T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/455

KARAR NO  : 2021/488

KARAR TR  : 18/10/2021

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

K A R A R

                       

Davacı       : T. İnş.Taah.Eğt.Öğr.Tur.Mob.Dek.İml.San.ve Tic. Ltd. Şti.

Vekilleri     : Av.S. Ç., Av. H. E.K.

Davalı        : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekilleri     : Av. R. E., Av. B. F. D.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

  1. Davacı vekili, müvekkili şirkete, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Akyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından gönderilen ve M.D.'a ilişkin 10.05.2017 tarihli, 06-32109982-78732709/1213778 06 sayılı yazıda; “Müdürlüğümüze intikal ettirilen, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü denetmenlerince tanzim olunan 28.02.2017 tarih 2017/SP/016 sayılı rapor ve eki tutanakları tetkikinde; aşağıda belirtilen sigortalının kurumumuza bildirilmediği tespit edilmiştir.

Bu nedenle aşağıdaki dokümanda adı ve soyadı belirtilen kişilere belirtilen matrah üzerinden sigortalı işe giriş-işten ayrılış ve ayrıca aylık prim hizmet belgeleri tanzim edilerek, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. Maddesi gereğince bu yazımızın alındığı tarihten itibaren bir ay içinde Müdürlüğümüze verilmesi veya aynı süre içinde Acele Posta Servisi ile iadeli taahhütlü ya da taahhütlü olarak gönderilmesi gerekmektedir. Aksi halde belirtilen belgelerin Müdürlüğümüzce re’sen düzenlenerek işleme alınacağı hususunu, bilgilerinize rica ederim.” denildiğini; yazıda bahsi geçen işçinin müvekkili şirketin değil, Alt Yüklenici Z. D.’ın işçisi olduğunu; yazıda bahsedilen bildirimler konusunda müvekkilinin hiç bir yükümlülüğünün olmadığını; SGK primleri stopajlar, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin alt yükleniciye ait bulunduğunu ifade ederek; davalı idarenin 10/05/2017 tarihli, 06-32109982-78732709/1213778 06 sayılı işleminin iptali ile Me.D. için yapılmış ve yapılacak olan bildirimlerin ve yazıda yer alan hususlarla ilgili yükümlülüklerin müvekkili şirket üzerinden kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Ankara 1.İdare Mahkemesi 21/06/2017 tarihli ve E.2017/1461, K.2017/1502 sayılı kararı ile, dava konusu edilen yazının, adı geçen çalışan hakkında bazı belgelerin düzenlenerek kuruma verilmesine dair bildirim niteliğinde ve bir ay içinde gönderilmemesi durumunda kurumca resen düzenlenerek işleme alınacağı belirtilen bir yazı olması karşısında, idari yargı yerinde dava edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

3. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 07/12/2017 tarihli ve E.2017/10761, K.2017/36157 sayılı kararı ile,5510 sayılı Kanun uygulamasından kaynaklanan davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin idari davaya konu edilebilir kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 1. İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.

 

4. Ankara 1. İdare Mahkemesi 09/05/2018 tarihli ve E.2018/1008, K.2018/979 sayılı kararı ile, davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ile Kaymak İnşaat Tic. Ltd. Şti. arasında Ankara Gölbaşı mevkiinde bulunan şantiyede uygulanacak iç oda kapıları; mutfak, vestiyer, giyinme odası, ve banyo dolapları ile şaft kapağı ve posta kutusu imalatlarının yapımı konusunda 26.11.2014 tarihinde sözleşme yapıldığı, daha sonra yine davacı şirket ile Asya Mobilya-Zafer Dilmaç arasında Ankara Gölbaşı'nda Kaymak İnşaat 28 Daire Doruk Park Projesi kapsamında tek blok mutfak, banyo, vestiyer, giysi odası dolapları ile iç kapı süpürgelik ve şaft kapaklarının montajı işlerinin yapımı için 08.05.2015 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi imzalandığı görülmektedir.

5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alındığından, hizmet akdine dayanılarak çalıştırılan M.D. adlı çalışan hakkında davalı idarece bildirilen matrah üzerinden sigortalı işe giriş-işten ayrılış ve aylık prim hizmet belgelerinin tanzim edilerek 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesi gereğince bir ay içinde Kuruma verilmesi, aksi halde belirtilen belgelerin Kurumca resen düzenlenerek işleme alınacağına ilişkin olarak davalı idarece tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın, 5510 sayılı Kanun uygulamasından kaynaklandığı anlaşıldığından, adli yargı yerinde (İş Mahkemelerinde) görülmesi gerekmektedir."

 

5. Davacı vekili bu kez, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Akyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından müvekkiline gönderilen 10.08.2017 tarihli, 32109982-78732709-1213778 006 27-85 sayılı yazıda;“İşyerinizle ilgili olarak (3/a-l/a) maddede yer alan yükümlülüğü yerine getirmediğiniz anlaşıldığından, tarafınıza 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 102. maddesine istinaden 9.873,00 TL tutarında idari para cezası uygulandığı” denildiğini; bu yazının müvekkili şirket ile aralarında alt yüklenici sözleşmesi bulunan dava dışı işveren Zafer Dilmaç’ın işçisi olan M.D.'a ilişkin olduğunu ve bu konuda sorumluluğun alt yükleniciye ait bulunduğunu ifade ederek; idari para cezası işleminin iptali istemiyle25/06/2018 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

6. Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 12/07/2018 tarihli dilekçede; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Akyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından müvekkiline gönderilen 32109982-78732709-1213778 006 27-85 sayılı 10.08.2017 tarihli yazının dikkate alınmamasını; ASLEN Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 06-32109982-78732709/1213778 06 sayılı 10.05.2017 tarihli yazısına ilişkin idari para cezasının iptaline ilişkin taleplerinin dikkate alınmasını istemiştir.

B. Adli Yargıda

 

7. Ankara 5. İş Mahkemesi 05/02/2019 tarihli ve E.2018/239, K.2019/84 sayılı kararı ile, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Karar şöyledir:

 

"İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına Kurum tarafından 32109982- 78732709 - 121/3778 06 27-85 sayılı 10/08/2017 tarihli idari para cezası kesildiği, kesilen işbu idari para cezası 22./08./2017 tarihinde tebliğ edildiği ceza tutanağının yersiz olduğu ve iptali ile davanın kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı Kurum vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı yasanın 102.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili 102.maddede " idari para cezaları ilgiliye tebliği ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içerisinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili İdare Mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içerisinde başvurunun yapılmaması halinde idari para cezası kesinleşir," hükümleri düzenlenmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Yasa'nın 101.maddesine göre bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “...bu Kanun hükmünün uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür,’’ bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E.2010/65 K.2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiştir. Anayasa'nın 153/son maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek, ve tüzelkişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi kararları ile ilgili doktrindeki ağırlıklı görüş; Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçesinin de bağlayıcı olduğu yönündedir.

Somut olayda, davacı şirket hakkında 2015/5 ve 6. aylar yönünden çalışanlar ile ilgili eksik gün bildirim formu ve eklerinin verilmediği gerekçesi ile davacı şirket hakkında idari para cezası uygulandığı, idari para cezası yazısının 22.08.2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargıya ait olduğu dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı HMK.'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir."

 

8. İstinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 19/01/2021 tarihli ve E.2019/1902, K.2021/64 sayılı kararı ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Davacı vekili istinaf dilekçesinde aynı konu hakkında idare Mahkemesine açılan davada mahkemece davanın adli yargıda görülmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verildiğini iddia etmiş ise de; UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede Ankara 1 .İdare Mahkemesi dosyasındaki dava konusunun kurumun prim tahakkuk işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, bu davanın konusunun ise idari para cezasının iptali istemine ilişkin olup, idari para cezası ile prim tahakkuku farklı olduğundan her iki davanın konusunun farklı olduğu, idari para cezasının iptali davalarının idari yargının, prim tahakkuk işlemlerinin iptali davalarının adli yargının görevine girdiği, davacı vekilince eldeki davanın hem dava dilekçesinde, hem de ön inceleme duruşmasında taleplerinin idari para cezasının iptali istemi olduğunun belirtilmiş bulunduğu anlaşılmış, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdare Mahkemesinin görev alanına girdiği, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir."

 

9. Davacı vekili, Ankara 1. İdare Mahkemesi ile Ankara 5. İş Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu öne sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

10. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

"Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…)ileri sürülebilir."

 

11. Aynı Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 15. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 23/7/2008 – 5791/6 md.)

             Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra (…)taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir."

 

12. Aynı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 18/10/2021 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Mevzuat kısmında anılan hükümlere göre, davanın taraflarınca 14. madde kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesi için, adli ve idari yargı yerlerince konusu, tarafları ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

 

15. Dava dosyalarının incelenmesinden, Ankara 1.İdare Mahkemesinde E.2017/1461 sayısı ile açılan davanın, davacı şirket tarafından, M.D. adlı çalışan hakkında belirtilen matrah üzerinden sigortalı işe giriş-işten ayrılış ve aylık prim hizmet belgeleri tanzim edilerek 5510 sayılı Kanun'un 86.maddesi gereğince bir ay içinde kuruma verilmesi, aksi halde belirtilen belgelerin kurumca resen düzenlenerek işleme alınacağına ilişkin 10.05.2017 tarihli, 06-32109982-78732709/1213778 06 sayılı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına karşın; Ankara 5. İş Mahkemesinde E.2018/239 sayısı ile açılan davanın; davalı idarenin 10/08/2017 tarihli ve 32109982-78732709-1213778 006 27-85 sayılı işlemiyle tesis edilen ve davacının işyeriyle ilgili olarak 5510 sayılı Kanun'un 8. ve 86.maddelerinde belirtilen yükümlülüğü yerine getirmediğinden bahisle 5510 Sayılı Kanun'un 102. maddesine istinaden 9.873 TL tutarında idari para cezası uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemine ilişkin bulunduğu; bu itibarla her iki davanın konusunun farklı olduğu, davaların açılması gereken yargı yerlerinin de aynı olmadığı ve 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesinde öngörülen davaların konusunun aynı olması şartının gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

 

16. Bu durumda, davacı vekilince görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesi kapsamında Mahkememize başvurulmuş olmasına karşın, Ankara 1.İdare Mahkemesi Mahkemesi ile Ankara 5. İş Mahkemesi dava dosyalarının aynı konuya ilişkin olmaması nedeni ile 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen “aynı konuya ilişkin olma” koşulu geçekleşmemiştir.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan nedenlerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve davacı vekilince yapılan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

18/10/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

   Başkan Vekili                   Üye                               Üye                              Üye

       Muammer                    Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         TOPAL                    BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye 

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN