmiştir.

BURSA 1. İŞ MAHKEMESİ: 18.4.2016 gün ve E:2016/1, D.İş :2016/1 sayı ile, ihtiyati tedbir talepli dava 5510 sayılı Yasa’nın 103/3. maddesinden kaynaklanan nitelikte olduğundan gönderildiği; tedbir isteyen R.tıp Med.Ürün. Ve Özel Sağ.Hiz.San.ve Tic. A.Ş’'nin Sosyal Güvenlik Kurumu ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağın kurumca %80'ine bloke konulması talebinden kaynaklanmakta olup, bu konuda Mahkemelerinin değil, Genel Mahkemeler görev ve yetkili olduğundan talebinin reddine ve Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğine; Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi 'ne gönderilmesine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu önesürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.10.2016 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

            2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almıştır.

2247 sayılı Yasanın 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi ve 14.madde kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Olayda, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince; yine aynı yargı düzenindeki İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı üzerine; dosyanın gönderildiği Bursa 1. İş Mahkemesince, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen ve kesinleşen görevsizlik kararının görev uyuşmazlığına konu edildiği; dolayısıyla oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının adli yargı düzeninde yer alan mahkemeler arasında doğduğu anlaşılmaktadır.

Bu tür uyuşmazlıkların çözümü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 22. ve 23. maddeleri uyarınca konusuna göre Bölge Adliye Mahkemeleri veya Yargıtay’ın görevleri arasında bulunduğundan, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 1.,14. ve 27. maddeleri uyarınca reddi  reddi  gerekmiştir.

S O N U Ç  : 2247 sayılı Yasa’nın 1., 14. ve 27. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN REDDİNE, 24.10.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN