T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO    : 2014 / 719

          KARAR NO   : 2014 / 774

          KARAR TR   : 14.07.2014

 

ÖZET : Davacının, Mamak Tren İstasyonu içinde banliyö trenini beklerken elektrik çarpması sonucu malul kalması ve yüksek gerilim hattından elektrik akımına maruz kalarak yaralanması nedeniyle maluliyetinin tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R 

 

 

Davacı           : Rahman Akdemir adına velayeten Fadime Caner

Vekili              :  Av. Demet Kesici

Davalı                        : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili              :  Av. Nuray Taş

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 31.3.2010 tarihinde Mamak Tren İstasyonu içerisinde banliyö trenini beklerken elektrik çarpması sonucunda malul kaldığını, olayın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu, zira olayın meydana geldiği gece vakti istasyonda hiçbir güvenlik görevlisi, biletçi veya herhangi bir görevlinin bulunmadığını, aydınlatmanın yeterli olmadığını ve en önemlisi istasyon içerisinde geçen elektrik kablolarının açıkta olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini ileri sürerek, maluliyet tazminatı olarak şimdilik 8.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı TCDD vekilli savunma dilekçesinde davada idari yargı yerinin görevli olduğunu ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur.

Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi: 9.11.2010 gün ve E:2010/465 sayı ile, davalı vekillinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekili idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda süresi içerisinde 12.11.2010 tarihinde dilekçe vermiştir.

Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi 1.3.2011 gününde davalı vekilinin görevle ilgili itirazları konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkeme heyetine tedvine karar vermiştir.

Davalı idare vekili 13.7.2011 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren dilekçesi ile, usulü dahilinde ve yasal süreler içerisinde yargı yolu itirazında bulunulduğu nedeniyle dosyanın Danıştay Başsavcılığına gönderilmesini talep etmiştir.

Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi : 17.11.2011 gün ve E: 2010/465, K: 2011/550 sayı ile, kazanın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında meydana geldiği, davanın davalı kurumun hizmet kusuruna dayandırıldığı, tekel niteliğinde kamu hizmeti yürüten davalı TCDD’nin bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka bir nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinden 2577 sayılı Kanunun 2/1-b maddesi kapsamında bulunan davanın çözümünün idari yargı yerinin görevine girdiğinden ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen nazara alınması gerektiğinden, maluliyet oranının tespitine ilişkin olarak verilen ara kararından dönülerek, mahkemelerinin görevsizliğine, davanın yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi :  21.10.2013 gün ve E: 2013/884, K: 2013/18280 sayı ile, davalı olan TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, 233 sayılı KHK’nın 2. maddesinin 3. fıkrasına göre sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsü olduğu, kamu iktisadi teşebbüslerinin, müesseseler, bağlı ortaklıklar 233 sayılı KHK ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, ayrıca ticari bir faaliyet olarak işletmeciliği yürütülen Mamak Tren İstasyonunda ve TTK’nda düzenlenen taşıma hizmeti esnasında gerçekleşen hadise nedeniyle TCDD’nin sorumluluğuna ilişkin işbu davada adli yargı yerinin görevli olduğunu, bu itibarla mahkemece uyuşmazlığın esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmetmiştir.

 ANKARA ASLİYE 7. TİCARET MAHKEMESİ : 17.4.2014 gün ve E: 2014/31 sayı ile, yerinde görülen bozma kararına uyulmasına, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın onaylı bir örneğinin Danıştay Başsavcılığına gönderilmesini karar vermiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCILIĞI : Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir yolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün Ana Statüsünün 2. 3. ve 4. maddelerinden söz ederek, davada, tazminat isteminin karar bağlanabilmesi, anılan görevin gereği gibi yerine getirilip getirilmediğinin; hizmetin noksan yada hatalı yürütülüp yürütülmediğinin veya kamu idaresini Kamu Hukuku kurallarına göre sorumlu kılan diğer hallerin var olup olmadığının araştırılıp saptanmasını gerektirdiğinden; davanın TCDD Genel Müdürlüğüne karşı açılan ve bu idarenin Kamu Hukukuna göre olan sorumluluğunu gerektiren kısmının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevinde olduğu, bu nedenle 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘un katılımlarıyla yapılan 14.07.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, 31.3.2010 tarihinde Mamak Tren İstasyonu içinde banliyö trenini beklerken elektrik çarpması sonucu malul kalması ve yüksek gerilim hattından elektrik akımına maruz kalarak yaralanması nedeniyle maluliyet tazminatı olarak şimdilik 8.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 125’inci maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanına gren idari dava türleri arasında gösterilmiştir.

Diğer yandan, 08.10.1984 tarih ve 18559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (T.C.D.D.) Ana Statüsü'nün "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1 'inci maddesi, "Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları işletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir..." hükmünü taşımakta; "Hukuki Bünye" başlıklı 3'üncü maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan T.C.D.D. işletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir "Kamu İktisadi Kuruluşu" olduğuna ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmekte; 4'üncü maddesinde de, sayılan kuruluş amaç ve faaliyet konularının tamamına yakınının "tekel" kapsamında işler olduğu belirtilmekte; kuruluşu, yönetimi ve denetimi konularında 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine paralel düzenlemelere yer verilmekte olup; buna göre, T.C.D.D. İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır.

233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, işletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 31.3.2010 tarihinde Mamak Tren İstasyonu  içerisinde banliyö trenini beklerken elektrik akımına kapılması sonucunda yaralandığı ve hastanede tedavi gördüğü nedeniyle yaptığı tedavi giderlerinin tazmin edilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların; Anayasa'nın 125'inci maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendindeki, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerlerinde bakılacağı yolundaki düzenleme uyarınca, İdari Yargı'nın görevinde bulunmaktadır.

Bu bakımdan; dosyadaki uyuşmazlığın çözümünün, T.C.D.D. İşletmesinin görevinde olan kamu hizmetini yürütmek amacıyla kurmuş olduğu demiryolu hattı boyunca aldığı önlemler yönünden kusurunun ya da idarenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirleme ise, yukarıda açıklanan Anayasa ve yasa hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; davanın görüm ve çözümü İdari Yargı'nın görev alanına girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak reddine ilişkin Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesinin 17.4.2014 günlü kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak REDDİNE İLİŞKİN  Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesinin 17.4.2014 günlü KARARIN KALDIRILMASINA, 14.07.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali 

ÖĞÜŞ

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane  

TOPUZ

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT