T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2017/160

          KARAR NO : 2017/193

          KARAR TR  : 13.3.2017

ÖZET: Milli Eğitim Müdürlüğü’nde usta öğretici olarak görev yapan davacının, haksız olarak görevine son verildiğini ileri sürerek talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : S.E.

Vekili              :Av. Ü.Ö.           

Davalılar         : 1-Yalova Esvet Sabri Aytaşman  Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürlüğü

  2-Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü

            Vekili              : Av. Y.Z.  

 

 

            O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı idarede 2002 Eylül ayından 09.10.2012 tarihine kadar meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız yere feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, 15.600,00-TL kıdem ve 100,00-TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 15.700,00-TL tazminatın 09.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

            YALOVA İŞ MAHKEMESİ: 15.10.2014 gün ve E: 2014/160, K: 2014/287 sayı ile, davacının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı meslek lisesinde ek ders ücreti karşılığı meslek dersleri öğretmeni olarak görev yaptığı, 657 sayılı devlet memurları yasası 399 sayılı KİT personel rejiminin düzenlenmesi ve 233 sayılı kanun hükmünde kararnamenin bazı maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına dair kanunun hükmünde kararnamenin 3. Maddesi ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin içtihatları da nazara alındığında davacının özel bir meslek bilgisi ve uzmanlığı sebebiyle kamuya ait meslek lisesinde meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştığı, davacının bu çalışma şekline göre idare ile arasında çıkacak uyuşmazlıklarda uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği, davacının statü hukukuna tabi olduğu, bu sebeple davaya bakmaya mahkemelerinin görevli olmadığı;  davacının statü hukukuna tabi olup, davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği, bu itibarla davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi: 5.3.2015 gün ve E: 2015/2191, K:2015/9320 sayı ile, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 1. İdare Mahkemesi: 25.6.2015 gün ve E:2015/593, K:2015/821 sayı ile, davacının Yalova İş Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine 30 gün içerisinde dava açması gerekirken, bu süre geçtikten çok sonra açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 Sayılı Yasanın 15. Maddesinin l/b bendi uyarınca süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiş bu karara davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Bursa Bölge İdare Mahkemesi (Birinci Kurul): 22.10.2015 gün ve E: 2015/2399, K: 2015/2692 sayı ile, davada işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın süreaşımı yönünden reddine ilişkin bidayet mahkemesi kararının bozulması ve dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği; öte yandan; derece mahkemesince, işin esasına girilmeden önce "davanın idari yargının görev alanı içerisinde bulunup bulunmadığı" noktasında bir değerlendirme yapılması gerekliliğinin de ayrıca vurgulanması gereken bir husus olduğu nedeniyle; itirazın kabulü ile kararın bozulmasına karar vermiştir.

            BURSA 1. İDARE MAHKEMESİ: 10.1.2017 gün ve E: 2015/1398 sayı ile,  davacının 4857 ve 5510 sayılı kanunlar uyarınca mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idare ile arasında hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen ihbar ve kıdem tazminatının İş Kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında davanın görüm çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varıldığı; nitekim benzer bir uyuşmazlıkta Uyuşmazlık Mahkemesi'nce verilen karar ile uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olduğu; bu nedenlerle; davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 13.3.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının davalı idarede 2002 yılı Eylül ayından 09.10.2012 tarihine kadar fiilen çalıştığı günler karşılığı kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediği nedeniyle ödenmeyen tazminatlarının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının 2002-2012 yılları arasında Esvet Sabri Aytaşman Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürlüğünde usta öğretici olarak çalıştığı; davanın, davacının fiilen çalışmış olduğu günler için kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

 Davacının, mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Bursa 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Yalova İş Mahkemesince verilen 15.10.2014 gün ve E: 2014/160, K: 2014/287 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Yalova İş Mahkemesince verilen 15.10.2014 gün ve E: 2014/160, K: 2014/287 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.3.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN