T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/412

KARAR NO  : 2023/301      

KARAR TR  : 17/04/2023

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen

İdari Yargıda Davalı,

Adli Yargıda Asli Müdahil : Hazine ve Maliye Bakanlığı

Vekili: Av. F. H

Karşı Taraf

Adli Yargıda Davacı           : C. M      

Vekili : Av. A. Ö

İdari Yargıda Davacı         : K. Ç

Vekili                                   : Av. M. G

 

I. İDARİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

1.Davacı K. Ç vekili, Suriye eski mebuslarından M. E hakkında özel olarak çıkartılan 05/09/1959 tarih ve 4/12167 sayılı Gizli Kararnamenin, 1966 yılında yürürlüğe giren Suriye uyrukluların taşınır, taşınmaz mallarına el konulmasına ilişkin genel kararname ile zımnen yürürlükten kaldırıldığından bahisle, M. E’ın Türkiye’de bulunan taşınır ve taşınmaz mallarına, her türlü hak ve menfaatlerine el konulmasına ilişkin 03/12/2007 tarih ve 1097 sayılı Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

2. Ankara 6. İdare Mahkemesi 29/09/2009 tarih ve E.2008/495, K.2009/1348 sayılı kararı ile, "01/10/1966 tarihli ve 6/7104 sayılı Kararnameyle, Mikhail Elian ve kardeşi Katrin Elian’ın, Hatay Vilayetinin Merkez Kazası ile Akilli Köyünde ve İskenderun Kazası merkezinde münferiden veya müştereken maliki bulundukları gayrimenkullerinde tasarrufta bulunmaya yönelik istisnai hak tanıyan 5/9/1959 tarih ve 4/12167 sayılı özel bir Kararnamenin yürürlükten kalkmış olması nedeniyle davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak" davanın reddine karar vermiş, Danıştay Onuncu Dairesinin 13/04/2012 tarih ve E.2010/3078, K.2012/1461 sayılı kararı ile temyize konu kararın bozulmasına karar verilmiş, Ankara 6. İdare Mahkemesi 22/10/2014 tarih ve E.2014/1196, K.2014/1199 sayılı kararı ile önceki kararında ısrar etmiş ve davanın reddine karar vermiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/12/2016 tarih ve E.2015/1602, K.2016/3453 sayılı kararı ile ısrar kararının bozulmasına kesin olarak karar verilmiştir.

 

3. Ankara 6. İdare Mahkemesi 11/06/2018 tarih ve E.2018/822, K.2018/1594 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

   "Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için, 1966 yılında çıkarılan Kararnamenin kendisinden önce çıkarılan kararnameleri yürürlükten kaldırıp kaldırmadığının ortaya konulması gerekmektedir. 01/10/1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, 1062 sayılı Yasa'nın verdiği yetkiye istinaden, Suriye uyruklu bütün şahısların (zati ve ev eşyası hariç) her türlü mal, hak ve menfaatlerine el konulmuş; Kararname kapsamı dışında tutulan kişi ve haller, 25/09/1967 tarihli Kararnamenin 3. maddesinde sayılmıştır. 1967 tarihli Kararnamenin 4. maddesinde ise, daha önce 1939, 1942 ve 1957 tarihli kararnamelerle konulan takyidatların devam ettiği kurala bağlanmakla, bu kararnamenin kendisinden önceki kararnameleri yürürlükten kaldırmadığı,onlarla getirilen kısıtlamaları daha da ağırlaştırarak devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, 1966 yılında çıkarılan Kararname, 1939, 1942 ve 1957 yılında çıkarılan Kararnamelerin kapsamına giren kişileri ilgilendirmekte ve onların durumlarını düzenlemektedir. Davacı murisinin ise,05/09/1959tarihinde kabul edilen özel ve gizli bir Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle, ülkemiz hesabına yaptığı hizmetler nedeniyle Suriye uyrukluların Türkiye'deki taşınmazlarıyla ilgili takyidatların yer aldığı 1939, 1942 ve 1957 yılında çıkarılan Kararnamelerden kız kardeşiyle birlikte muaf tutulduğu, yani bu üç kararnamenin kapsamından çıkarıldığı, bunun bir sonucu olarak; 1966 yılında çıkarılan Kararnamenin de kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zira, 1966 yılında çıkarılan Kararnamenin kapsamına girebilmek için öncelikle 1939, 1942 ve 1957 yılında çıkarılan Kararnamelerin kapsamında bulunmak gerekmektedir. Bu durumda, 1966 yılında çıkarılan genel kararnamenin, mirasbırakan Mikhail Elian hakkındaki 05/09/1959 tarihli özel kararnameyi zımnen yürürlükten kaldırdığından bahsetmeye hukuken olanak bulunmamaktadır.

Öte yandan, 1966 yılında çıkarılan Kararnameden yaklaşık 40 yıl sonra, temel hak niteliğindeki mülkiyet hakkının sonlandırılmasının, Hukuk Devletinin ayrılmaz bir parçası olan hukuk güvenliği ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Bu durumda, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır."

 

4. Danıştay Onuncu Dairesi 14/01/2019 tarih ve E.2018/4431, K.2019/247 sayılı kararı ile temyiz konusu kararın onanmasına karar vermiş, karar düzeltme yoluna gidilmesi sonucu da aynı Dairenin 17/02/2020 tarih ve E.2019/9853, K.2020/556 sayılı kararı ile reddedilmiş ve idari yargı yerinde verilen iptal kararı kesinleşmiştir.

 

II. ADLİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

5. Davacı Corc Marin vekili, Hatay ili, Antakya ilçesi, Günyazı köyünde bulunan ve tapunun 171 parseline kayıtlı taşınmazın M. E adına yapılan tespitinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

     

B. Yargılama Aşamaları

 

6. Hatay Kadastro Mahkemesi 23/12/2008 tarih ve E.1987/168, K.2008/26 sayılı kararı ile, davacı ve asli müdahiller yönünden davanın reddine, anılan taşınmazın tespit gibi M. E adına tapuya tesciline karar vermiş, bu karar davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"... Her ne kadar asli müdahil Hazine tarafından dava konusu taşınmazın Günyazı köyünde kain olup, davalı M. E'ın da yabancı uyruklu olması, yabancı uyrukluların Türkiye'de köylerde taşınmaz edinmelerinin belli koşullara tabi olup, M. E lehine bu koşulların gerçekleşmediği bildirilmiş ise de; tespit tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Bakanlar Kurulunun 5/9/1959 tarih ve 4/12167 sayılı (M. E için özel) muafiyet kararnamesi gereğince M. E'ın'ın köyde özellikle tapuya dayalı olarak taşınmaz edinebileceği, Kadastro Hakiminin tespit tarihi itibariyle taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözeceği, sonradan M. E'ın mal varlığına el konulmasının bu durumu etkilemeyeceği, belki kesinleşen tespitten sonra tasfiyenin düşünülebileceği, M. E adına senetsizden değil Günyazı köyü 27/1/1967 tarih ve 37 sıra nolu tapu kaydına istinaden tespitin yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı M. E'ın dayandığı ve tespit sırasında uygulanan 27/1/1967 tarih ve 37 sıra nolu tapu kaydının ve geldiği kayıtların dava konusu yere ait olduğu, özellikle ikinci keşifteki mahalli bilirkişi anlatımlarından, fen bilirkişisi raporundan ve komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarından anlaşılmıştır. Davalı tespit maliki M. E adına tapu konusu yere ait tapu kaydının bulunmasının kendisi yönünden kazanılmış hak teşkil edeceği gibi, M. E'ın Suriye uyruklu olmasına rağmen 'Suriye uyrukluların tabu tutulduğu blokajdan M. E'ın muaf tutulmasına' dair Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu'nun 5/9/1959 tarih ve 4/1267 sayılı Kararnamesi ile köyde taşınmaz edinmesine imkan sağlandığı sonucuna varılmış, M. E adına aynı köyde kendi adına kesinleşmiş 33 ve 949 parsel sayılı taşınmazların da bulunduğu belirlenerek asli müdahil Hazinenin talepleri yerinde görülmemiş ve Hazinenin davasının reddine karar vermek gerekmiştir.

Günyazı köyü 27/1/1967 tarih ve 37 sıra nolu tapu kaydının ve diğer geldiği 1944 ve 1940 tarihli tapuların dava konusu yere ait olup, M. E'ın dava konsu yerde ölünceye kadar malik sıfatıyla zilyet olduğu belirlendiğinden, dava konusu taşınmazın tespit gibi M. E adına tapuya tesciline karar vermek gerekmiştir..."

 

7. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 12/03/2010 tarih ve E.2009/1749, K.2010/1322 sayılı kararı ile, "01.10.1966 tarih 6/7104 sayılı kararname ile, hiç bir istisna tanınmaksızın Suriye uyrukluların mallarına el konulması karar altına alındığına ve 6/7104 sayılı kararname ile getirilen kısıtlamalar Suriye uyruklu Mihail İlyan (Mikhail Elian) için de geçerli bulunduğuna göre bu hususun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmemiş olması isabetsiz olup tarafların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de; bu şerhin konulmaması yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 5. sayfasındaki hüküm kısmının 5. bendinin 3. satırındaki “...tapuya tesciline...” sözcüklerinden sonra “...ve Suriye uyruklu Mihail İlyan’ın (Mikhail Elian'ın) malına 01.10.1966 tarihli 6/7104 sayılı kararname ve 13.10.1966 tarih 1395 sayılı genelge gereği el konulduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine...” sözcüklerinin eklenmesi" suretiyle temyize konu kararın düzeltilerek onanmasına karar vermiş, bu karar da karar düzeltme yoluna gidilmeksizin 21/05/2010 tarihinde kesinleşmiştir.

 

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

 

8. Başvurucu vekili, idari yargı yerinde görülen davada, M. E'ın malvarlığına 1062 sayılı Kanun kapsamında el konulması işleminin hukuka uygunluk denetiminin yapıldığını ve dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini; adli yargı yerinde görülen davada ise adı geçenin malvarlığına el konulduğuna dair tapu kaydının beyanlar hanesine 1062 sayılı Kanun gereğince şerh konulduğunu, ortaya çıkan çelişkili kararlar nedeniyle bir hakkın yerine getirilmesi olanaksız hale geldiğinden bahisle hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle adli yargı yerine Uyuşmazlık Mahkemesine başvuru dilekçesi vermiştir.

 

9. Hatay Kadastro Mahkemesinin 10/05/2022 tarih ve E.1987/168 sayılı üst yazısı ile, başvurucu vekilinin talebi doğrultusunda iddia olunan hükümler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

IV. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca 2247 sayılı Kanun'un 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.

 

A. Danıştay Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

11. Danıştay Başsavcısı, hüküm uyuşmazlığı bulunmadığı yönündeki düşüncesinde, özetle; "...Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararlar, adli ve idari yargı yerlerinde verilmiş ve kesinleşmiş kararlar olmakla birlikte; Ankara 6. İdare Mahkemesinde açılan davanın konusunun; Suriye eski mebuslarından Mikhail Elian (Mihail llyan) hakkında özel olarak çıkartılan 05/09/1959 tarih ve 4/12167 sayılı gizli Kararnamenin, 1966 yılında yürürlüğe giren 6/7104 sayılı Suriye uyrukluların taşınır, taşınmaz mallarına el konulmasına ilişkin genel Kararname ile zımnen yürürlükten kaldırıldığından bahisle, Mikhail Elian’ın Türkiye’de bulunan taşınır ve taşınmaz mallarına, her türlü hak ve menfaatlerine el konulmasına ilişkin 03/12/2007 tarih ve 1097 sayılı Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemine ilişkin bir dava olmasına karşın, Hatay Kadastro Mahkemesinde açılan davanın konusunun; bir tespite itiraz ve tescil davası olduğu, 2247 sayılı Kanun uyarınca hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edilebilmesi için aranılması gereken şartlardan birisi de, aynı konuya ve sebebe ilişkin olma şartı olduğu, verilen kararlarda, adli ve idari yargıda açılan davaların aynı sebebe dayandığı halde konularının birbirinden farklı olduğu, bu durumda; adli ve idari yargı yerlerinde verilen kararlar arasında 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen konu birlikteliği şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle hüküm uyuşmazlığı bulunmadığını" belirtmiştir.

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

12. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, hüküm uyuşmazlığı bulunmadığı yönündeki düşüncesinde, özetle; “... Mahkemelerce verilen hükümlerin konu ve dava sebebinin aym olup olmadığı ve kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunup bulunmadığı konusunun ayrıca incelenmesinde; Hatay Kadastro Mahkemesindeki dava; yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın davacı Corc Marin adına tescili istemiyle açılmış ve Mahkemece davanın reddine karar verildiği, Ankara 6. İdare Mahkemesindeki dava ise Mikhail Elian (Mihail İlyan) hakkında özel olarak çıkartılan 05.09.1959 tarihli ve 4/12167 sayılı gizli Kararname'nin, 1966 yılında yürürlüğe giren 6/7104 sayılı Suriye uyrukluların taşınır, taşınmaz mallarına el konulmasına ilişkin genel kararname ile zımnen yürürlükten kaldırıldığından bahisle, Mikhail Elian’ın Türkiye’de bulunan taşınır ve taşınmaz mallarına, her türlü hak ve menfaatlerine el konulmasına ilişkin dava konusu 03.12.2007 tarihli ve 1097 sayılı Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü işleminin iptaline karar verildiği; bu duruma göre, Kadastro Mahkemesindeki davanın, kadastro tespitine itiraz ve tescile; İdare Mahkemesindeki davanın ise davalı idarenin el koyma işleminin iptaline ilişkin olması karşısında, mahkeme kararlan arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, dava konusunun aynı olması koşulunun gerçekleşmediğini" belirtmiştir.

 

                                     V. İLGİLİ HUKUK

 

13. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlığını taşıyan 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

14. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesi şöyledir:

 

"1 nci maddede gösterilen yargı mercileri tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir."

 

VI. İNCELEME VE GEREKÇE

 

15.Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 17/04/2023 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

16. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının ortaya çıkabilmesi için:

 

          a) Uyuşmazlık doğuran hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

          b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

          c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

          d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

          e) Kararlarda arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

 

17. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen idari yargı ve adli yargı kararlarının incelenmesinden; ortada idari ve adli yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu, taraflardan en az birinin aynı olduğu, her iki davanın da aynı sebebe dayanmakla birlikte davalarınkonularının aynı olmadığı anlaşılmıştır.

 

18. İdari yargı yerinde M. E'ın terekesinin temsilcisi tarafındanaçılan davada; M. E’ın Türkiye’de bulunan taşınır ve taşınmaz mallarına, her türlü hak ve menfaatlerine el konulmasına ilişkin 03/12/2007 tarih ve 1097 sayılı Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işleminin yukarıda anılan gerekçeyle iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

 

19. Adli yargı yerinde, Hatay ili, Antakya ilçesi, Günyazı köyünde bulunan ve tapunun 171 parseline kayıtlı taşınmazın M. E adına yapılan tespitinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada ise, davacı Corc Marin'in ve asli müdahillerin davalarının reddine, "Günyazı köyü 27/1/1967 tarih ve 37 sıra nolu tapu kaydının ve diğer geldiği 1944 ve 1940 tarihli tapuların dava konusu yere ait olup, M. E'ın dava konsu yerde ölünceye kadar malik sıfatıyla zilyet olduğu belirlendiğinden, dava konusu taşınmazın tespit gibi M. E adına tapuya tesciline ve Suriye uyruklu Mihail İlyan’ın (Mikhail Elian'ın) malına 01.10.1966 tarihli 6/7104 sayılı kararname ve 13.10.1966 tarih 1395 sayılı genelge gereği el konulduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine..." karar verildiği  anlaşılmıştır.

 

20. İdari yargı yerindeki iptal davasının ve adli yargı yerindeki tapu iptali ve tescili davasının yargılamaları sonucunda verilen kararların M. E'ın terekesi lehine sonuçlandığı, sadece tapu iptali ve tescili davasında tapunun beyanlar hanesine yukarıda zikredilen hususun gösterilmesine de karar verildiği görülmektedir. Tapu kütüğünde taşınmaza ait sayfanın "Beyanlar" hanesine yapılacak kayıtların kural olarak bir ayni hak kurmayacağı, kişisel bir hakkı kuvvetlendirmeyeceği, beyanların işlevinin salt taşınmazla ilgili fiili ve hukuki durumlara açıklık sağlamak olduğu, uyuşmazlık konusu davada beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilen hususun kamu hukukuna ilişkin bir kısıtlama niteliğinde olmadığı, idari yargı yerinde verilen iptal kararı ile de bu ibarenin bir anlamının kalmadığı anlaşılmakla, kararlar arasındaki bir çelişkiden veya hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hale gelmesinden bahsetmek de mümkün görünmemektedir.

 

21. Ankara 6. İdare Mahkemesi ile Hatay Kadastro Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, "aynı konuya ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilerek, adli ve idari yargı yerlerince verilen farklı konulara ilişkin olarak verilen kararlar arasında hakkın yerine getirilmesini olanaksız kılan çelişkiden de bahsedilemeyeceği ve hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

 

22. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

VII. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ilişkin olması ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

17/04/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

            Başkan                        Üye                             Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                 Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN