T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/59

KARAR NO  : 2024/250      

KARAR TR  : 03/06/2024

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen, davada tarafların aynı olması koşulunu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı               : Z.M

Vekili                 : Av. A.Y

Adli Yargıda

Davalı               : K.T

Vekili                : Av. A.A

İdari Yargıda

Davalı               :Tarım ve Orman Bakanlığı

Vekili                : N.T.C (Hukuk Müşaviri)

 

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin Tarım ve Orman Bakanlığında diş hekimi olarak memur statüsünde çalışan davalıya 2019 yılının ortaları ve sonlarına doğru Tarım ve Orman Bakanlığı merkez binasındaherhangi bir kayıt oluşturulmadan dişlerine implant tedavisi uygulattığını ve davalıya elden 8.000 TL ödeme yaptığını, yapılan işlem nedeniyle müvekkilinin damak kemiklerinde kırıklar meydana geldiğini, davalının bu kemiklerin tedavisi konusunda müvekkilini sürekli oyaladığını, kemiklerin iyileşeceği konusunda ümit verdiğini ancak, kemiklerde hiçbir iyileşme olmadığını, damak yapısında bu kırıklar sebebiyle meydana gelen erime nedeniyle implant tedavisinin imkansız hale geldiğini, müvekkilinin bir üniversite hastanesine gittiğinde ilgili doktorun kendisine tedavinin ancak vücudun başka bölgelerinden alınacak kemiklerin damağa eklenmesi suretiyle mümkün olacağını, bu ameliyatın zor bir ameliyat olduğunu, masrafının ise o tarihlerde 70.000 TL'yi bulabileceğini belirttiğini, müvekkilinin davalı hakkında şikayetçi olduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/157681 numaralı soruşturma dosyasında memur statüsünde çalışan davalı hakkında Tarım ve Orman Bakanlığının soruşturma izni vermemesi sonucu sürecin takipsiz kaldığını, davalının müvekkiline olayın üzerini örtmesi için 50.000 TL para teklif ettiğini, müvekkilinin bu teklifi kabul etmediğini, davalının müvekkilinden implant tedavisi için aldığı 8.000 TL'yi de iade etmediğini, müvekkilinin dişlerinde meydana gelen bu sonuç sebebiyle bir işe girip çalışamadığını, dişsiz olarak dolaşan müvekkilin acı ve ızdırap çektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.000 TL maddi, 70.000 TL manevi tazminatın tahsili istemiyle davalı Kerem TAMER'e karşı adli yargı yerindedava açmıştır.

 

 

 

 

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Ankara 37. Asliye Hukuk Mahkemesi 23/11/2022 tarih ve E.2021/551, K.2022/503 sayılı kararı ile, davanın, davaya bakmaya idari yargı görevli olduğundan, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 11/05/2023 tarihli ve E.2023/482, K.2023/622 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dava; hizmet ilişkisinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

Tarafların yasal süre içerisinde bildirdikleri deliller toplanmıştır.

T.C. Anayasasının 125. Maddesinde " İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." denmekte olup, 2577 sayılı İYUK'un 2. Maddesinde ise; " İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları..." şeklinde idari başvuru yolları açıklanmaktadır. Buna göre idarenin eylemlerinden kaynaklanan davalarda görevli yargı merci idari yargıdır.

Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde; her ne kadar davacı tarafından diş tedavisi hizmet ilişkisine dayanarak adli yargı yerinde maddi manevi tazminat davası açmışsa da, 6100 sayılı HMK 33. Maddesi gereğince; bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davaya konu davacının diş tedavisi hizmetinin devlet memuru olan diş hekimi davalı tarafından, kamu kurumunda görevi esnasında yapıldığının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, davaya konu hizmetin idarenin kamu binasında idarenin kamu görevlisi eliyle yürütülmesi nedeniyle somut olayın idari eylemden kaynaklandığı, idarenin hizmet kusurunun araştırılması gerektiği, eldeki davanın idari yargı yerinde idare aleyhine tam yargı davası olarak açılması gerektiği, bu durumun dava şartı olması nedeniyle kamu düzeninden olduğu ve re'sen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulden reddine..."

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle Tarım ve Orman Bakanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4.  Ankara 18. İdare Mahkemesi 20/12/2023 tarih ve E.2023/1381 sayılı kararı ile, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna vararak, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Bakılan uyuşmazlıkta, dava dışı diş hekimi Kerem TAMER her ne kadar kurum tabibi olarak görev yapmakta ise de, kurum personeli olmayan davacıya uyguladığı diş tedavisinin görev tanımı içerisinde yer almadığı, bu doğrultuda Kerem TAMER'in dava dilekçesinde isnad edilen hususları görevini yerine getirirken veya görevle ilgili yetkilerini kullanırken gerçekleştirmediği, meydana gelen zararın yürütülen kamu hizmeti kapsamında değil tamamen Kerem TAMER'in kendi özel tutum ve davranışlarından kaynaklandığı, bununla birlikte davacıya uygulanan diş implantı tedavisine ilişkin herhangi bir kayıt da oluşturulmadığı dikkate alındığında, dava konusu olayda idareye atfedilecekbir hizmet kusuru değil kişisel kusurun bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin değil, özel hukuk hükümleri kapsamında adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

5. Anayasa'nın "Uyuşmazlık Mahkemesi" başlıklı 158. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir..."

 

6. 12/06/1979 tarihli ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

“ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”

 

7. 2247 sayılı Kanun'un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarıncaileri sürülebilir.”

 

8. 2247 sayılı Kanun'un "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

"Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

 

9. 2247 sayılı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/06/2024 tarihli toplantısında; Raportör-Savcı Dr. Berrak YILMAZ'ın 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Mevzuat kısmında belirtilen düzenlemelere göre, davanın taraflarınca 14. madde veya yargı yerlerince 19. madde kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesi için, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada yargı yolu bakımından verilmiş görevsizlik kararları bulunmasıgerekmektedir.

 

12. Dava dosyalarının incelenmesinden; davacı vekili tarafından Tarım ve Orman Bakanlığında diş hekimi olarak memur statüsünde çalışan davalı Kerem Tamer'e karşı, Bakanlığa ait binada kayıt oluşturulmadan müvekkiline 8.000 TL karşılığında yaptığı implant tedavisinin başarısız olması nedeniyle müvekkilin çektiği acı ve ızdırabın tazmini amacıyla adli yargı yerinde açtığı davanın, davaya bakmaya idari yargının görevli olduğundan bahisle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı vekili tarafından bu kez idari yargı yerinde Tarım ve Orman Bakanlığına karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.

 

13. Görüldüğü üzere, adli yargı yerinde açılan davanın davalısı gerçek kişi olmasına karşılık; idari yargı yerinde Tarım ve Orman Bakanlığına karşı dava açıldığı, dolayısıyla davalarda davalıların aynı olmadığı dikkate alındığında; adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmenin de mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda olayda, 2247 sayılı Kanun'un 14. ve dolayısıyla 19. maddelerinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

 

14. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Ankara 18. İdare Mahkemesinin 20/12/2023 tarih ve E.2023/1381 sayılı başvurusunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Ankara 18. İdare Mahkemesinin 20/12/2023 tarih ve E.2023/1381 sayılı BAŞVURUSUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

  03/06/2024 tarihinde OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

          Başkan Vekili                     Üye                                Üye                                  Üye

              Kenan                          Nilgün                           Doğan                                  Eyüp

            YAŞAR                          TAŞ                           AĞIRMAN                       SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                        ÇALIŞKAN