Hukuk Bölümü         2013/346 E.  ,  2013/433 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : A.Ş.

Vekili      : Av. M.G.

Davalı      : Milli Eğitim Bakanlığına İzafeten İstanbul İl Özel İdaresi

Vekili      : Av. F.K.Ş.                 

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, Çakmak Mahallesi, 95 Ada, 15 ve 16 Parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, sözkonusu taşınmazın imar planında okul ve yol alanı olarak ayrıldığını, taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekilinin 1. celseden önce süresi içerisinde, verdiği dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığı, taşınmazın imar planında okul ve yol alanında kalmasının fiilen elatılmadıkça tazminat hakkı doğurmayacağı; ancak fiilen el atılan yerin bedelinin istenilebileceği; taşınmazın mal sahibinin elinden alınmadığı, davacının kullanım hakkının devam ettiği; imar planı düzenlemesinden idarenin sorumlu tutulamayacağı; imar planının değiştirilmesinin ilgili Belediyelerden talep edilmesinin ve bu talebin kabul edilmemesi halinde, imar planının iptali talebiyle ilgili belediyelere karşı idari yargı yoluna başvurulması gerektiği önesürülerek davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, bu talepleri kabul edilmezse davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

Davalı idare vekili Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2011/575 sayılı dosyasında, birinci celse olan 29.11.2011 gününde duruşmaya katılmış ve cevap dilekçesini tekrar etmiştir.

Daha sonra Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesince sırasıyla 26.1.2012; 23.3.2012; 10.5.2012 tarihlerinde celseler açılmış; Davalı İdare vekili 10.5.2012 günlü 4. celsede Uyuşmazlık Mahkemesi kararları uyarınca davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

ÜMRANİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 6.12.2012 gün ve E:2011/575 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda verdiği dilekçesi üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 12 ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Yasa hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ,  Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 11.3.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiş; 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, Davalı İstanbul İl Özel İdaresince 1.celseden önce verilen savunmada imar planının iptaline ilişkin işlemlerde idari yargı yerinin görevli olduğu konusuna değinilmiş olmasına karşın, kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili talepli olan bu davada görev konusuna değinilmemiş, ancak dördüncü celsede ( 10.5.2012 tarihinde) iş bu davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda; davalı idare vekili tarafından Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davada (en geç) birinci oturumdan sonra yapılan görev itirazının süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.

 Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27.maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.3.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.