T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO     : 2019 / 146

          KARAR NO : 2019 / 196

          KARAR TR  : 25.3.2019

ÖZET : Borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali, takip konusu alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

           

K  A  R  A  R

 

Davacı         : L.Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. T. T.

Davalı          : Yalova Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. H. B. O.

 

O L A Y      : Davacı vekili; müvekkiI şirkete sigortalı 77 … 098 plakalı aracın, sürücüsünün sevk ve idaresinde iken; 22,03.2012 tarihinde davalı yanın personel otoparkına giriş yaptığı esnada girişte bulunan otomatik yer bariyerlerinin kalkması nedeniyle aracın ön kısmında maddi hasar meydana geldiğini; ifade ve tespitlere göre, araçta meydana gelen hasardan davalı Belediye Başkanlığının %100 kusurlu olduğunun ortaya konulduğunu; bu nedenle müvekkil şirketin sigortalıya ödediği meblağın rucüan tahsili için Yalova İcra Müdürlüğünün 2015/2122 Esas Sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını; ancak davalının, yapılan takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu ve bugüne kadar da kendilerine herhangi bir ödemede bulunmadığını ifade ederek; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak koşuluyla; Yalova İcra Müdürlüğünün 2015/2122 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalı yanın yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı Belediye Başkanlığının işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

YALOVA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.11.2015 gün ve E:2015/641, K:2015/804 sayı ile, “(…)Mahkememizce yapılan yargılamada; dosya kapsamına göre, benzer olaylarda Yalova Belediyesine karşı açılan bariyerlerin neden olduğu hasarlarla ilgili davalarda, belediyenin kamu hizmeti yürütmesi sırasında hizmet kusuruna dayalı olarak oluşan hasara ilişkin açılan bu davanın idari yargıda görüleceğine kanaatine varıldığından, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden yargı yolu yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilince, dava konusuna ilişkin olarak Uyuşmazlık Mahkemesi ve bir kısım Yargıtay kararlarında kimi zaman adli yargının kimi zaman da idari yargının görevli olduğu belirtildiği gerekçesiyle davanın mahkememizde açıldığı beyan edilmiş ise de, Uyuşmazlık Mahkemesinin son kararlarında ve buna dayalı olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin daha sonraki emsal nitelikteki kararlarında değinildiği üzere, davada esasen hizmet kusuru nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini istenilmekte olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında İdare Mahkemesinde tam yargı davası olarak açılıp görülmesinin gerektiği belirtildiğinden, buna göre davanın idari yargı yerine adli yargıda açılmak suretiyle yargı yolu bakımından yanlış açıldığı kanaatine varıldığından, bu gerekçeyle reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1-Davanın YARGI YOLU YÖNÜNDEN REDDİNE…” karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesince;  2.3.2016 gün ve E:2016/1626, K:2016/2561 sayı ile, temyiz istemi reddedilerek onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 2.İdare Mahkemesi: 3.6.2016 gün ve E:2016/640, K:2016/540 sayı ile,  dava konusu uyuşmazlığın icra takibinden kaynaklandığı, çözümünün Adli Yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle;  davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine Danıştay Onuncu Dairesi; 23.10.2018 gün ve E:2016/13322, K:2018/3270 sayı ile, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi hükmü uyarınca davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varılması durumunda görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde hukuka uyarlılık bulunmadığı gerekçesiyle; davacının temyiz isteminin kabulüyle, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 03/06/2016 tarih ve E:2016/640, K:2016/540 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.

BURSA 2.İDARE MAHKEMESİ: 13.2.2019 gün ve E:2019/83 sayı ile, “(…) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49 maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş, değişik 58. maddesinde; takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup değişik 66. maddede; süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, İkincisi ile 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. madde; "(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır, "hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Kanun'un 1. maddesinin birinci fıkrasında; "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen "mahkeme" ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu'nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 26/12/2016 tarih ve E:2016/661, K:2016/678 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderilen Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2015/641-K2015/804 dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.3.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece ekinde UYAP sistemi üzerinden temin edilen adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali, takip konusu alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan, Bursa 2.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2015 gün ve E:2015/641, K:2015/804 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2015 gün ve E:2015/641, K:2015/804 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.3.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                     BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                            AYDIN                            TUNÇ                            TOPUZ