T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/395 KARAR NO : 2024/409 KARAR TR : 07/10/2024 |
ÖZET:Şanlıurfa Kent Müzesi otoparkında park halinde bulunan davacılara ait aracın, sel suları altında kalmasından dolayı araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybınıntazmini için açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1-T. Ç.
2-Y. Ç.
Vekili : Av. M. B. Ö.
Adli Yargıda
Davalılar : 1-Belsan İmar İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. M. Ş. İ.
2-ŞUSKİ Genel Müdürlüğü
3-Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. N. A.
Adli ve İdari Yargıda: DSİ Genel Müdürlüğü
I. DAVA KONUSU OLAY
1.Davacı vekili, Şanlıurfa ilinde yaşanan sel felaketi nedeniyle, müvekkillerinin engelli oğlu R. Ç. adına kayıtlı olan ... plakalı aracın Şanlıurfa kent müzesi otoparkında park halinde iken sel suları altında kaldığını, aracın yetkililer tarafından çıkartıldığını, hasar tespit formu ile araçta 700.000 TL zarar tespit edildiğini ancak, müvekkiline tespit edilen 700.000 TL zararın 350.000 TL'sinin ödendiğini, geriye kalan bedel ödenmediği için müvekkilinin mağdur olduğunu, aracında değer kaybı oluştuğunu, yapılan başvuruya rağmen olumlu sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin uğramış olduğu 1.000 TL hasar bedeli ve 1.000 TL değer kaybı olmak üzere toplam 2.000 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. AdliYargıda
2. Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 28/02/2024 tarih ve E.2023/961, K.2024/1270 sayılı kararı ile, davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Somut olayda; davacıya ait ... plaka sayılı aracın Şanlıurfa Kent Müzesi otoparkında araç park halinde iken meydana gelen sel felaketi nedeniyle aracın sel suları altında kalmasından kaynaklı açılmış tazminat istemine ilişkindir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/I-b maddesine göre, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davası açabilirler. Yukarıda belirtilen düzenlemeler uyarınca davalılar aleyhine açılan bu tam yargı davasında idari yargının görevli olduğu tartışmasızdır. Eldeki dava idari bir eyleme karşı açılmıştır. Yani idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle açıldığı, hizmet kusurunun ise hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve idarenintanzim yükümlülüğünün doğmasına yol açan hizmet kusurunun idari bir eylem olduğu, idari eylemlere karşı, idari işlemden doğan ve kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasına konu davaya bakmanın idari yargının görev alanına girdiği başka bir anlatımla davacının talebin idari eylem niteliğinde olduğu, idari eylemlerden doğan davaya bakmanın idari yargının görev alanına girdiği böyle olunca ilgili eylemin yerindeliğinin İYUK’nın 2/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirmeyi yapma görevinin de idari yargı yerlerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.
Hizmet kusurundan kaynaklanan ve idare aleyhine açılan davalar İYUK’nun 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde görülür. 2577 sayılı İYUK. gereğince “idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davaları” idari dava olarak belirlenmiştir. Dava, 2577 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca adli yargının görevi dışında kaldığından yargı yolu bakımından dilekçenin reddi gerekmekte olduğundan davacının davasının yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile H.M.K'nun 114/b ve 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır..."
3. Davacı vekili, bu kez aynı gerekçeye dayanarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen 100 TL hasar bedeli ve 100 TL değer kaybının yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdariYargıda
4. Şanlıurfa 3. İdare Mahkemesi 05/07/2024 tarih ve E.2024/723 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmışöyledir :
"...6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 1 ila 48. maddelerinde, sözleşmelerden doğan borç ilişkilerine yönelik düzenlemeler yapılmış, 561. maddesinde, "saklama sözleşmesi" saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlandıktan sonra, 579. maddesinde de "garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler" için özel sorumluluk hükümleri getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların oğlu R. Ç. adına kayıtlı ... plakalı aracın, Şanlıurfa Kent Müzesi Otoparkında sel suları altında kalması sebebiyle uğranılan zararın tazmini talebiyle açılan davada, Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.02.2024 tarih ve E:2023/961, K:2024/1270 sayılı kararıyla davanın hizmet kusurundan kaynaklı tam yargı davası niteliği taşıdığı ve idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, bu kararın, istinaf kanun yoluna başvurulmaması üzerine 24.04.2024 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden sonra, söz konusu olay sebebiyle araçta meydana gelen zarar sebebiyle 100,00-TL hasar bedeli, 100,00-TL araç değer kaybı olmak üzere şimdilik 200,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesi talebiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
21/05/2024 tarihli İlk İncelemeye Esas Ara Kararımızla, aracın hangi hukuki ilişkiye istinaden söz konusu otoparkta olduğu araştırılmış, davacı taraf ile davalılardan Belsan İmar İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi'nin sunduğu ara karar cevaplarının tetkikinden, otoparkın Belsan İmar İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından ücret karşılığı işletildiği, zarara uğrayan aracın da ücret karşılığı bu otoparka bırakıldığı anlaşılmıştır.
İdari yargının görev alanı, idare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi maksadıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden kaynaklanan ihtilaflar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlıdır.
Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 27/11/2023 tarih ve E:2023/443 K:2023/668 sayılı kararının 16. paragrafında da; "Diğer yandan, idari yargıda husumet kamu düzenindendir ve kendisine karşı dava açılan taraf, davalı mutlaka idare olmalıdır. Yani idari davalarda, davalı her zaman idaredir." denilmek suretiyle özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerinin idari yargı mercilerinde davalı olamayacakları açıkça vurgulanmıştır.
Dava konusu olayda, zararın meydana geldiği otoparkın işleteni olan ve davacıların tazminat istemlerini yönelttikleri Belsan İmar İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi, Belediye iştiraki olmakla birlikte, özel hukuk tüzel kişisidir. Bakılan davada, kamu idaresi olan davalılar da bulunmakla birlikte, otoparkı işleten şirketin de hasım gösterilmesi, tazminat talebine konu ihtilafın, esasen saklama sözleşmesinden kaynaklandığını göstermekte olup, bu sözleşme kapsamında araçta meydana gelen zararın giderilmesi istemli açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, meydana gelen zararın tazmini talebiyle açılan işbu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği neticesine varılmıştır.
Bu durumda, adli yargı mercii tarafından verilen görev sebebiyle usulden ret kararı üzerine Mahkememizde açılan dava dosyasının, görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir..."
5. Şanlıurfa 3. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
6. Anayasa'nın "Yargı yolu" başlıklı 125. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
"İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasışöyledir :
"1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:
a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
8. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Kuruluş" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"(Değişik: 7/2/1983-KHK 56/1 md.; Aynen kabul: 23/5/1984 - 3009/1 md.)
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bu Kanunda İSKİ olarak anılır.
Genel Müdürlüğün hizmeti, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin görev alanı ile sınırlıdır. Ancak, şehrin yararlandığı su kaynaklarının korunmasına ilişkin hizmetler, büyük şehir belediye sınırları dışında da olsa bu kuruluş tarafından yürütülür. Ayrıca İçişleri ile Bayındırlık ve İskan bakanlıklarının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu anasistem ile ilgili başka belediye ve köylerin su ve kanalizasyon işlerini de bu Genel Müdürlüğe verebilir.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. İSKİ personeli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir. "
9. 2560 sayılı Kanun'un"Görev ve yetkiler" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"İSKİ'nin görev ve yetkileri şunlardır:
a) İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yeraltı sularının kullanılmış sularla ve endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak,
d) Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,
e) Her türlü taşınır ve taşınmaz malı satın almak, kiralamak, ekonomik değeri kalmamış araç ve gereçleri satmak, İSKİ'nin hizmetleriyle ilgili tesisleri doğrudan doğruya yahut diğer kamu veya özel kuruluşlarla ortak olarak kurmak ve işletmek, bu maksatla kurulmuş veya kurulmakta olan tesislere iştirak etmek,
f) Kuruluş amacına dönük çalışmaların gerekli kılması halinde her türlü taşınmaz malı kamulaştırmak veya üzerinde kullanma hakları tesis etmek."
10. 2560 sayılı Kanun'unEk5. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanır."
11. 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesi ve Geçici 10. maddesi gereğince 31/03/2014 tarih ve 28958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/03/2014 tarih ve 2014/6072 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş olan Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Seyfi HAN, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 07/10/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekindeadli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
13. Raportör-Hakim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
14. Dava, Şanlıurfa Kent Müzesi otoparkında park halinde bulunan davacılarınengelli oğlu R. Ç. adına kayıtlı olan aracın, sel suları altında kalmasından dolayı araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybının yasal faizi ile birlikte davalılardan tazmini istemiyle açılmıştır.
15. Dava dosyasının incelenmesinden; Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclisinin 18/02/2022 tarih ve 126 sayılı kararı ile, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Edessa Müzesi altında bulunan kapalı otoparkın Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Belsan İmar İnş. Gıda San. Ve Tic. A.Ş işletmesine devredilmesine karar verildiği ve bu şirket tarafından otoparkın ücret karşılığı işletildiği; davacılar adına kayıtlı ... plakalı aracın Şanlıurfa kent müzesi otoparkında park halinde iken sel suları altında kalarak zarar gördüğü, Şanlıurfa Valiliği tarafından sel felaketinden zarar gören araç maliki R. Ç. hesabına "zarar ziyan" ödemesi adı altında 350.000 TL ödeme yapıldığı; bilahare davacılar vekili tarafından, hasar tespit formu ile araçta 700.000 TL zarar tespit edilmesine rağmen tarafına sadece 350.000 TL'nin ödendiğini, geriye kalan bedel ödenmediği için müvekkillerinin mağdur olduğunu, araçta değer kaybı oluştuğunu, yapılan başvuruya rağmen olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybının yasal faizi ile birlikte davalılardan tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
16. Kamu hizmetini yürüten davalıların bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.
17. Olayda davacılar tarafından, davalı Belsan İmar İnşaat Gıda San. ve Tic. A.Ş ile aralarında yapılmış olan saklama sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesine yönelik bir iddianın ileri sürülmediği, diğer davalıların kamu tüzel kişiliğini haiz olup kural olarak, işlem ve eylemlerinin kamusal nitelik taşıdığı; aracın sel suları içerisinde kalmasında ve zarar görmesinde davalıların kusurunun olduğu ileri sürülerek dava açıldığına göre, davada hizmet kusuruna dayanıldığı tartışmasızdır.
18. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeyegöre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacakdavaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
19. Kamu hizmetinin sunulması esnasında, hizmetin hiç işlememesi, geç işlemesi, kötü işlemesi gibi durumlar, idarenin hizmet kusuru olarak adlandırılır. Bu kapsamda açılan tam yargı davasında, idarenin eylem veya işlemlerinin hukuka uygunluk denetimi yapılıp, idari faaliyet nedeniyle ilgililerin durumu belirlenip, idarenin tazminsorumluluğunun bulunup bulunmadığına karar verilmelidir. İdarenin tazmin sorumluluğu olup olmadığı saptanırken, öncelikle olayda idarenin hizmet kusuru olup olmadığı hususunun, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmetkusurunun bulunmaması halinde ise kusursuz sorumluluk ilkesinin olayda uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi gerekmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, dava konusu tazmin isteminin de 2577 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
20. Buna göre yukarıda anılan mevzuat hükümleri ve yerleşik içtihatlar uyarınca, kamu tüzel kişiliğini haiz Belediye ve Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün, mülkiyetinde ve faaliyet alanı içerisine bulunan otoparkta, kamu hizmetini yerine getirirken oluştuğu iddia edilen zararın tazmini istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
21. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Şanlıurfa 3. İdare Mahkemesinin 05/07/2024 tarih ve E.2024/723 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Şanlıurfa 3. İdare Mahkemesinin 05/07/2024 tarih ve E.2024/723 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,
07/10/2024 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye
Kenan Doğan Eyüp Seyfi
YAŞAR AĞIRMAN SARICALAR HAN
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN