T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 551

            KARAR NO : 2015 / 557

            KARAR TR   : 06.07.2015

 

ÖZET: 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar        : Adli Yargıda

  1-R.K.          7-M.Y.

                                     2-Z.K.           8-H.Ö.

                                     3-D.Ş.           9-E.D. kendi adına asaleten

                                     4-H.K.          10-Çocuğu F.D.

                                     5-A.K.          11-L.D.

                                     6-S.Y.           12-A.O.

Vekilleri          :  Av. İ.G.

                        İdari Yargıda

 1-R.K.       

                        2-Z.K.     

                        3-D.Ş.

                        4-H.K.

                        5-A.K.

Vekilleri          : Av. İ.G.

Davalılar         : Adli Yargıda

                        1-Karayolları Genel Müdürlüğü

                        2- Güneş Sigorta

                        3- C.A.

                        4- E.K.

                          İdari Yargıda

                          Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              :  Av. M.F.    (Adli Yargıda)

 

O L A Y   : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; olay tarihinde alkollü olan E.K.’in sevk ve idaresindeki 06 GA 653 plakalı minibüs ile Çubuk-Ankara yolu üzerinde seyahat halindeyken Adalı Petrol isimli istasyonun karşısına geldiğinde bölünmüş yolun orta refüjüne ait bordur taşına çarparak orta refüjden karşı yola geçerek müteveffa H.Y.’nın kullandığı otomobilin üzerine düştüğünü, bu çarpışma sonucunda H.Y. ile aynı araçta bulunan R.Y., Ü. D. ve A.K.’nın vefat ettiğini, aşırı alkollü olan sürücü E.hakkında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığını ve mahkum edildiğini, ölenlerin desteğinden yoksun kalan davalılar sürücü E. araç maliki C.A. ve aracı sigortalayan Güneş Sigorta aleyhine tazminat davası açıldığını ve davanın 2009/179 esasında derdest olarak devam ederken Adli Tıp raporunda tam kusurlu olduğu belirtilen Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine de ayrı bir dava açtıklarını, bu davanın Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/538 esasına kaydedildiğini, her iki dosyanın birleştirilerek 2009/179 esasında devam ettiği sırada davacılar tarafından açılmış davanın müracaata bırakıldığı ve 3 ay içinde yenilenmediğinden işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, davacıların talebi üzerine bu davanın yeniden açılmasının zorunlu hale geldiğini, manevi tazminat miktarının tayininde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü Emrah Korkmazer' in aşırı derecede alkollü olduğunun ve olayda ikinci derecede kusurlu olduğunun dikkate alınması gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğünün ise birinci derecede kusurlu olduğunu, müteveffaların bulunduğu aracın sürücüsünün olayda kusurunun olmaması üzerine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ölen A.K. yönünden; baba R.K. için 20.000 TL manevi, 12.500 TL maddi tazminat, anne Z.K. için 20.000 TL manevi, 12.000 TL maddi tazminat, kardeşi D.Ş. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, kardeşi Hüseyin Kara için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, kardeşi A.K. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, ölen R.Y. yönünden; anne S.Y. için 20.000 TL manevi, 16.000 TL maddi tazminat, kardeşi M.Y. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, kardeşi H.Ö. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, ölen Ü.D. yönünden; baba E.D. için 20.000 TL manevi, 14.000 TL maddi tazminat, anne L.D. için 20.000 TL manevi, 16.000 TL maddi tazminat, kardeşi F.D. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminat, kardeşi A.O. için 10.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davacı vekili 28.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılar R.K için 64.858,60 TL, Z.K. için 59.642,59 TL, S.Y. için 128.637,33 TL, H.Ö. için 5.772,45 TL, E.D. için 72.430,07 TL ve L. D. için 90.880,74 TL maddi tazminatı ödenmesi için davasını ıslah etmiştir.

Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi 27/11/2013 tarihli oturumda davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davayı tefrik etmiş ve Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/743 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen dosya aynı mahkemenin 2010/583 esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.

ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 05.03.2014 gün ve E:2013/583 K:2014/78 sayılı kararında özetle; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bakımından tefrik edilen davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği şeklindeki gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen bu karar temyiz edilmeksizin kesinlemiştir.

Davacılardan R.K., Z.K., A.K., D.Ş. ve H. K. vekili bu defa aynı istemle Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine idari yargıda dava açmıştır.

ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ: 20.05.2015 gün ve E:2014/1812 sayılı gönderme kararında özetle; dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 06.07.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19. Maddesinde öngörülen biçimde davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, trafik kazası nedeniyle murislerini kaybeden davacıların açtığı maddi ve manevi tazminat davasına ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

          a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

          b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

          c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

          d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

          e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

          f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

          g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

          h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

          j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyalarında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 11.03.2009 tarihinde Çubuk-Ankara karayolu üzerinde meydana gelen davacıların murisi Ahmet Kara’nın ölümüyle sonuçlanan trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında verilen 05.03.2014 gün ve E:2013/583 K:2014/78 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ İLE, Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında verilen 05.03.2014 gün ve E:2013/583 K:2014/78 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.07.2015  gününde üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT